- 434 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YAZIM DOSTTLARIMDAN YİTİRDİKLERİM
YAZIM DOSTLARIMDAN YİTİRDİKLERİM
Ahmet AYAZ
Gaziantep Ekspres Gazetesi 22 Ocak 2019
……………………………………………………………………………………………………
Yazım dostlarımızdan bir kayıp daha. 13 Ocak 2019 Pazar günü öykü ve çocuk kitapları yazarı- eğitimci Mustafa Aslan Hocanın ölüm haberi, beni çok derinden etkiledi. Ağlamamak için ne yaptımsa duygularıma hakim olamadım. “Sözcüklerin Dili Tutulunca” adlı öykü kitabını hatırlayınca, neredeyse benim de dilim tutuldu. Ne diyeceğimi, ne yazacağımı bilemez bir hale geldim.
Ancak Yukarıda “Yazım Dostlarımdan Yitirdiklerim” başlığı altındaki yazımı kaleme alıp sizler ile paylaşmaya ihtiyaç duydum. Kilis sevdalısı Mehmet Karakaş duymasın desem de, duyup üzülmüştür şimdi. Çünkü facebook haberimde rahmet göndermişti merhuma. Mustafa Aslan Hoca, canımız, gözümüz, bir kardeşimizdi. Sözün kısası Kilis İlimiz, bir eğitim, öğretim ve yazım sevdalısını kaybetti. Biz de kaybettik O’nu. Şimdi asıl konumuz olan yazım dostlarından yitirdiklerime geçiyorum.
Yanılmıyorsam tarih 2000 idi. Antalya Güllük Dergisinin şairler buluşmasına Rahmetli Mustafa Ceylan’ın davetlisi olarak gitmiştim. Kesik Minareli Caminin yakınında ki bir otelde konaklamıştık. Akşam yattım ve sabahleyin otelin arka bahçesine kahvaltıya indim. Alt üst kod giymiş bir muhterem masada otururken, selam verip oturdum. Tanıştım ki, İsmet Bora Binatlı imiş. Yaho dedim. 1994 tarihinde çıkarmış olduğum MERDİVENBAŞI adlı sanat sayfamda “SU” isimli şiirini yayımladığım Abdullah Satoğlu’nun adına rastladım. Acaba burada mı? Demeye kalmadı, “Bakınız üzerinde siyah takım elbise, kıravatını düzelterek geliyor. İşte o” Derken. Abdullah Satoğlu da selam verip masamıza oturdu. Program dışı tam üç gün biz üçümüz İsmet Bora Binatlı’nın arabasında Antalyayı gezip dolaştık. Orada rahmetli Prof. Dr. İsa Kayacan ile Sabit İnce dostum ile tanıştık. Rahmetli Hasan Ulusoy ile tanıştık. Osman Öcal ile Hasan Ulusoy ile tanıştık. Osman Öcal ile Sivasta da beraberliğimiz oldu. Antalya’da o programlarda Rahmetli Rasim Köroğlu ile tanıştık. Kimsenin görmediği bir zaman da “Körün Taşı” adlı şiir kitabını takdim ederken üzerim de sadece bu kaldı kimseler görmesin dedi.
Şöyle bir usumda sıralarsam, tanışıp, konuşup, kaybettiklerim. Rasim Köroğlu, Prof. İsa Kayacan, Hasan Ulusoy, Osman Öcal, Mustafa Ceylan, Ertuğrul Karakoç,Ülkü tamer, Bahaettin Karakoç , çok erken giden Mustafa Aslan. hepsini rahmet ile anıyorum.
Hiç unutamam “Abdurrahim Karakoç 30 Ağustos 2007 tarihinde ulusal Vakit Gazetesinde adımdan söz etmişti. Kendisine teşekkür etmek için telefonla aradığımda, zahmet etmişsiniz Ahmet Bey teşekküre gerek yoktur. Aslında ben cezalıyım, seni yazmakta çok geç kaldım” Dedi. Kendisi ile yüz yüze gelemedik ama, telefonla sayısız görüşmelerimiz oldu. 2006 yılında Elvan Yayınlarından İhsan Işık Hocamızın çıkardığı “Resimli ve metin örnekli Türkiye edebiyatçıları ve bilim adamları ansiklopedisi”ne, Ertuğrul Karakoç Hocamızın kaleminden girmişim. Hem de haberim olmadan. Mekanları cennet olsun diyorum. Gaziantepten kaybettiğimiz sadece Mustafa Aslan değil. Cemil Cahit Güzelbey’i, Vahittin Bozgeyik’i, (İzanlı Bekir Ağa) Bekir Karaduman’ı da yıllar önce Hakk’a uğurladık. Rahmetli Ülkü Tamer, Gaziantep/Şahinbey Belediyesinin 2003 tarihinde yayımladığı “Gaziantep’te Kültür Sanat ve Edebiyatta İz Bırakanlar” adlı kitabımın sunuş yazısını yazmıştı. Bilip, tanışıp, konuşup yitirdiklerimiz şair ve yazarlarımızdan bunları hatırlayabildim. Işıklar içinde uyusunlar diye dua ediyorum.
YORUMLAR
Ahde vefa azalan bir değerimiz. Galiba en çok buna yazıklanıp ağlamalı. Hele yazıp çizme eylemini gerçekleştirebildiğine inancı yerleşince insanın, yoklamaz oluyor ötesini berisini. Okumak sanki yerini yazmaya bırakmış oluyor, tuhaf bir bilgeliğe bürünüyor en kibirlisinden. Bizden uzak durması dileğimle, kutladım bu vefakar yazıyı...