- 1216 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şiirde Fonetik Üstüne
Şiir iiçerisinde, anlamı ne kadar güzel olursa olsun fonetik olarak kulağa hoş gelmeyen, kökeni başka bir dilden gelen Arapça Farsça, Osmanlıca sözcükler kullananlar olur bazan, öyle ki bu sözcükler şiir sanatında kullanılınca, okuyucunun dikkatini dağıtır gider, o zaman şiirin tadı tuzu kalmaz, okuyucu zevk almaz. Kulağa hoş gelmeyen aynı zamanda ruhu okşamaz, haz bırakmaz; şiir uyum, âhenk, armoni estetik bir söz dizim sanatıdır.
Bu anlamda ses şiiri anlam ve uyak ile âhenk içinde bütünleşince, etkisi okuyucu ya da dinleyici üzerinde en üst düzeye çıkacaktır; bülbül ile karga bir olur mu?!
Doğadaki ahenkli seslerin kendine göre bir müziği var ise (su sesi, yaprak hışırtısı, denizin dalgası bir yılanın çölde kıvrımlı bıraktığı iz, kumulların oluşumundak estetik biçimlenme v.s.) damarda kanımızın pompalanışı ve yayılışı) şiir sanatının da bir ahengi, armonisi olmalı, bu ses olarak şiirde yansımalı yanısıtılmalıdır...
Doğayı iyi gözlemler isek, belli türlerin belirli coğrafi bölgelerde daha yaygın ürediklerini görüyoruz, burada eko sistem ile canlı türleri arasındaki ilişki son derece dikkate değer.
Bazı tohumları her yere dikemezsiniz, dikseniz kendi eko sistemine uygun koşullar yok ise, toprağına uyum sağlamaz. Bu yüzden de endemik türler sadece belli coğrafyalarda yetişir. Bu durum karada da deniz de havada da böyledir.
O yüzden bu farkındalığı sezen şair; ’ İnsan yaşadığı yere benzer’ demiş olmalıdır.
Bu bağlamda sanatın, doğadan insana yansıyan ses, ritim ve ahenk bütünlüğü olduğunu da söyleyebirim.
Sanat ortamda beni izleyenler var ise bilirler ki, artık neredeyse kalemi bıraktım ve klavye kullanarak doğrudan ekrana aktarıyorum yazdıklarımı. Bu nedenle de yazdılklarımı okudukça, nasıl daha ahenkli ve uyumlu olabilir diye kendimi sorgulayıp, düşündükçe ve sözcükleri dilimde dolandırdıkça biçimden biçime giriyor söylemler ve sonunda bir kararını, kıvamını bulduğuna inandığımda noktalıyorum. Noktalamadan önce inişli çıkışlı ne çetrefilli yollardan ve hangi nöronlar ile kaç sinir düğümünden geçtiğini ancak yaşayan ve yazan kişi kim ise o en iyi biçimde bilebilir.
Bu bir kusur mudur, hayır, bence canlı yayın akışı gibi, yazma sanatının nasıl zorlu olduğunu, facebooktan düzeltmeden önceki biçimlerini de görerek okuyucuya ’ Ha, bu böyle imiş, böyle olmuş, neden böyle düşünmüş acaba, sorusuna yanıt arayan, izleyen meraklı dostlar kendilerine göre ilginç sonuçlar çıkarabilirler bu taslak ve düzeltmelerden. Kalem kullansam da kâğıt üstünde benzeri ya da aynı yazıp bozmaları yapacaktım, fakat kimse şiirimin nasıl başlayıp, nereden ne biçime geldiğini yani yapım evrelerini göremeyecekti.
Bu anlamda şiir yazma tekniği artık teknoloji ile de yavaş yavaş bir evrim geçiriyor. Sanal ortamda evrimleşip, evrenselleşen şiir yapım ve yayın yöntemleri ile birlikte yazılı basının da bundan etkilenip, sanat çarşısında arz talep dengesini alt üst edeceği, farklı dillerde bile farklı değişikler yapabileceği de kaçınılmaz bir devinim ve teknolojik, devrimsel bir olgu gelişiyor...
Şaban AKTAŞ
11.03.2018
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
Myra antik kentinde anfitiyatrodan bir sahne binası frizi.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.