- 1106 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Eski Yıla “güle güle”, yeni bir Yıla “merhaba” derken...
Gün/aydın dostlarım…
Özlemeyi biliyorsan tebessüm et. Beklemeyi biliyorsan sabret... Sevmeyi biliyorsan… Kollarını aç___________________ Sevgiye başlangıcım ben…
Eski Yıla “güle güle”, yeni bir Yıla “merhaba” derken...
Düşünmek Gerek
İki bin on yediden, bize ne kaldı dön bak,
Hüzün sarmış her yanı, durmaz akış güzlerde
Saçlarımız ağardı, oldu kardan daha ak
Hiç gitmiyor yerleşti, zemheri kış gözlerde.
Geçmişten arda kalan, sararmış birkaç resim
Yüreklerde yer etmiş, aklında onca isim
Sarıldılar kefene, kaç tane can kaç cisim
Dokunur düşen ateş, nakış nakış gözlerde.
Eski yıldan geriye, beş güneş kaldığı an
Dünya malı yüzünden, kırma canından bir can
Üzmeye gerek var mı, damarlarda aynı kan
Sonra pişman olursun, yalvar yakış gözlerde.
Kinini sil kalbinden, sevgi dolsun her anın
Yürekten bil kadrini, çünkü o senin canın
Gazabına uğrarsın, sen seni Yaradanın
Hayat devam eder mi, fersiz bakış gözlerde…
27.12.2017 02.30 – İZMİR (2)
Ömer Sabri Kurşun
*****
Ve dostlarım:
Uzun bir gece bitti, yarı uyanık halde geceye tüküren adamım gibi gırtlağımı parçalayan öksürük içinde. Sanki bir aşkın üstüne basmış toy gençler gibi bedenim ateşler içerisine yanmakta. Sanki dünyayı ben taşıyıp buraya kadar getirmişim gibi, ağırlığın verdiği yorgunluktan kemiklerim ağrı içerisinde.
Böyle bitireceğim bu yılı demek ki.. Her şey nasip nasipten ötesi olmaz derler…
Soğuğa rağmen balkon kapısını sonuna kadar açtım ve çiçeklerimle, balkon kiracım kumru kuşlarıyla kim bilir belki de son konuşmamı yapmak üzere balkona çıktım...
Gecenin ardından gelen aydınlığa ne kadar çok ihtiyacım varmış.
Zorlu bir yol bu hayat ama dostlar bu yolda birbirinin den güç alarak ilerlemeli ve “GÜNAYDIN ”la başlamalı bu zorlu hayat yoluna...
İşte ben de sizinle başlayan bu güzel güne, gözümün hayran baktığı hayata günaydın, ellerinizin sıcaklığına, yüreğinize, o saf masumiyetinize günaydın diyorum...
21’inci yüzyılın bir yılını daha arkamızda bırakıp gitmek üzereyiz…
Eğer "Nerede o eski günler" diyerek sık sık iç çekenlerdenseniz, yarın bugünden daha iyi olacak ihtimalini aklınızdan çıkarmanızı tavsiye ederim.
Yılın son zamanları geldi işte. Ben bu anlarda daha bir hüzünlü olurum. Belki ömrümden bir yıl daha gitti diye. Belki de bir yıl daha yaşlandım diye.
Nasıl geçti koskoca bir yıl?
Nasıl geçiyor yıllar?
Bazen çok uzun, bazen de çok kısa.
Hayattan bir yıl daha gönderiyoruz geri dönmezliğe, sonsuzluğun o büyük ambarına atıyoruz bir yılı. Zamanın akışına dur demek hiçbirimizin başarabileceği bir durum değil, ama zamanı yaşamak elimizde. Zaten geçmiş geri gelmiyor, gelecek belirsiz, sadece an var, ne geçmiş, ne gelecek.
Zaman hem insanlar, hem de toplumlar için hızla akıp gidiyor, geç kalınmışlıklar, yapılamayanların ya da yapılanların pişmanlıkları fayda etmiyor. İnancınız ne olursa olsun, hayatın insan uğruna ve insanlık uğruna harcanmayan kısımları yaşanmamış kısımlarıdır
Ne çok şeyi öğretti bana geçen yıllar, hızla tükenen zaman.
Geriye dönüp baktığım zaman ya yaşadığım büyük mutsuzluklar ya da yaşadığım en keyifli zamanlar aklıma geliyor.
Arada kalanlar ise unutulmaya mahkûm gibi. Bugüne döndüğümüzde, hızla ve kaydıraktan kayar gibi geçen zamanın neler sakladığını, yok ettiğini görünce ürperiyorum.
Zaman; Mevla’nın, adına yemin ettiği kutsal şey…
Zaman; gökleri ve yeri yaratan Rabbin, yarattığı günkü şekliyle anların kesintisiz ve durdurulamayan akışı…
Zaman; geri dönüşü olmayan yol…
Zaman; değerinden habersiz olduğumuz iki nimetten biri...
Zaman; yaşadığımız hayatın ta kendisi…
Zaman; bizi mezara çeken halat…
İsimler verdik zamana. Yıl dedik, ay dedik, gün dedik. Yuvarlanıp duruyoruz o günleri sayarak aylara ve ayları sayarak yıllara. Zaman zaman “vakit geçmiyor” diye dertlenirken, saçımızdaki beyazlar arttıkça “nasıl da hızla geçiyor zaman” diye hayıflanıyoruz zaman zaman.
Adına 2017 dediğimiz bu yılın sonuna geldik. Her ne kadar hicri yılı önemsiyor ve ibadetlerimizi ona göre düzenliyorsak ta miladi yıl hayatımızın her anına işlemiş durumda. Önümüzde 2018 yılı, arkamızda 2017 yıl. Bu dönemler bazı muhasebelerin yapıldığı dönemlerdir. İş yeri sahipleri bir yılın muhasebesini tutar, ne kazandığını ve ne kaybettiğini kâğıda döker, yeni yıla yeni umutlarla başlar.Her insanın iş yeri de yaşadıklarını kaydettiği kendi aklıdır, muhasebe defteridir...
Nice hatıralar saklıdır eski yıllarda. Nice duygular gizlenmiştir, nice acılar, nice olaylar, nice sevinçler. Ülkeler de insanlar gibidir ve eski ile yeni arasında geçişleri vardır onların. Eskiyen yılın hesaplarını tutarken yeni yılın da bütçesini yapar.
Dünya, 2017 yılını uğurlamaya hazırlanıyor ama insanların giden yılın arkasından hiçte iyi şeyler söylemediği kesin…
Zaten sakin bir yıl geçirsek eminim herkes bir şaşırır, inanmaz, işin içinde bir bit yeniği arardı. Aksiyon, dram, korku, gerilim… Biri eksik kalsa hatırı kalırdı.
2017’nin bitmesine birkaç gün kala kimden duysam ne yıldı ama diye söyleniyor.
2018’in kargaşa, kriz, bunalımı kapı dışarı edip bize mutlu sonları hatırlatan bir yıl olarak gelmesi umuduyla…
Bir yıl daha hayırlısıyla bitiyor. Geriye dönüp baktığımızda " Koskoca bir yıl, 365 gün, nasılda çabuk geçti. Bir yaş daha yaşlandık. Ama bir şey anlayamadık" diye konuşmaları duyar gibi oluyorum.
Kimimiz çok mutlu bir yıl geçirmiştir. Kimimiz çok üzüntülü bir yıl…Kimimiz en sevdiklerini kaybetmiştir. Kimimiz en sevdiklerine kavuşmuştur...
Ne düşünürsek düşünelim 2017 yılı iyi ve kötü anılarıyla artık geride kalıyor. Ve benim için bu giden yıl çok acı dolu geçti, 31.Aralık saat 12.00 vurduğunda elimde silgi bu acı, keder ve benim için kayıpların çok olduğu yılı hafızamdan silmek için bekliyor olacağım..
Birey olarak her birimizin hayatında önemli değişiklikler olmuştur. Yaşamın devam ettiği her yeni günde farkında olmazsak bile değişimler yaşamışızdır.
Biraz daha genelden bakarsak;
2017 yılı Dünya için de hiçte güzel geçmemiştir.
Özellikle Ortadoğu ülkelerinde yaşanan savaşlar çok sayıda masum insanın, çocukların, kadınların ölmesine sebep olmuştur.
Müslüman ülke coğrafyalarında savaşlar, ölümler, acılar çok daha artmıştır.
Dünya milletleri, halklar için kayıp bir yıldır.
Özellikle savaşlardan kaçarak veya daha konforlu yaşam hayali ile ülkemiz üzerinden Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan insanların denizdeki yolculukları ve hayatlarını mavi sularında kaybetme görüntüleri acıların en trajik olanlarıydı...
Dünya tarihin yazıldığı 3,5 milyar(bilim adamları öyle diyor) yıldan bu yana, insanlığın ve insanların davranışlarında, temelde, çok büyük değişiklikler olmadığını görüyoruz. Eğer bu değişiklikler olsaydı, psikoloji deneysel, bir bilim olmaktan çıkardı, demek ki insanlar hep aynı ki, Pavlov’un deneyleri, terörizasyon manipülasyon her zaman mümkün olabiliyor.
2017 yılı da bitiyor, dünya ve insanlık daha nice binlerce yılın geçtiğini görecektir, siz ister miydiniz bilmiyorum, ama ben geleceği de görmeyi çok isterdim, dünyanın sonuna kadar ne olacağını izlemek isterdim, fiziğin meçhul olan, paralel evrenler, ışık hızına yakın seyahatler, quarklar aleminin keşfedildiği günleri görmek isterdim. Bu kadar kısa bir yaşam aralığına hapis olup, sonra bizim güneş sistemimizin Samanyolu gökadasında bir nokta olduğunu, Samanyolu gökadasının da evrende bir zerre kadar olduğunu bilerek, var oluşu düşünmek ne kadar yetersiz geliyor insana. Bana ve düşünen herkese.
Henüz insanlık, evrenin sebebini bilmeden, evrenin sunduğu yasaların keşfi aşamasında, daha çok ama çok başındayız işin. Açıklanacak o kadar çok şey var ki.
Yeni yılda, evreni uzayı bırakıp, yaşadığımız dünyaya baktığımızda, Afrika’nın büyük bir kısmının aç olduğunu, orta doğuda ve özellikle Müslüman ülkelerde, dünyanın birçok kesiminde anlamsız savaş ve terör nedeniyle binlerce insanın öldüğünü, ülkemde işsizliğin arttığını bu nedenle intiharların olduğunu görmek çok acı, bir yandan alabildiğine gelişmiş teknolojiler, bir yanda teknolojilerin ulaşıp derdine çare bulamadığı insanlar…
Oysa yeni yılda herkes bir umudun sevincini sıcaklığını yaşamak ister, bu nedenle eski yılın kötülükleri alıp götüreceğine ve yeni yılın iyilikleri getireceğine inanmak ister. Bu inançla eski yılı uğurlayıp yeni yıla girerken eğlenmek ister. Bu eğlenceye limon suyu sıkmamak lazım, dünya hallerini öne sürüp, hatta adetlerin gâvur âdeti falan olduğunu söyleyip.
Bakın ne güzel yılbaşı ağaçları süslüyor halkımız, neydi o bazı belediyelerin yılbaşlarını sabote etmeleri. Bırakın, vatandaş keyif yapmak istiyorsa yapsın.
Bazı gereksiz gerekçelerle insanları kasmamak lazım…
Sistemin kimi zaman sert, kimi zaman okşaya okşaya alıştıra alıştıra değiştiğini görmekteyiz. Dış baskılar üzerimizden kumar oynuyorlar.
“Ama oyun kurucular şunu unutmamalı;
Oyunun kurallarında istediğiniz değişikliği yapabilirsiniz.
Bundan sonra topa elle dokunmak serbest, hatta ayakla vurmak bile yasak diyebilirsiniz... Her şeyi yapabilirsiniz ama oynadığınız saha hala Atatürk’ün bize bıraktığı saha…”
Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür “BÖLÜNEMEZ…”
2018 yılında yine hep beraber olalım. Mutlu olun, sağlıklı olun, sevdiklerinizle olun. Karşıya geçerken, geçemeyen birinin elinden tutun.
2017 yılında gönül denizimizdeki fırtınalardan, sahile vuran sevda kırıntılarından, mısra mısra gönülden dökülenlerle, var olan sese kalem olduğum ve sizin gönül sarayınıza bıraktığım son birkaç dize şiir ve son yazı ile bu yılın son hoşça kalın dostça kalın sözüyle yılı noktalayayım ve Ve 2018 yılında yeniden buluşmak dileğiyle… yeni yıl herkese sağlık içerisinde, yeni umutlarla, mutluluk ve başarı getirsin.
Hoş geldin bakalım Yeni Yıl;
Türkiye için umutlu, bereketli, 2017’de yaşanan tüm olumsuzlukların tersinin yaşanacağı bir yıl olmasını, sevgi bestesinin tınılarını tüm insanların yüreğinde hissedeceği, hüzünlerinizin dostluklarla silineceği, ümitlerinizin hiç bitmeyeceği, sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yılı sevdiklerinizle birlikte geçirmeniz dileğiyle. 2018 yılı size sağlık, mutluluk, başarı ve bol kazanç getirsin! Neşe dolu bir yıl geçirin!
Dostlarım, arkadaşlarım, akrabalarım, büyüklerim, küçüklerim, evlatlarım, torunlarım ve sevgili eşim, sevdiklerim, sevenlerim ve dahi sevmediklerim, sevmeyenlerim… Nice Yıllara…
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir… Mutlu ve umutlu, acısız, gözyaşsız günler dilerim. Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun…
30.12.2017
#öskurşun#
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.