- 672 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dost yanında kendimiz olduğumuzdur
Arkadaşım, senin de dikkatini çekti mi, civarlarında huzursuz olduğumuz insanlar bizi hep ’kendimizden başkası olmaya’ zorluyorlar. Sürüklüyorlar. Çekiştiriyorlar. İtiyorlar. Koşturuyorlar. Hatta yaralıyorlar. Ian Mcewan Zamanın İzlerinde’de, bence, önemli birşeye dikkat çekiyor: Birbirlerini rahatlatanlar ancak birbirlerini arzularlar.
Hayranlığa dair bütün kurugürültülerin bittiği yerde, insan, ancak yamacında dinlenebildiği bir huzurla tatmin olur. Durabileceği yerde konaklar. Koşmadığı yerde tutunur. Birisinin yanında kendinizi dingin/dinlenmiş hissetmeniz ona karşı her türden duygulanımın önüne geçer zamanla. Evet. Dost aslında ’yanında en çok kendiniz gibi olduğunuz’dur. Yanında kendimiz olmaktan çekinmediğimiz, sıkılmadığımız, utanmadığımız kimseye ’dost’ deriz biz genelde.
Bir saniye. Ne yaptık? Çok daldan dala konduk. Takibi zorlaştırır bu. O zaman şöyle bir yerden yeniden alalım: İnsanoğlu hayata iki şekilde ’tutunabiliyor’ kanaatimce: 1) Geçici lezzetlerde teselli bularak. 2) Herşeyin yerli yerinde olmasıyla huzurlanarak. Birinci şekilde mutluluğun tarifi ’sürekli bir değişimin’ eşiğinden seyrediliyor. (Tutunma bir maymunun daldan dala atlaması gibi bir eylenişle sürüyor bu stilde.) Yeni eşyalar, yeni arabalar, yeni evler, yeni mekanlar, yeni sofralar, yeni tatlar, yeni trendler, yeni deneyimler, yeni modalar, yeni tutkular vs. Mutluluğu bu eşikten seyrediyorsanız sürekli bir yeniliğe muhtaçsınız. Çünkü ancak bu değişenlerle dikkatinizi avutacak, belki de, kafasına vura vura sersemleteceksiniz.
İkinci şekildeyse değişenlerden ziyade değişmeyenlere bakacaksınız. Elinizi attığınızda eşyalarınızı aynı yerlerinde bulmak size iyi gelecek. Tutunduğunuzda durulacaksınız. Sükûn bulacaksınız. Sabahları aynı pencereden bakmak, akşamları aynı yoldan yürümek, geceleri aynı manzaraya doğru çay içmek, hergün beş vakitte aynı ibadeti yapmak, işte, o zaman da bunlara yapışacaksınız. Kanaatkâr olacaksınız. Alacağınız şey belki önceki kadar şatafatlı, cakalı, lezzetli olmayacak. Hergün bir yenilik kanınızı tutuşturmayacak. Ya? Yerli yerindelik size bir huzur verecek. Nereye ait olduğunuzu bileceksiniz. Nereden yola çıktığınızı bileceksiniz. Nereye varmak istediğinizi bileceksiniz. Anların sarhoşluğundan ayılıp sürecin seyriyle keyifleneceksiniz.
Şimdilerde Cenab-ı Hakkın kendisini mü’minlerin velisi/dostu olarak tarif ettiği her yerde ben bu mananın izlerini kovalıyorum. En çok da Kur’an’da elbette. Çünkü bakıyorum, hangi ayette böyle bir dost ifadesi geçiyor, ardından beni huzura kavuşturan bir mana daha öğretiliyor. Yani öğretilenler sayesinde evrendeki yerimi daha iyi biliyorum. Çevremdekileri daha güzel tanıyorum. Rahatlıyorum. Huzurlanıyorum.
O zaman Cenab-ı Hakkın kendisini mü’minlere neden ’dost’ olarak tarif ettiğini, vurguladığını, tekrar be tekrar hatırlattığını daha net kavrıyorum. Elhamdülillah. Evet. Onun karşısında kendim gibi olmaktan rahatlık duymalıyım. Çünkü o benim neyliğimi herkesten daha iyi biliyor. İnsan en çok Rabbine karşı insan olmaktan utanmaz. Çünkü zaten yaratılırken bu zayıflıklar ondan kabul edilmiştir. Başka biri olmasına gerek yoktur. Başka pozlar kesmesine lüzum yoktur. Başka rollere girmesine hiç ihtiyaç yoktur.
Buradan şuraya da geçelim arkadaşım. Bence gençler eş seçiminde kendilerine şu soruyu sormalılar: "Kimin yanında huzur bulurum?" Şunu sormamalılar: "Kimin yanında daha çok heyecan yaşarım?" Çünkü hiçbir insan yedi gün 24 saat heyecan vadedemez size. Kimse o kadar süre değişiyor olamaz. Hedefleriniz ele geçer olmalı. Ütopya kalmamalı.
Ancak gece olup yastığa başınızı koyduğunuzda herşey yerli yerinde gibi geliyorsa ve yarına dair endişeleriniz yanında olmakla azalıyorsa, dertleriniz sükûn buluyorsa, işte bence evlilikten maksat budur. Ayet-i kerime demiyor mu: "Onda ’sükûn bulmanız için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O’nun ayetlerindendir." Ayette geçen ’sükûn’ lafzını ahirzamana uyup ’hergün yeni bir heyecan’ diye çevirmişsen, hâşâ, Kur’an’ın ne suçu var bu işte?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.