- 443 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Pet Şişe
Selam verip de içeriye girince o eski dostum, benim de yüreğim pır pır etti, sevindiğimi belli ettim ki uzun zamandır da görmüyordum aslında haytayı. Sarılma öpüşme faslından sonra’’Bir çayını, kahveni içmeye geldim Ahmetçiğim’’dedi. Çay kahve ne kelime bizim her gelen gönül dostumuza, kapımız ardına kadar açıktır, bizi az çok tanıyanlar bilir...
Biraz sitem edeyim dedim şuna. ’’Neredesin aslanım sen bunca zamandır, sağ mısın, öldün mü, insan bir arar yahu telefon ile de olsa ’Biraz mahcup pozlarına büründü baştan ’Ne yapalım Ahmet iş güç işte, çoluk, çocuk, hanım derken zaman su gibi akıp geçiyor dostum ama bizim zamana hükmümüz geçmiyor’’
Hava da bir sıcak bir sıcak ki sormayın gitsin. Bizim eleman kahveleri getirince karşılıklı höpürdetmeye başladık İsmail ile. Bir yandan eski günlerden konuşuyoruz, bir yandan da kahvelerimizi yudumluyoruz zevkle. Nostalji diyeceğim lakin o kelimeyi de pek sevmiyorum, eski günleri yâd ediyoruz diyelim...
Kahveler bitince, haliyle üstüne su içme ihtiyacı hâsıl oldu, pet şişelerde iki su önümüze koyuldu. İsmail de bir an da şimşekler çaktı herhalde, döndü bana ’’Bak Ahmet bu pet şişe var ya bu pet şişe’’ ben de cümlenin peşinden tekrar hangi cümle gelecek diye merakla bekliyorum. Eee dedim, devam etti. ’’Benim hayatı mı kurtardı nerede ise desem yeridir ’’Ben iyiden iyiye şaşırma durumuna girince, bu yine devam etti, peş peşe cümleleri sıralamaya ’’Şu an o şirket de müdür pozisyonunda isem hep bu pet şişelere borçluyum birader’’ hala şaşırmaktayım o devam ediyor anlatmaya ’’Geçen sene arabam ile iş görüşmesine gidiyorum, çok önemli bir iş benim için, o esnada altı aydır işsizim, devletten de işsizlik maaşı almaktayım. Takım elbisemi giymişim, kravatımı takmışım, iç gıcıklayıcı kokularımı sürmüşüm, hem yanaklarıma hem de ceketimin her bir yanına, trafik bir tıkanmasın mı’’ ben de dinlemekteyim ’’Sonra birader’’ dedim ’’Arabada bir sıkıştım küçük abdeste, kıvranıyorum, sanki az sonra doğum yapacak kadın gibi millet de zır zırrr kornaya basıyor, trafik bana mısın demiyor, karşı şeride de bak yılan gibi akıyor’’heyecanla dinliyorum o devam ediyor anlatmaya’’Altıma edersem eğer iş görüşmesinde rezil rüsva olacağım senin anlayacağın, kapıyı aralasam da çaktırmadan teşaşürü dışarı boşaltsam, millet görecek yine rezil olacağız’’Anlatırken de aklı oraya gidiyor herhalde coşuyor, radyoda ki arkası yarınlar gibi adeta, bakalım nereye bağlayacak derken’’Birader arka koltuğa bir baktım yarı dolu bir pet şişe, o anki mutluluğumu bir anlatsam sayfalar almaz, sanki kalabalıkta annesini kaybetmiş de sonradan bulmuş çocuk gibi oldum nerede ise’’ Az çok tahmin etmeye başlamıştım hikayenin sonunu ama yine de o anlatsın’’Aynen pet şişeyi caddeye boşaltırsın çaktırmadan, pantolonun fermuarını indirirsin, ohh dünya varmış durumları, ne kadar zor bir durumdan feraha çıkma’’ döndüm arkadaşıma’’O pet şişeyi kim koyduysa oraya sana büyük iyilik etmiş birader’’dedim. O da döndü bana’’Sorma birader sorma pet şişeyi kim icat ettiyse ondan Allah razı olsun, o gün iş görüşmesine giderken benim hayatımı kurtardı, randevuya kılı kılına yetiştim, ama o şirkette şu anda müdür pozisyonundayım, hep o pet şişenin sayesinde pet şişenin, müdürlüğümü bir nevi pet şişeye borçluyum’’
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.