“SOYKIRIM” DENİLEN KÖTÜ ŞEY
Dünya cadı kazanı gibi kaynıyor.
Kazanın altına odun çekenlerde az değil.
Hiç kimse tarihten ders alıp kötülüklerden vaz geçmiyor.
Almanlar; İkinci Dünya Savaşı’nda, Yahudilerin kökünü kazımaya çalışmadılar. Yahudileri pamuklara sardı Adolf.
İnkaları ve Mayaları, İspanyollar ortadan kaldırmadılar.
Amerika’yı kurmaya çalışırken, Avrupa’dan göç edenler; Kızılderilileri ve Zencileri tavşan gibi avlamadılar, köpek gibi öldürmediler
Adı soykırım olmadı, bu saydıklarımızın.
Afrika’da; Avrupa’nın uygar geçinen soyluları(!), hep gülümsediler yerli halklara. Açları doyurdular, hastaları tedavi ettiler sanki.
Yaptıklarının adı soykırım olmadı, güçlü geçinenlerin.
Avrupa’nın uygarları, Ortaçağ’da hiç yaşamadılar. Güneş batmayan ülkeler kurmaya çalışanlar, kendilerinden güçsüzleri hep şefkatle sarıp sarmaladılar sanki.
Ne bileyim işte! Herkesin yaptığı yanına kaldı.
Erzurum’da ya da Van’da açılan toplu mezarlarda, Türk insanlarının cesetleri değil de, kucaklarında Kuran’ı Kerim’le kendilerini çukurlara atıp topluca ölüp kalmış, Ermeniler çıktı hep.
Bu mezarlardakilerin soyu kazınmadı da son elli yıldan beri “Ermeni soykırımı” diye bir yalana, ‘evet’ deme yarışında bu âlemin insan eti yiyicileri.
Çanakkale Savaşları sonrasında, Mısır’da on bin Türk Askerini ilaçlı fıçılara koyup kör edenler, İngilizler değildi.
Herkes biri birine insani davranma yarışına girmişmiş…
Soykırım olmamış.
Katliam olmamış.
Mış mış…
“Karabağ’da, Hocalı’da dün yapılanlardan kimse bahsetmiyor. Avrupa’nın göbeğinde, Sırpların yaptıkları, hiç önemli değil.”
*
Fransa; Afrika’daki pisliklerine bakmıyor da, kendi tenceresinin dibindeki karayı görmüyor da…
Kendisiyle alakası olmayan işleri çözmek için ortaya çıkıvermiş.
İnsanlığa mavi boncuk dağıtıyor.
Sevsinler!
“Soykırım İnkâr Yasası” çıkarıp birilerini kurtaracakmış.
“Ermeni soykırımı yoktur” diyenleri kodese atacakmış, para cezalarıyla susturacakmış.
*
Bu yasanın gündeme gelmesiyle birlikte, Fransa’da yaşayan, Dünyaca ünlü “Oscar ödüllü” Azeri sinema yönetmeni Rüstem İbrahimbeyof, bu yasayı protesto etmek için “Fransa Sanat ve Edebiyat Madalyasını” iade etmiş.
Ayrıca da; ”Azerbaycan-Fransa Kültürel İlişkiler Derneği” Başkanlığından da istifa etmiş.
Ve de eklemiş.
“Fransa’daki bu yasa Türkiye’ye karşı yapılmıştır. Ancak, bütün Türk Dünyasını etkilemektedir. Seçim çıkarları için yapılan bu hareket temel düşünce ve ifade özgürlüğü anlayışına da aykırıdır.”
Doğru söze ne denir?
*
Şöyle bir didikledim hafızamı, Gogol Amca’ya da sordum.
Fransa’dan ödül almış yazarlarımız var bizim. Güneydoğu’dan yirmi otuz yaş arası ağzında dişleri çürümemiş gençleri, ülkesine götürüp kimlik veren Fransa, bakalım kimleri yağlamış ballamış.
Bakın, “Yaşar Kemal” neler almış.
1977 Fransa Eleştirmenler Sendikası En İyi Yabancı Roman Ödülü (Yer Demir Gök Bakır ile)
1978 Fransa’da En İyi Yabancı Kitap Ödülü (Ölmez Otu ile)
1979 Fransa “Büyük Jüri” En İyi Kitap Ödülü (Binboğalar Efsanesi ile)
1984 Fransız Legion d’Honneur Ödülü Commandeur payesi
1988 Fransa Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres Nişan
1991 Fransa Strasbourg Üniversitesi Onur Doktorası
*
Daha öncelerde bir açıklamasıyla ortalığı karıştıran “Orhan Pamuk” Fransa’dan neler almış.
1991 Prix de la Découverte Européene (Fransa) Sessiz Ev (Fransızca çevirisi nedeniyle)
1995 Prix France Culture (Fransa) Kara Kitap
2002 Prix du Meilleur Livre Etranger (Fransa) Benim Adım Kırmızı
2005 Prix Médicis Etranger (Fransa) Kar
2006 Le Prix Méditerranée étranger Ödülü (Fransa) Kar
*
Fransa’nın prestijli “Guerande Dramatik Yazarlık Ödülü,” 2011 yılında ’A la peripherie (kıyıda)’ isimli piyesiyle Paris’te yaşayan Türk yazar “Sedef Ecer’e” verilmiş.
Daha başka ödül alanlarda vardır elbette.
Rüstem İbrahimbeyof, bu saçmalığa dik duruş sergilemek için elindeki tek madalyası olan “Fransa Sanat ve Edebiyat Madalyasını” iade etmiş.
Sedef Ecer’in bir ödülü var, teslim etmese bir şey diyemem.
“Yaşar Kemal” ile “Orhan Pamuk” aldıkların o kadar ödülden sadece bir tanesinden vaz geçebilirler mi acaba?
Aklıma takıldı da!
Yaşar Kemal öldü. Söz söylemek düşmez kendisine.
Orhan Pamuk, Ermeni soykırımını öven ve kabul eden söylemleriyle, en önemli edebiyat ödülünü kaptı gitti. Demek ki, ikiyüzlü Avrupa, kendi ülkesine ihanet edenleri çok seviyor. Hayırlı olsun.
Çelişkiler ülkesi yurdumuzda, Orhan Pamuk, “Kırmızı Saçlı Kadın” romanıyla, bankamatiklerde gözümüze sokulan reklamla, 250 bin sattı. Kıytırık bir romanını alan 250 bin Türk vatandaşı! Adamın kitabını alanlar… Niye alırlar bilmem? Ellerinde, “Orhan Pamuk” kitabıyla dolaşmak için mi?
Sonrada birileri ortaya çıkıp, Ermenice şarkı söyledi diye, Özcan Deniz’e yargısız infaz yaparlar. İngilizce ve Fransızca şarkı söylemek, yüksek kültür hareketidir. Önyargılı bir okuyucu ve kitle var ülkemizde. Rüzgârın yönüne göre hareket eden.
İsimsiz yazarlar, edebi kitaplarını satmak yeni kitaplar yazmak için yırtınıp dursunlar. İsim olmamış, bir skandal olaya bulaşmamış insanların kitapları satılmıyor bu ülkede.
Bizim ülkemizde farklı bir soykırım var. Bu soykırımı okuyucu yapıyor. Moda yazarları desteklerken, dürüst yazarları görmemezlikten geliyor.
Dünya’yı bir tarafa bırakın, ülkemiz her konuda cadı kazanı gibi kaynıyor.
Siz o yazarları biliyorsunuz.
Reklamlı ve hormonlu yazarlar.
Yaşasın Orhan Pamuk!
Şuayipodabasi…
04.02.2014 tarihinde yazılmıştır. 01.02.2017. Bu günde güncellendi.
Yaşasın Orhan Pamuk ya da Can Dündar! Elif Şafak filan. Var oğlu var!
YORUMLAR
İnsanlık utancı diyebileceğimiz bir konuya parmak basmışsınız ne güzel yapmışsınız.
Uygar Dünya diye tabir edilen Muasır medeniyet seviyesine ulaşmış ama özünde vahşi olanların kirli çamaşırlarını gün yüzüne çıkartan bu yazınızda eksiklikler olmasına rağmen yinede güzel bir yazı olmuş diyebiliriz.
Dilerseniz yazınızda eksiklik olarak belirttiğim noktaları da ben size hatırlatayım.
Yavuz sultan selim 1516 mısır seferine giderken dersim bölgesinde yaptığı alevi katliyamı
Şark ıslahat raporu çerçevesinde 4 mayıs 1937 de yapılan dersim harekatında hava kuvvetleri dahi olmak üzere kimyasal silahlarla yapılan katliyam.
Ki bu katliyamın itirafını devletin en üst makamları da gecen yıllar da zikredip kabul etmişlerdir.
Gelelim Ermeni meselesine Hamidiye alaylarına ve icraatlarına bakınız.
Hulasa çuvaldızı başkasına batırırken teninizde iğnenin acısını yoklarsanız bu yazmış olduğunuz yazının kıymeti dahada artardı.
Kim yaparsa yapsın soykırım İnsanlık suçudur ve bu suçun temelinde ırkçılık vardır.
Biz Müslümanlar Irkçılık yapamayız zira bizi yaratan Kuvvetin sahibi ALLAH c c yasaklamıştır haram kılmıştır.
ALLAH tüm yaratılanların İLAHIDIR ve Adalet herkese gereklidir.