- 1847 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÖZYAŞLARINI GÜLDÜRMÜŞ KADINIM BEN HİÇ KİMSE HAYAT DERSİ VERMEYE KALKMASIN
Aldırış etmiyordu hiç kimseye artık.
Kalbi kırık, masum düşleri yorgun, umutsuzluk peydah olmuş, soğuk gecenin ayazında üşüyordu.
Bitap olmuş, sanki ilk defa yaşarcasına yıkılmıştı.
Güçlü görünmesi gerekiyor, pembe gülücük dağıtmak zorunda olduğunu biliyor ama omuzlarındaki yükün haşmeti onu yere çakıyor, toprak altına alıp kendine çekercesine derinlere en dibe vuruyordu.
Yerlerde sanki sürünüyordu.
Oysa neydi onu bu hale koyan?
Neydi onu bu kadar yıkan?
Neler oluyor bana diye soruyordu kendine.
Aslında her ne gelirse gelsin başına, dik durmalı, hayatı kucaklamalı hiç kimseyi umursamaz tavrını takınmalıydı.
Öyle yetişmişti
Acılarını kalbine gömmesini gerekliydi. Hayata karşı dimdik durmalı, asla yıkılmamalı, başı dik, asi, egoları tavan yapmış olmalıydı.
Öyle ki, bazen şımarıkça tavır sergileyebiliyordu.
Çocuk ruhunu hiç kaybetmemişti.
İçinde her zaman bir sevinç saklardı.
En küçük sözden kelimeden ya da seyrettiği dizilerden bile kendine mutluluk yakalayabilir, içine sevgi doldurur, onunla o günün sonuna kadar sanki kendisiymiş gibi mutlu olurdu.
Farklı biriydi ender rastlanan bir kişiliğe sahipti.
Çok kin tutmaz, kızdığı zaman onu saatlerce sürdürmez, iki dakika sonra unuturdu olanları. Sanki hiç yaşanmamış gibi hatırlamazdı.
Gelip geçici bir aklı, balık hafızaya sahip olduğunu biliyordu ama o bu halden çok mutluydu.
Belki de içindeki çocuğu bu şekilde kazanıyordu.
Onca yaşadıklarına rağmen tebessüm maskesini takınmayı hiç ihmal etmemişti
Peki şimdi ne oldu da böyleydi?
Neden eskisi gibi olamıyor, olup biten hiç bir şeyi unutamıyor, aklında milyon tane şeyler dolaşıyordu.
Hafızayı silmek istiyor, rest çekip devam etmek istiyor, fakat yapamıyor, olmuyordu.
Evet bu defa olmadı da.
Bitkindi artık, bedeni gücü sanki kalmamış tükenmişti.
Kaybediyordu geçmişteki kendisini. Acizdi şimdi. Dilenci ruhu umut dileniyordu.
Kalbinin kırılan parçalarını yerine koymak ve hiç kırılmamış gibi olmasını istiyordu.
Acıdı bir an kendine
“Yazıksın,” dedi
Yazıksın işte.
Ne var hayatta ki, tutunmak için çabalıyorsun?
Kim için?
Kimler için?
Onlar değil mi seni bu umutsuzluk çukurunda yapayalnız bırakan?
Onlar değil mi seni acımasızca yargılayan?
Solunum cihazına bağlanmış yaşamaya çalışırken, cihazın fişini çeken?
Umut diye tuttuğun elindeki rengarenk balonlarını çalan?
Şimdi ne anlamı var, yaşam kavgasında mutlu olmuşsun olmamışsın, gülmüş ağlamışsın.
Ne manası var?
Yok tabi ki....
Yine de silkelendi tüm olumsuzluklara rağmen, gülümsemeyi tercih etti.
Bir yerlerde bir şekilde yakalamalıydı hayatı.
Sorumluydu kendisine ve çevresine.
Gücünü topladı.
Eline kara bir kalem, bir kaç sayfadan oluşan defteri aldı.
Ve
Yazdı
Öyle işte___//#Aleyna ırmak #YalnızlığaNikahKıydım
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.