Hüküm Allah’ındır
Dünyada yaşamak çiledir, acıdır, işkencedir… Ne kadar aşksızlığa ve sevgisizliğe maruz kalırsak, kalbimizin her yanına diken batar, karalar kabuk bağlar, yörüngesinden sapar, eylemsizlik kanunları ile açıklanan yörüngesizliğe kendini atar, sürükler, sürükleniriz. Kim yaşlanmam asla diyebilir, kim hiç hasta olmam diyebilir, kim uykusuz yaşayabilir, kim aç kalabilir… Ne kadar çok kim sorusu varsa o kadar bizi esir eder, kime mi insana-o da nankördür. Ne halden anlar ne tatlı dağıtır ne de çıkarsız iş yapar. Bu dediklerimi yaşamam diyen var mıdır, asla… Eğer bu dünya da nefes alışımızda huzur istiyorsak, enerji dolu yaşamak ve bedeline razı olduğumuz mutluluğa sahiplenmeyi arzuluyorsak, çağrımız şu olmalıdır, “Hüküm Allah’ındır!”
Hüküm Allah’ındır. Yaşadığımız hayatı Kur’an süslemeli ve her nefesimize hâkim olmalıdır. İnsan karar verirken, kısır öğrendikleriyle kısır yer gibi öğününü geçiştirerek o anlık doymamalı, aldığı karar yaşanılır ve kalıcı olmalıdır. Gelecek eğer varsa, o anlık yanlış kararın insanı ömrünün karanlık zindanlarında acı ve çileyle hapsederek isyanla doldurmamalıdır.
Hüküm Allah’ındır. Her yaşam tercihleri başka, başka sınavdır. Rastgele karar almak sonucunun olması çok zayıf olan piyango gibidir, kumar gibidir. Yanlış kararın düzelmesi için sürekli oynamak gibi geri dönülmez yanlışları yaşatır. Alınan karar yanlış olabilir ama gurur ve ben diyen nefsin hâkimiyetine son vermek gerekir. Tövbe etmek gerekir ve yanlış karardan hemen dönmelidir. Masum esen yelin tayfuna dönmesine ne gerek vardır.
Hüküm Allah’ındır. Her şeyde ölüm var anlayın artık. Elinizde ki domates yediğiniz anda ölür, midenizde şekil değiştirir. Yemeseniz de ilk önce solar sonra çürür ve kokar, en sonunda şekil değiştirir. Toprağa gömmek zorunda kalırsınız. İnsanda ölür ama ömür o kadar uzun gelir ki… Kimi zaman solar, kimi zaman tenini çürükler sarar, Kimi zaman kemikleri kırılır ama domates gibi değil de o tedavi görür, tekrar dirilir. Onun ölmesi için tenden ruhunun çıkması gerekir. Domateste ki ruh gibi değildir bu ruh.
Hüküm Allah’ındır. Rabbim ol der olur. Eğer olmuyorsa, sabır ismiyle davranmasındandır. Allah kimseyi cehenneme koyacağım diye uğraşmaz. Kulunun tövbe etmesini ve kendisine dönmesini sabırla bekler. Allah kimseye kötülük etmez. İnsanlar, Allah’ı dinlemediği ve ben bilirim diyen lüksü ve azgınlığı ile kötülüklere, acılar ve afetlere kapılırlar. Eğer insan Kur ‘andaki Allah’ın hükümlerine harfi harfiyen hayatını döşese ve yalnızca Ona sırtını dayasa bu dünyada felaketler olur muydu? İnsan tercihleriyle başına gelen ve kader olan her olayı Allah’a nasıl yükler. İnsan ne yaparsa kendi tercihidir. Yahut kimi dost edindiyse onun yanmışlığı kendisini de sarar. Evet, tercih Allah’ın dedikleri değilse vay haline insanlığın… Savaşların, afetlerin, kavgaların, azgınlıkların… İnsanı yaşamaya pişman ettiren sonuçlarını normal görmelidir. Belki bütün bunları ben yapmadım diyebilir ama sevdiği, yakın bulduğu, güvendiği onu düşünmeden yapmıştır. Bir damla huzur verdi diye, menfaat sağladı diye, alışkanlığımız oldu diye ısrarla peşinden gittiğimiz, seviyor sandığımız kişiler var ya! Sizi sevmiyor anlayınız. Yangından kaçar gibi kaçınız onlardan!
Hüküm Allah’ındır. İster kabul ediniz, isterseniz etmeyiniz! Ederseniz huzurlu yol sizin olur. İstemezseniz dünyada da cehennemi öbür dünyada da cehennemi yaşarsınız, kaçtığınız ve korktuğunuz ateşte… Akıllı iseniz huzuru seçersiniz… Dosdoğru yaşa ve zalim olma! Ne seçersen en güzelini seç, seç ki, kendinde ve etrafında güzelleşsin. Kimse mutlu olmasın diye yaşama sakın! Duygudaş ol daima…
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun… Allah’tan geldik ve yine Allah’a döneceğiz, Yani, doğmak kadar ölmek de haktır. İkisinin arasını Kur’an öğütleriyle doldurunuz.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.