KAN BAĞINI TAM KESMEK LAZIM...

• 10 Temmuz 2019 Çarşamba 10:38:35

Küçük adamlar beyin hücrelerine göre söz inşa eder. Belki tarihsel bir çalıntı penceresi ve ya kapısı da olabilir. Yani geçmişle ilgili kâğıt katlama derken göz oymacılığına kadar yolu var.

Gönül lokması öyle bir şey ki öpüp başım üstüne diyen bizim oralarda. Bir sofi emmi vardı. Onun her güle yaşamı bile bendeki şu derin izleri kapatmada. Nuh’un tufanın başı gözü üstüne bir parça ekmek banıp yiyenlerin o duygunluk hissi hiç bitmedi…

Ve tam özlem saati gelmedi. Ama tepemde bir yük trenin hızlı geçişi var gibi gürültüye yüreklenen dağ gibi yıkılmam an meselesi de. Bir düşüncemde rüzgâra cesaret topluyor. Var saya ki görünmez bir kaza onların sendeki varlığını demiş kala kalmış öyle ezberimde

"Gülhane parkında ben bir ceviz ağacıyım" diye şairin bütün düşünce yetkisi bende olmasını unuttum ve çevremde sürekli dönüyorum!
Dönüyorum yer takke gök kubbe mantığında. Karınca yuvalarının yanı başına birikip ve o son kırıntıya kalanların daha çok zamana direnen söküklerini dikip sonra acımayınca benim canım o can acısını da bilmemelerine geliyorum.
Bizden olanı değil olmayan bi hayranlık duyarak bunu aşırı dövüşken horozların sabaha leş kokusuna vakte çeviren günahı ile ama hiç kimseye görünmeden sevap oyununa çevirmek kadar inanışlıyım onu da kim bilir.
İşte toplum olarak o hayale üretkeni not tutuşlara bir gelebilseydik. Uyanık birilerinin cebine üç kuruşu bizimde ve anlamadığımız bir dilden tapınma faslını bitirirdik.

Asıl bizim bize o ölümcül vuruş nereden de geldiğine ve art niyet ticaretini bir kenara bırakıp, noksanı kim ifade edecek sırlamasına geçince toprak taşımadı adına devri daim gidişlere yormanın âlemi hele ki hiç yok
Bu kafa karışıklığı içinde.Kan bağı olayı birilerinin işine yaradığı kesin. Gelişi güzel tavan asık bir kum torbası olduklarını bazen hatırlatın. Kemik kafesine birikmiş yağ kalıntısı dışında bir işe yaramadıklarını da.

ZARALICAN