- 337 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEN ÖLDÜKTEN SONRA SEN- BÖLÜM-13
BEN ÖLDÜKTEN SONRA SEN- BÖLÜM-13
Başak on dakikadır telefon elinde, odasında bir aşağı bir yukarı volta atıp duruyordu. Ömür Hanım, salondan Başağa seslendi, ‘’ Kızım bu halin ne sen odanda hapishane mahkûmları gibi volta atıp duruyorsun, burada benim başım dönüyor.’’
‘’ Tamam, anne tamam.’’
Başak salona annesinin yanına gelerek,
‘’ Anne, yarın Seda Hanımla seansım var, ama daha evvel Naz ablayla görüşmek istiyorum. İzin verir misin?’’
Ömür Hanım,
‘’ Hangi dağda kurt öldü de kızım benden izin istiyor? Neyse şaka ediyorum. Tabii görüşebilirsin. Ama geç kalma vaktinde gel.’’
Geç kalmamaya çalışacağım anneciğim. Ama çıkmadan evvel Naz ablayı haberdar etmek için aramam gerek. Diye cevap verdi.
Biraz sonra neşesi yerine gelmiş bir halde evden ayrıldı. Naz’la bu sefer dışarda değil evde konuşacaktı. Kapıyı açınca Başağı karşısında gören Naz, hemen kenara çekilerek, içeri girmesini bekledi. Sonrada sarıldılar. Naz,
‘’ Gel Başakçığım, sen gelinceye kadar bende çayı demledim kekleri hazırladım.’’
Başak,
‘’ Hemen çaylarımızın başına geçelim Naz Abla, karnım çok aç. Senden Seda Ablaya anlatamayacağım bir konuda tavsiyelerini almak istiyorum.’’
Naz,
‘’ Karnın açsa yemek çıkarayım, sonra konuşuruz.’’
Başak,
‘’ Yok Abla bunlar beni idare eder.’’
‘’ Şimdi gelelim konumuza, evet Başak, benimle konuşmak istediğin şey nedir?’’
‘’ Abla her şeyden evvel bu konuşmamızdan ne Onur abinin, ne Seda Hanımın ne de, benim ailemin haberi olmayacak.’’
Naz,
‘’ Beni korkutuyorsun Başak, ne oldu? Bu kadar önemli olan şey nedir?’’
‘’ İlkokul ve ortaokul dönemimde hiç kız arkadaşım olmadı. En samimi arkadaşlarım erkek çocuklarıydı. Futbol oynamayı çok seviyordum. Daha doğrusu erkek çocukların oynadıkları bütün oyunları seviyordum. Hem cinslerime gelince onlardan hep uzak kaldım. Lise yıllarımda her şey tersine döndü. Bana başka düşüncelerle yaklaşan erkek çocuklarından nefret ediyordum. Bana dokunmalarından çocukça kur yapmalarından iğreniyordum.
Burada bir noktaya daha dikkatini çekmek istiyorum. Konuşurken hep dili geçmiş zaman kullanıyorum. Neyse kaldığım yerden devam edeyim. Bundan sonra anlatacaklarım sende yanlış düşünceler oluşturmasın. Çaresizliğim burada daha çok ön plana çıkıyor. Hemcinslerime ilgi duymaya başladım. Bütün isteğim bir ilişkiye gireceksem bu bir erkek olmayacaktı. Bendeki bu gelişmelere verecek cevap bulamıyordum. Ta ki Onur Abi, Seda Abla ve seninle karşılaşıncaya kadar. Şimdi anlıyorum ki, bana bunları yaptıran kalbim değil, benim vücuduma hâkim olan o kişi ve ya şahıs her neyse. İşte bugün sana bunları anlatmak için geldim buraya. Ben kimim Naz Abla. Dışardan bakarsan lezbiyen olma eğilimi olan bir kız, içerden bakarsan çaresiz zavallı bir kız çocuğu. ‘’
Başak birden hıçkıra, hıçkıra ağlamaya başladı. Gözlerinden yağmur niyetine gözyaşı yağıyordu. Naz yerinden kalkarak Başağa sarıldı, şimdi Başakla beraber o da ağlıyordu. Yine de konuşmaya çalıştı,
‘’ Hiç merak etme kızım bu günlerde geçecek. Biraz tahammül, biraz sabır. Sabret atlatacaksın. Onur Abine de Seda Hanıma da güven. Sen tertemiz ne istediğini bilen bir kızsın bunu oda anlayacak ve seni serbest bırakacak.’’
Cumartesi sabahı erkenden Onur Abinin kliniğine gittim. Hülyanın dediğine göre Onur Abi biraz sonra gelecekmiş. On dakika kadar geçmiş, geçmemişti ki Klinikten içeri girdi. Beni Hülyanın yanında çay içerken görünce gözleri ışıldadı.
‘’ Naz kızım sabah, sabah ne işin var burada?’’
‘’ Çok önemli Onur Abi, hemen Seda Ablayı da çağıralım anlatacaklarım var.’’
Yarım saat içinde Onur Abinin odasında toplandık. Dün Başakla yaptığım konuşmayı olduğu gibi naklettim. İkisini de derin bir düşünce aldı.
2
Daha sonra nasıl bir yol izleyeceğimize karar veririz, diye söze giren Onur abi devam etti,
‘’Sen bugünkü seansını yap Seda. Ben bizim Necmi ile konuşacağım. Şimdi çay mı içersiniz, kahve mi?
Biz çaylarımızı içerken kapı açıldı, daha Hülya haber vermeye fırsat bulamadan Başak içeri girdi. Bizi bir arada görünce,
‘’ Onur Abi bir günde erken geleyim dedim, onu da başaramadım. ‘’
‘’ Gel Başak, çay içer misin?’’
‘’ İçerim Onur Abi.’’
Başak birden gözlerini bana dikti, bende gözlerimi kaçırmayarak ona baktım. Geldi yanıma oturdu. Sakin ol diye kulağına fısıldadım. Henüz kimsenin konuştuklarımızdan haberi yok. Ama şimdilik.
‘’ Hadi Başak, yerine uzan başlayalım.’’
Başak uzandı Seda Hanım sakin bir sesle, Başak’la konuşmaya başladı. Yavaş, yavaş gözleri kapanan Başak her zaman olduğu gibi derin bir uykuya daldı.
‘’ Söyle bakalım Başak şimdi neredesin?’’
‘’ Yeni taşındığımız evdeyiz ancak yerleşebildik.’’
‘’ Bana bulunduğun sokağı tarif eder misin?’’
‘’ Tarif etmeye çalışacağım. Daha evvel dediğim gibi çamur diz boyu. Sokağa girerken, sol tarafta bir bakkal dükkânı var. Dükkân sahibi bakkal Önder Amca. Bizim sokağa girince yine sol tarafta Oduncu Muhittin Amca ve kalaycı var.’’
‘’ Eski bir köşk gibi iki katlı ahşaptan bir bina. Ha birde kocaman gövdeli çitlembik ağacı var.’’
‘’ Sen hiç çitlembik ağacı gördün mü?’’
‘’ Hayır görmedim.’’
‘’ Nereden biliyorsun çitlembik ağacı olduğunu?’’
‘’ Öyle hissediyorum. İleride sokağın sonunda bir ev daha var. Orada Berrinler oturuyor. Onu ben çok sevdim.’’Başak şimdi
‘’ Şimdi kaç yaşındasın?’’
‘’ Yedi yaşındayım.’’
Seda Hanım birden aklımızın ucundan geçmeyen bir soruyu Başağa sordu.
‘’ Başak yeni taşındığınız yerde, hiç park var mı?’’
Başak hiç düşünmeden cevap verdi,
‘’ Tabii var, hem de iki tane. Biri Büyük Saray Meydanı parkı, diğeri de Küçük Saray Meydanı çocuk parkı. Biz parkta bisiklete binerdik. Benim hiç bisikleti olmadı ama Ahmet bisikletini ben bineyim diye bana verirdi.’’
Seda hanım,
‘’ Şimdi parmağımı şıklatacağım uyanacaksın.’’
Seda Hanımparmaklarını şıklatınca, Başak birden trans halinden çıktı ama yüzünden yorgunluk akıyordu. Bize bakıp gülümsemek istedi ama başarılı olduğu pek söylenemez.
Başak,
‘’ Ne oldu benden bir şeyler öğrenebildiniz mi?’’
Seda Hanım,
‘’ Hem de nasıl. İstanbul’da hangi semte taşındığınızı biliyoruz artık.’’
Onur Bey,
‘’ Şehremini demeyeceksin değil mi?’’
Naz,
‘’ Oraları bende biliyorum. Parkı da biliyorum. Birkaç defa gitmişliğim de var.’’
Onur Bey Hülya’ ya seslendi,
‘’ Çaylar hazır mı kızım?’’
‘’ Hazır Onur Bey, Hatice hanım şimdi servis yapacak.’’
Onur Bey,
‘’ Başak, şimdi seninle Şehremini’ne gitsek o çocuğun yaşadığı evi bulabilir misin?’’
Başak,
‘’Hiç bilemiyorum Onur Abi.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.