- 726 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KİŞİFLEMEK
KİŞİFLEMEK
Bizim ellerde “kişiflemek” derler habersizce birini, bir nesneyi izlemeye. Çaktırmadan, belli etmeden takip edilen kişinin ya da nesnenin ne yaptığını anlamak gayesiyle kişifleme yapılır. Kişiflemenin “keşif”le bir ilgisi var mı? Var. Keşif, Arapçadan girmiş dilimize. Bir isim. Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma anlamına geliyor.
Anam sıkça kullanırdı bu kelimeyi. Mesela tavuklarımız vardı. Bunların bazıları kümese değil de başka yere yumurtlardı. Sabah tavukları salıverirdi kümesten. Gezen tavuk… Avluda, küllükte eşinir, deşinir. Tavukları bırakmadan önce kümeste tek tek yoklardı anam. Yumurtası olanları belirlerdi. Diyelim ki beş tane tavuk yumurtlayıcı. Ama follukta dört yumurta var. Demek ki tavuğun biri başka yere yumurtluyor. Yakın takibe alınırdı bu hercai. Anam kişiflerdi. Tavuğun nereye yumurtladığını belirlerdi:
-Baba yiyesice! Yimini yiyo, suyunu içiyo. Pinelik dururkene gidip başga yire yımırtlıyo. Geberesice, diye söylenirdi.
Hırızmalı Darılı’dan gelin geldi Oğulcuk’a. Osman Şahin, namı diğer Gara Osman eşi Akkız’ı kaybedince küçük kıyameti yaşadı. Çok sevdiği nazlı yârini aldı götürdü zalim ecel. Dünya başına dar oldu Gara Osman’ın. Mecnun’a döndü. Eşini kaybetmiş bir kuş misali dolanıp durdu. Çünkü iki yavrusu yetim kaldı. Zela’yla Sinan. Daha parmak kadar çocuk bu yetimler… Anasız kuzular.
Goddurular’ın Gara Osman, deli divane. Bu çocukların bakımını kim yapacak? Bir ana olmazsa olmaz. Goddurular’ın küçük oğlu ne yapsın? Boşa koyuyor dolmuyor. Doluya koyuyor almıyor.
Büyükler araya girdi. Darılı’dan Hırızmalı’ya dünür gidildi. Allah yazmış. Yazgıya kim ne der? Hayırlı iş oldu. Hırızmalı Oğulcuk’a gelin geldi. Zela’yla Sinan’ı evladı bildi.
Oğulluklarına kendi öz evladı gibi bakıyor Hırızmalı. Lakin öz annenin şefkatini ve sıcaklığını verebiliyor mu? Orası biraz su götürür.
Gara Osman’ın evi derenin doğu yakasında. Karşı yakada cami ve Hallağler’in evleri var. Hemen köprünün yanında da Yonuz’un evi.
Hırızmalı kuşluk sonrasında havluyu hayatı süpürürken yaşlı birinin yamaçtan kendi avlularını gözlediğini fark etti. Hemen hemen her gün adam geliyor Hallağler’in evinin ordan sanki Gara Osman’ın evini kişifliyor. Hırızmalı’yı, Zela ve Sinan’ı gözlüyor.
Hırızmalı rahatsız oldu. Gara Osman’a dedi ki:
-Osman, adamın biri bizim havlıyı kişifliyo. Ben ırahatsız oluyom. Haberin ossun.
Gara Osman telaşlandı:
-Bak Hırızmalı. Bizim koğde öyle sarkıntılık olmaz. Arsız namıssız adam bulunmaz. Sen o adamı bana bi gosder hele…
Ertesi gün kuşluk sonrası Hırızmalı avluda ortalığı topluyor. Hallağler’in orda yine o adam belirdi. Hırızmalı belli etmeden Gara Osman’a işaret etti bu adamı. Gara Osman baktı. Baktı ki ne bakan? Ölen eşi Akkız’ın babası Kel Halil. Zela’yla Sinan’ın dedeleri.
-Hırızmalı, dedi. Bu adam Zela’yla Sinan’ın dedeleri. Heralda torunlarını goresidi. Yabancı değal. Korkma.
Hırızmalı rahatladı. Bir yandan da üzüldü. Dedi ki:
-Osman! Söyle gelsin torunlarını gorsün. O benim de babam sayılır gayrı. Nöğorek gader böyleyimiş.
Gara Osman çok sevindi Hırızmalı’nın bu yaklaşımına. Gitti Kel Halil’le konuştu. Kel Halil zaman zaman geldi torunlarını görmeye. Hırızmalı da ona hizmette kusur etmedi doğrusu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.