- 963 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Tek/Çok Eşlilik
Tek/çok eşlilik. Bizim geleneğimizde şöyle bir söz vardır : “Yarin yanağından gayrı her şeyde ortağız! ” Şeyh Bedrettin’in söylediğine inanılan bir sözdür. Yani der ki yediğimiz içtiğimiz bir, yarimiz tektir. Onu paylaşmayız.
Peki insan doğasına yansıması da böyle midir? Çevrenize bakının önce. İlk izlenim orada görülür. Eşini aldatmayan kaç aile tanıyorsunuz? Bunun ille de ille eyleme dökülmesi gerekmez. Evli bir bireyin karşı cinsten bir yabancıyı arzulaması da çok eşliliğin belirtisidir. Eğer onu kısıtlayan evlilik ya da inandığı bir dizi ahlak kuralları olmasaydı onu ne durdurabilirdi?
Aslında bizler sadakate gerçekten inandığımız için desteklemiyoruz bu fikri. Cinsel kiskancligin tek nedeni, bu hareketiyle artık onu kaybedeceğimizin huzursuz sinyallerini aldığımız için destekliyoruz. Namus kavramını bu yüzden yarattık. İhanete uğradığınız ya da bundan şüphelendiğinizde hissettiğiniz duyguya odaklanın. Nedir o duygu?
Onun bir başkasıyla yatarak bir tercih yaptığını düşünür ve bu yüzden inanılmaz acılar çekerseniz. Size verecek pek bir şeyi kalmadığını düşünürsünüz. Evlilikler karşılıklı alışverişler gibi: sevgi ve zevk duygusu talep edersiniz ondan ve de o da sizden. Eğer ortada bir sadakatsizlik varsa, hakkınız olduğunu düşündüğünüz şeyi bir başkasının gasp ettiği fikrinin ölümcül sonuçları olması da bu yüzdendir. Sahiplenmenin en acımasız sonucu.
Evet, ahlaklı olduğumuz için savunmuyoruz sadakati. Lakin kılavuzumuz böyle söylüyor: örnek yaşantılar. Eğer bu örnek yaşantı çok eşliliği onaylayan bir toplum olsaydı, o zaman da namus kavramının çağ dışı bir fikir olduğunu savunacak, yetmeyecek bir de yasalarca koruma altına alacaktık. Her gelenek toplumda şekillenir. Toplumun öğretileri değiştikçe ahlak kuralları da değişir. İnsanın özünde çok eşli olduğunu ben söylemiyorum. Kendi gösteriyor bunu.
YORUMLAR
Yazı dikkatli ve bir kaç kez okunduğunda aslında hemen hemen herkesin mantıksal olarak çok eşli olduğu kanısı uyanıyor insanın beyninde.
Bu illa ki yatmak aldatmak olarak anlaşılmasın ki öyle değil zaten Eşlerin kendileri dışında birini düşünmeleri bile aldatmadır.Bu da bir nevi insan doğasında çok eşlidir tezini doğruluyor...
Tebrikler.
Meryem Ayan tarafından 3/27/2018 5:03:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
günay aktürk
günay aktürk
günay aktürk
İnsan oğlunun özünde bencillik var. Bunun bir diğer adı da enaniyet Sahiplenme de bu yüzden kaynaklanıyor belki. İkili ilişkilerde özellikle, aşktan yanıp tutuşan insanlar bile kendini mutlu etmek, kendini tatmin etmek için uğraşıyor. Sahiplenme için ise ille de nikah gibi resmi işlemlere gerek yok. Bir insanı sevdiğimizde aslında yine kendimiz için seviyoruz. Bizi aldattığında ise yine kendimizi değersiz ve kötü hissediyoruz. Benim eşimdi, benim sevgilimdi nasıl böyle bir şey yapar diyoruz. Sahip olduğumuzu sandığımız kişinin bizim sahipliğimizden çıkma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyoruz. Hepsinin,hepimizin temelinde bencillik yatıyor. Şu meşhur ''ben'' egolarımız.
Çok eşlilik doğru olabilir. Eşini aldatmayan aile var mıdır, bilemem belki kıyıda köşede kalmıştır bir kaç tane. Ama aldatmanın sizin de dediğiniz gibi ille de cismani fiil şeklini almasına gerek olmadığını düşünürsek ki başka birini düşünmek bile aldatmadır...bu durumda tablo hiç hoş olmayabilir. Bizim toplumda genellikle erkeklerin çok eşli olduğu iddia edilir oysa kadınlar da erkekler gibi özünde çok eşli olabilir. İstisnalar da vardır mutlaka .
Gamzelimm tarafından 3/27/2018 5:07:45 PM zamanında düzenlenmiştir.