- 565 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ben İle Bendeki Benin Çatışması
Ben ile bendeki ben, hayatta yan yana yaşasak da her zaman uyum içinde olamıyorduk. Bazen benim dediğime bendeki ben uymuyordu, bazen ben bendeki bene uyamıyordum çünkü beni yanlış yola götürüyordu, yol yanlış desem de beni peşinden sürüklemek için zorluyordu, böylesine itişmekle ömrümüz devam ediyordu. Bendeki benin dünya anlayışı ile benim dünya anlayışımız farklıydı, zaten Âlemlerin Rabbi YÜCE Allah C.C. bunu fark etmemiz ve onun ne kadar zorlaması olsa da, doğru olanı yaparak onu yenmemiz ve cenneti güzel doğru olanı bulmamız varmamız kazanmamız için bize vermedi mi…? Verdi işte bu nedenle o aman boş ver ne olacak ki derken, ben ne olur mu Âlemlerin Rabbi Allah hesap sorar hoşuna gitmez derken o hiç önemsemiyor, nasılsa suçlu olacak olan benim onunla beraber, o yanmayı hesap vermeyi bilmezken ben biliyorum ve ona uymamak için uğraşsam da, bazen peşinden sürüklenerek gidiyorum ve uçuruma düşmek üzere iken Âlemlerin Rabbi Yüce Allah beni kurtarıyor çok şükür.
Bendeki ben hiç te adil değildi bir ölçüsü terazisi fren merkezi yoktu, oysa Âlemlerin Rabbi Allah C.C bana vicdan akıl denilen idrak denilen, bir fren mekanizması vermişti çok şükür. Bendeki benin küçümsediği şeyler benim için küçümsenmeyecek değerlerdi, o çok aceleci bense biraz yavaş alttan alan düşünerek karar verendim. Oysa aceleci davranarak fikirleri adımları hoyratça harcayacak zamanı değersiz şeylerle doldurmak için bu dünyaya gelmemiştik… Bende ki ben gerekirse herkese dünyaya yapılacak olan saçmalıklarla sırtımı dönmem gerekirse dönmem gerektiğini savunurken, ben saçma sapan düşüncelerle arzularla insanları yok saymamın olamayacağını onlarla yaşamam gerektiğini, onlara sırtımı dönmem gerektiğini söylesem de pek duyan olmuyordu… Ben her şeye rağmen gönlümün kulübesinde yayan mumun sönmemesini isterken o gerektiğinde o mumu söndürerek, karanlıkta kalmanın zararı olmadığını söylüyordu… Biliyordum ki ben bendeki bene müdahale etmesem kişilik sahibi olamayacağım en iyisi ben ona güzel bir oyun oynayayım dedim ve karşıma aldım.
-Şimdi sen bana her defasında özgürlüğün mutlak olduğu ve hiç bir otoritece zorla boyun eğmeye mecbur edilemeyeceği ana kadar özgürdür.
-Doğrudur.
-Öyle ise neden seçimlerimde bana dayatmalarda bulunuyor özgürlüğümü kısıtlıyorsun? Ben Âlemlerin Rabbi Allah C.C. teslimiyetle özgür olunacağını savunurken sen neden hala bu olmaz diyerek beni, dünya ya sana şeytana mala mülke paraya sarılmamı söyleyerek, özgürlüğümü kısıtlıyorsun?
Sustu senin çıkaramadı, ben devam ettim.
-Dinlerin bütün uygulamalarının baskıcı olduğunu, fikri olmayan insanlara düşündürerek hatta beni de zorlayarak ve kendi baskını göz ardı ederek bana baskıcı olduğunu açıklayabilir misin?
Gözlerini benden kaçırırcasına sustu, ben durur muyum devam ettim.
-Biz Müslümanlar ve ecdat olarak, batılı kavramları takip etmekle yetinen başarıya hürriyete kavuşulmayacağını söylerken, hatta bu fikirsiz aldatıcı fikirsizlikleri ile insanları aldatanlara uyanları yaşadıkları ülkelerde anarşist ve anarşizm terimleri ile farklı sömürgeci anlayışla sömürmek için olduğunu yıkımla dolu siyasî düşünce içinde olduklarını haykırırken, sen hayır diyerek içimizdeki onca densiz vatan hainlerini o batılıların yanına çekerek alet ederek ne kazandın…? Osmanlıyı yıkmaya çalışanlarla oldun da ne kazandın? Osmanlı yıkılmadı ki hala gönlümüzde, senden ırak ve uzakta hala dipdiri yaşıyor fakat sen ve sana uyanlar görmüyor… Neden susuyorsun? Batı girdiği hangi ülkeyi sömürmeden yıkmadan çıkmıştır? Sen sana uyanlara bu eylemlerinin amacının kendi hayatını koruması ve sürdürülebilmesi için gerektiği yalanıyla kandırdın da ne oldu, yüzbinlerce masum insan öldü. Sen bunları yapanların kulağına bunları şeytanla fısıldarken cezasız kalacağınızı mı sandınız? Biz fısıldadık başka bir şey yapmadık demekle bundan kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz…
-Şey ya… Yani sadece fısıldadık senin de dediğin gibi, eyleme geçmeleri kendilerini bağlar bizi bağlamaz…
-Yine yanılıyorsun, insanın kendi çıkarından önce toplumun çıkarlarını düşünmesi gerekir buda insanlığın insanlığımızın gereğidir, yoksa Âlemlerin Rabbi neden bize birlikte yaşamamız için dünyayı yarattı ki? Cevap ver?
-Şeeey yani, İnsan iradesinin her zaman etki fısıldama zincirine bağlı olarak çalışması gerektiğini ileri süren bir kanıtın var mı? Biz o insanların senin elinden tutarak götürdüğümüzü bir gören var mı?
-Var elbette Âlemlerin Rabbi Allah neler fısıldadığınızı işitiyor…
-Şeyy. Yani sizlerde uymayın bize, mademki söylediklerimiz bir değeri yokta neden onca fısıldadıklarımız bunu duyarak eyleme geçiyor?
-Vayy kendini akıllı sanıyorsun! İşte Âlemlerin Rabbi Allah C.C sapla samanı değerli olanla değersizi bilmemiz için sizi yanımıza verdi. Aklına vicdanına kapı açmayanlar sana ve şeytana kapı açarak cehenneme kapı açıyor…
-Öyle ise, İnsan değer yaratabildiği ölçüde üstün insan olarak özgür olması gerekiyorsa, bize uymasın.
-Yaratmak Âlemlerin Rabbine mahsustur, insan güzelliğe koştukça Âlemlerin Rabbi ile oldukça özgür olur, bir değerler kazanabilir yaratamaz, vicdanı merhameti imanı insanlığı sevgiyi aşkı, toplumca bir arada yaşamanın güzelliğini kazanır… Ayrılığı insana size köle olmayı akıllı olan insan seçmez, ancak aklı başında olmayan sadece dünyayı isteyenler sana uyar ve peşinde gelir.
-Öyle ise kesin ve geçerli olan bilgilere siz insanlar akılla ulaşılırsa, o halde doğru bilginin kaynağı akıl değil midir? Neden bunu kullanmıyorsunuz da suçu bizde buluyorsunuz?
- Öncelikle akıl kapısı dindir. Nur Kur’an ve Âlemlere Rahmet Peygamberin sünnetidir… Akıl denilen melekenin kapısını his ve duyguların vicdanın kapısını sizler, sislerle kapattığınız için birçok insan bunlara ulaşamıyor, sizlerin fısıldadığını geçerli sanıyor ve sizin peşinizden geliyor. Sana uyanlar sadece senin dilinden çıkanla yol alıyor, o an akıllarını kapılarını yollarını sizlerle kapladığınız için ulaşamıyorlar, daha sonrasında sisler ve sizler kaybolunca insanı insana köle yapınca, durumun vahameti anlaşılıyor lakin o zamanlar, sizde yani seninle şeytan karşıda kıçınızdan gülerek ancak seyrediyorsunuz ve bu günaha ortak oluyorsunuz ve cezasında biz fısıldadık kenara çekildik demekle kurtulamayacağınız bir aldatmacanın gerçek yüzünü ateşini alevini cehennemde peşinde sürüklediğiniz insanlarla yanarken göreceksiniz ve eyvah diyeceksiniz eyvahhhhhh!
-Tamam, anladım, seninle şimdilik baş edilmez şu an aklın başında elbet aklın başında olmadığı bir zamanda seni yanıma çeker ve haklılığımı sana gösteririm.
-Senin bu dediğin haksızlığını göstermen şeklinde olacaktır ki, sen insanın vicdanla merhametle toplumu düşünerek haz alınması gerektiğini bilmeyen ve sende ve şeytanda gönül hatta kalp dediğimiz hatta yürek dediğimiz merkez yok, o nedenle sizler yıkılmaya mahkûmsunuz, yıkarken önce siz yıkılıyorsunuz vesselam.
Âşık Gülveren
Bu dünya üç günlük handır
Ona uyarsan gideceğin yer nardır
Hakka varmadan önce gönlünde ne vardır
Aç bak içini yoksa hakka varacak baktıracak bir yüz var mıdır
Âşık Gülveren
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.