- 458 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SİYAH VE BEYAZ ...
Geceye lekelenen siyah bilmem ki! Kimden neyi bilip, saklıyor. Gözle görülen o insandaki temas noksanlığını kimden alıp kime veriyor.
Her halükarda üzerinden derinleştikçe gözleri görmeyen birinin siyaha mahkûm oluşu ışığa azatlığı ile neye göre değiştiğini elbet bizde görmüş olacağız.
Usulca kapanan iki gözümün geride bıraktığı o kocaman beyaz boşluk biraz küçülmüş Yâda had’ini aşıp dağlar kadar büyüme olasılığını göz ardı etmem de gerekli.
Kısaca beni hiç düşünmeden siyahla karşı karşıya getiren O doğanın aslına uygun nöbet değişimlerinde ki! Ani hız sınırına kapılıp, gitmem de olabilirde.
Bunun adı ben öncesi konulan kuralar olduğunu şimdi daha net ve bütün içeriği ile anlaya biliyorum.
Doğrusu aynen izaha şudur. Bir saat erken karşıladığın o siyahı var ya! Bir saat erken bıraka bilme lüksü sende.
Hayatta her şansın tek taraflı geliştiğini bilmekle beraber yok sayıyoruz. Benim kendimden netleştirdiği tekler çok fazla olmasa da var işte. Sıkboğazlık olgusu içinde olduğumu düşünüp, bu konuyu çokça örneklemek istemiyorum.
Dediğim gibi, bir annem; bir babam var. Ne kadar muhteşem tekler oluvermişler benim hayatımda. Kurban olurum ben her ikisine de
Ve ben inan ki yaradılışımı annem ve babamla eşitliyorum. Tanrı kavramına ama hiç girmiyorum. Zaten tanrının meşguliyeti olan insanları çevremde o kadar sık görüyor ki ve kesinlikle görmezden gelemem de
Bunun aksini savunmuyorum yanlış anlaşılmasın ama ha! İnanışlar çeşitliğinden kayıp etmedikleri çok şey var. Asıl korkunç boyutlara ulaşan yine bildiğimiz o renkler her şeye hâkimler.
Nasıl mı? Bir kalabalık bir kalabalık her yer yeşile boyanmış minareler, tekkeler, türbeler inanın bir şeye tapınmanın arzusu ile yeşil o kadar kutsal ki; bende ki siyah gibi, aynı hedefe koymuşlar bile. Bunun neticesinde ise sesli düşünme adına bir zayıflık oluşturuyor herkeste
Ama siyah ve yeşil başka renkleri kırıp geçirmesine böylelikle göz yumulmuyor değil.
Açık yüreklilikle duygunun cümle teması ile henüz buluşmamasını göstere bilirim size.
Bunun başka nedenlerinden biride. Kimse kimseye kendisine ait rengi vermemeye de kararlı görünmesidir. Hani iki arkan çocuğun uzun süre oynayıp zıpladıktan sonra kavgaya tutuşmalarında ki o minik tehditkâr cümle "benim babam senin babanı döver " acaba ne kadar güçlü bir baba figür var ki o çocuk beyninde demeyin dövmenin yanı sıra küfür etmek güçlülüğü simgeletmişler çocuğa.
Biz beş kardeştik aramızda birer ikişer yaş vardı. Babam yurt dışında çalışırdı. Annemin bize söze geçirmediği noktalarda ise babamla korkuturdu bizi. Bu gün ki dibi çok iyi hatırlıyorum "kara Kâmil bir gelsin bak ben ona bunları nasıl tek anlatırım" derdi.
Ve biz büyüdük kara Kâmil yaş ilerleyince gurbette girmemeye karar verdi. Anamın o kara Kâmil dediği babam var ya! Aslında kar gibi beyaz tenli güzel bir adamdı. Haklı olduğu noktayı da yeri gelmişken söyleyeyim. Benim babam renklerden nasibini annem sayesinde almış oluyordu.
Kendisini ifade edemeyen her kim olursa renk karmaşası ile vakit kayıp etme şansı yok. Ve hangi yana dönerse dönsün siyah bildiği siyahtır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.