Muhteşem Beşli'nin Serüvenleri 4. Kitap
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
(“Muhteşem Beşli’nin Serüvenleri 4. Kitap 2016” adlı masal kitabımdan ara bir bölüm: Muhteşem Beşli, esrarengiz bir uzay yolculuğunun ardından Jüpiter’in uydusu Europa’ya varır. Serüvenleri okyanusta, heyecan dorukta devam eder)
DÜŞLER YOLCULUĞUNUN SON DURAĞI
Peri’yle Dora, Batu’yla Maya ve Logan Evrim, kendilerini olağanüstü güzelliklere kaptırmışken uzaktan gelen ve göz kamaştıran bir ışığın etki alanına girdiler.
“Bu nedir Batu, biliyor musun? ” diye Peri sordu hararetle.
“Hayır, hiçbir fikrim yok!” diye yanıtladı, dikkat kesilen Batu.
“Bir an evvel öğrenmek için sabırsızlanıyorum!” dedi heyecanla Dora.
“Ben de merak içindeyim!” diye haykırdı Maya.
“Su altında bu kadar güçlü bir ışık nereden geliyor olabilir sizce?” diye sorguladı Logan Evrim.
“Gerçekten çok şiddetli, ışık pınarı gibi yukarılardan üstümüze doğru akıyor,” diye başını yukarı kaldırdı Peri.
“Bak, bak ışığın içinde bir takım kıpırtılar var galiba!” diye Logan Evrim telaşlandı.
“Evet, sürü halinde balıklar sanırım bunlar.” diyordu Dora, gözlerini kısarak, gelenleri seçmeğe çalışarak.
“Çok hareketliler, dans ediyor gibiler!” diye kıpırdandı yerinde Peri.
“Sanki bir festivale katılıyor gibi hoplayıp zıplıyor, takla atıyorlar, çok coşkulular!” diye fikir yürüttü Logan Evrim.
“Enerjilerini, sevinçlerini içimde hissediyor gibiyim!” diye yerinde duramıyordu Batu.
“Aa, hızla bize doğru ilerliyorlar baksanıza!” diye haykırınca Peri, herkes ne oluyor diye, nefeslerini tuttu bir anda.
“Bakın bakın çok yaklaştılar! ” diye, sesini yükseltti Batu.
“Diğer balıklar gibi önümüzden geçip gitmeyecekler bunlar anlaşılan!” diye, söze karıştı yine Logan Evrim.
“Sanki bize özel bir gösteri içindeler,” diye Maya heyecanını dile getrdi.
Renk uyumlarıyla beğeniyi kamçılayan yüzlerce güzel balık, Muhteşem Beşli’ye bir buluşma merasimi düzenliyor, parmak ısırtan bir su balesiyle onları karşılıyorlardı. Kıpır kıpır balıklar, bir süre hayran bakışlar altında dans ettikten sonra denizaltıyı, yarım halka gibi iki yandan ve arkadan, balıktan bir demetle sardılar. Sempatik Beşli’yi konuk edilecekleri yere ulaştırmak amacıyla, denizaltıya eşlik etmek üzere konumlandılar.
Bu beklenmedik karşılama töreni, çocukların gururunu okşamış, yüreklerini sevinçten hoplatmaya yetmişti. İçleri içlerine sığmıyordu!
Işığın içinden ilerlemek, neyle karşılaşacaklarını bilememek, Meraklı Beşli’yi suspus etmişti. Beşinin de gözleri fal taşı gibi açılı, pür dikkat önlerindeki alana kilitlenmişti.
Çocuklar meraklı bir ruh haliyle dikkat kesilmişken, şirin mi şirin bir yunus, kuyruğunu sallayarak önlerine çıktı. Ön yüzgeçlerini telaşla oynatarak onlara “yaklaşıyoruz, yavaşlayın!” der gibi işaretler vermeye çalıştı. Çocuklar, olağanüstü ışıklı geniş bir yola girdiler. İki yanda sıralanan çok değişik türden rengârenk yapraklı ağaçların, sağlı sollu dizilerek bu yolu alabilidiğine süslediklerine şahit oldular.
Sayısız elektrik üreten balık, etrafta, ışıklı altın pervaneler gibi dönüyordu. Ağaçların üzerlerindeki nadide nesneler sedef gibi parlıyordu. Işıltıları, elektrik üreten balıkların yaldızlı akisleriyle buluşarak esrarengiz pırıltılı şekillere bölüşüyordu. Çocuklar, birçok fikir üretseler de ağaçları bezeyen renkli, parlak damlacıkların sihirli bulmacasını çözemediler.
Nerden bilebilselerdi ki okyanusun yüz binleri aşkın midyesi, en kıymetli ve iri inci tanelerini, bu ağaçlar için hediye etmek üzere yarışmışlardı. Kimi kar beyazı, kimi safran sarısı, kimi bahar çiçekleri gibi pespembeydi. İnsanın içini açıyorlardı! Bu yolun göz kamaştırıcı güzelliği, önlerine çıkacak olana, acaba kışkırtıcı ve şaşırtıcı bir hazırlık mıydı? Şaşkın Beşli meraktan çıldırıyor gibiydi.
Peri:
“Batu, önümüzde uzakta, hayal gibi beliren ve daha belirdiği an hemencecik kaybolan, varlığını bize göstermek isteyen şu dev oluşum da ne?” diye, dönüp hararetle sırdaşına sordu.
Sırdaşı Batu:
“Tam seçilemiyor, ama sabredersek yakında anlarız,” dedi. Dora, Maya ve Logan Evrim, aralarında birkaç yorum üzerinde ortak bir fikre varamayınca sabretmeye karar verdiler. “Duracak kadar yavaşladık. Sanırım, sır bir yere varmak üzereyiz!” dedi Logan Evrim.
Aheste aheste ilerleyen denizaltı sonunda durdu. Çocuklara, dalgıçla astranot arası giysileri anımsatan özel takımları giymeleri için, önlerindeki mavi düğmelere basma uyarısı oldu. Hazırlıklar tamamlandığı sırada, kapı öne doğru açıldı. Heyecanlı Beşli, aşağıya indiğinde, kendilerini getiren balıklar arkada ve yunus önde, bir merasim kıtasını andırır gibi hep birlikte ilerlemeye başladılar.
Ağaçlardaki incilerin pırıltılı gölgeleri, şelale gibi yukardan dökülen gür ışıklarla gökten düşen minik yıldızlara dönüşüyordu. Sevgi dolu Masum Beşli’nin başlarında, yıldızlardan bir taç oluşturuyordu.
Yürüdükçe, bir ortaya çıkan bir silinen serap gibi dev yapı, görkemi ve gizemiyle hayalleri, hayli zorlayacağa benzeyecekti…
Ayşe Yarman Öztekin
"Muhteşem Beşli’nin Serüvenleri 4. Kitap 2016"