- 435 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BİR KEDİ HİKÂYESİ-2
BİR KEDİ HİKÂYESİ-2
Ben ev kedilerine acırım. Onların vatanı sadece dört duvar arasıdır. Derler ki kediler zamanının büyük bir bölümünü uyuyarak geçirirler. Yanlış bir tanım. Sen kediyi dört duvar arasına hapsedersen, bu hayvan ufacık yaşam alanında uyumaktan başka ne yapabilir ki?
Bende kedi besliyorum ama… Sizlerden bir farkla. Ben evde hangi haklara sahipsem o haklardan kedim de yararlanır. Benim kedim yüzde elli sokak kedisidir. Geriye kalan yüzde elli ise, onu ev kedisi yapar. Evimin bahçeye bakan penceresi akşam saat sekize kadar yaz kış açıktır. Kedim canı istedi mi çıkar gezer. İstemedi mi evde oturur.
Akşam iş dönüşü beni sokağın başında bekler. İkimiz eve gireriz. Cam kapanır, kapı kapanır ertesi günü sabaha kadar sokak kedisi yerini ev kedisine bırakır.
Evde kedimle en az on beş yirmi dakika kavga ederim. Beni ısırmak için saldırıncaya kadar kızdırırım. Amacım gerektiği zamansokakta kendini koruyabilsin. Kimlerden mi diye soracak olursanız, iki ayaklı hayvanlardan. Benim kedim kendisine yaklaşırken nasıl bir niyet taşıdığımı sezer ve ona göre tavır alır. Eğer sevmek için yaklaşıyorsam kendini bana olduğu gibi teslim eder. Ve sonrada uzun bir mırıltı başlar aynı ninni söyler gibi.
Ben şuna inanırım, hayvanların yaşam alanları asla kısıtlanmamalı. Herkese iyi evcil hayvan sevmeler.
Sanırım bu yazı kedi severler için bir anlam ifade eder.
BEN+MARMELAT= %50 EV YAŞAM ALANI
Diğer %50 si ise sabahtan itibaren sokaklar.
Tuğrul Ahmet Pekel
04.12.2018/ Salı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.