- 219 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SOKAĞIN SONUNDAKİ EV BÖLÜM-13
BÖLÜM-13
Bu sabah babamı mekânda ara ki bulasın. Adam kayıplara karıştı. Sinoplu’nun söylediğine göre bir, iki saatlik işi varmış.
Suna,
‘’ Abla bugün menü ne olacak?’’
Esma,
‘’ Tas kebabı yapacağız. Yanında da mücver olsun. Haydi bakalım. İşe girişelim. Öğleyi geçiyordu babam geldi. Bize bir şey söylemedi, bizde sormadık zaten.’’
Esma,
‘’Kız Suna, bu hafta sonu bize gelir misin?’’
Suna,
‘’ Fena fikir değil, Halil Dayı bir şey demesin?’’
Esma,
‘’ Yok kız bir şey demez.’’
Suna,
‘’ Kulağımın dibinde bağırıp durma tamam geleceğim.’’
Paydosa yakın yanıma geldi. ‘’ Kusura bakma Esma ablacığım. Evden ayrılamam’’ dedi. Bende Sinoplu’ya takılmaya karar verdim.
Esma,
‘’ Sinoplu Yarın ne yapıyorsun?’’
Sinoplu,
‘’ Yarın hiçbir işim yok.’’
Esma,
‘’ Gel seninle yarın Eminönü’ne balık yemeye gidelim.’’
Sinoplu,
‘’ Essah mı diyorsun?’’
Esma,
‘’ Vallah diyorum. Hem deniz havası alırız, hem de ekmek arası balık yeriz.’’
Sinoplu,
‘’ Tamam o zaman sabah saat onda durakta buluşalım. Ama balık ekmeği ben ısmarlayacağım.’’
Esma,
‘’ Anlaştık beni durakta fazla bekletme?
Pazar günü sabahı durağa çıktığımda, Sinoplu’nun beni beklediğini gördüm.
Sinoplu,
‘’ Ne yapıyoruz.’’
Esma,
‘’ Otobüse binelim, Sultanahmet’te ineriz. Oradan Eminönü’ne kadar yürürüz.’’
Sinoplu,
‘’ Bana uyar.’’
Gülhane parkının önünden geçip doğru balıkçıların oraya yürümeye başladık. Yürüdükçe elimiz kolumuz sallanıyor birbirine çarpıyordu. Bütün cesaretimi toplayarak. Sinoplu’nun elini tutup avcumun içine aldım. Sıkı, sıkı tuttum ve bırakmadım. Öylece birbirimize bakmadan yürüdük. Balıkçıdan balık ekmek alıp denize karşı yemeye başladık.
Esma,
‘’ Kızmadın değil mi elini tuttuğum için?’’
Sinoplu,
‘’ Yoo kızmadım, hatta hoşuma gitti. Bence tutmaya devam et.’’
Esma,
‘’ Sen bırak demedikçe, o eli hiç bırakmam. Sana bir şey soracağım ama sormaya çekiniyorum.’’
Sinoplu,
‘’ Ne istersen sor çekinme.’’
Esma,
‘’ Senin adın geçekten Sinoplu’mu?’’
Sinoplu soruyu duyunca başını kaldırıp gökyüzüne doğru uzun, uzun baktı. Yüzünün şekli bile değişmiş adeta kararmıştı. Sonra kendini toparladı ve Esma’nın sorusuna cevap verdi.’’ Hayır, ne adım Sinoplu, nede ben Sinoplu’yum. Bu seferde neden Sinoplu diyorlar diye soracaksın. Onunda cevabını vereyim. Bir zamanlar bir kızı çok sevmiştim. Hani ölesiye sevgi derler ya. İşte öyle bir şey. Ona açıldım ama onunda çok sevdiği biri varmış. Beni kabul etmedi. Kendini saklıyormuş. Sevdasına saygı duydum ve kenara çekildim.’’
Esma,
‘’ Yaranı deştim desene. Özür dilerim.’’
Sinoplu,
‘’ Aslında sorman iyi oldu. Yıllardır bu yükü üzerimde taşıyordum. Yorulmuşum. Benim durumumu bilen arkadaşlar beni kızdırmak için, Sinoplu aşağı, Sinoplu yukarı. Gün geldi gerçek adım unutuldu. Ben bile hatırlamıyorum.
Esma,
‘’Sevdiğin kız emeline kavuştu mu? Evlendi mi sevdiği adamla?’’
‘’ilk yıllarının sonunda kavgalar başlamış. Bir gün duyduk ki, Selman Arzu’yu beylik tabancası ile Öldürmüş. Arzu mezara Selman hapse.Hepsi için acı son.’’
Esma,
‘’ Çok üzüldüm.’’
Sinoplu,
‘’ Niye üzülüyorsun? Yanlış tercih yaptı kaybetti. Ben yaşıyorum, o mezarlıkta yatan bir ölü. Artık bu konuyu kapatalım. Ne yapalım biliyor musun? Gülhane parkına gidelim, çimenlere yatalım. Ve bunu her hafta tekrarlayalım. Bugün burada yarın başka bir yerde. İşin aslı seninle beraber olmak beni mutlu ediyor Esma.’’
Esma,
‘’ Ben de seninle beraberken çok mutlu oluyorum.’’
Havalar yavaş, yavaş erken kararmaya başlarken bende de intikam çanlarının sesini daha çok duymaya başladım.
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.