- 826 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DİLSİZ GECENİN DİLSİZ KARANLIĞI
DİLSİZ GECENİN DİLSİZ KARANLIĞI
Saat gece yarısını gösteriyordu.Küçük ilçemde, her yer derin ve hazan bulaşan bir sessizliğe gömülmüştü.Yatağıma uzandım ve bitirmeye fırsat bulamadığım kitabımı
elime alıp okumaya başladım.Yaklaşık bir saat boyunca kitabımı okumaya devam ettim.
Uyumak istemiyordum;ama gözlerimi çok ağır bir uyku sarmıştı.Gözlerim kapanıyordu.
Birden kendimi karanlık bir çölün ortasında buldum.Çöl derin ve sessiz bir ürperişle doluydu.Dilsiz gecenin dilsiz karanlığı benden hesap sorarcasına,derin ürperişiyle,ruhumun
en muğlak yerine gizlenmek istiyordu.Bense yalnız ve çaresiz bir edayla,bir çıkış yolu arıyordum.Ne olursa olsun bu karanlıktan kurtulmak istiyordum.’’Allah’ım ben şimdi ne yapacağım?’’ diye iç geçiriyordum.Gözyaşlarım bile,korkudan akmayı unutmuştu.Birden bir aydınlık belirdi, kupkuru çölün ortasında.Yarım bir insanı andıran kelimeler,pusuda beklemiş, sinsice avını gözler gibi bakıyordu bana.Kelimeler cesaret dolu bir yüreklilikle bakıyordu bana.Benim ise, göz bebeklerimde cesaret adına bir şey kalmamıştı.’’Ben ne yaptım acaba,
neden yarım bir insan şekline bürünen kelimeler, pusuda beklemiş, öfke dolu bir hırsla bakıyordu bana.’’korkuyu iliklerime kadar hissetmiştim.Kelimeler üstüme üstüme geliyordu.
Haykıramıyordum! Korku,boğazımda çözülmeyen düğümler yaratmıştı.Genzimi yakan o çaresizlik ve yalnızlık köhnemiş bir his uyandırıyordu bende.Kelimeler sert bir kararlılıkla ,
üzerime gelmeye devam ediyordu.Kaçmaya çalışıyordum;ama kaçamıyordum.Kelimeler
üzerime gelmeye devam ettikçe,içimde kimsenin duymadığı sancılı haykırışlar kopuyordu.
İçimde tuhaf bir his vardı.Bana hesap sorarcasına bakan kelimeler,yüreğimde derin bir sıcaklık uyandırıyordu.Kelimelerin sıcaklığını hissedebiliyordum;ama bir yandan bana çok
yabancı geliyorlardı.Çok tuhaf bir duyguydu.
Birden büyük bir irkilmeyle gözlerim açıldı.Kitabım yere düşmüştü.Soğuk bir ter basmıştı bedenimi.’’Bu bir kabus olmalı?’’dedim kendi kendime.’’Yarım insan şekline bürünen kelimeler,neden üstüme üstüme geliyordu?’’Bunu günlerce düşünmekten kendimi
alamamıştım.Sanki oradaki korkunun nedeni, kelimeleri bir araya getirememekte saklıydı.
Kelimeleri bir araya getirsem,her şey çözülecek gibi duruyordu.Sabah, kitabımın kalan kısmını da bitirdim.Sonra yorgun bedenimle,yeni bir kitap için,kütüphanenin yolunu tuttum.
Kitapları karıştırmaya başladım.Kitabın arka yüzündeki cümleler beni düşündürmüştü.Bu daha çok, dilin önemini belirten bir cümleden ibaretti.Evet, dilin önemi;üzerinde uzun süreli
tartışılacak nitelikte büyüktü.
Birbirinden anlamlı kelimeleri bir araya getirip,düşünceyi anlatan cümleleri kurarak dilin oluşmasını sağlamak,birey ve toplum arasındaki bağı oluşturmanın en aydın yoludur.Her dilin kendine göre bir güzelliği vardır.Aynı anlamı uyandıran farklı dillerdeki kelimeleri bir araya getirerek,yaşamak adına asalet dolu cümleler kurmak,insanların ortak bağının sevgi dolu tebessümünü ortaya koyar.Zaten insanların birbirini anlayıp,anlayış göstermelerinin en güzel yolundan biri de, ortak bağlarını görmeleridir.Ulusal değere sahip olan insan dili,asırlarca toplum arasındaki en değerli bağı oluşturmuştur.Bazı ülkeler bu ortak
bağın değerini önemseyip,birden fazla dili resmi dil olarak kullanmıştır.Bu ülkelerden bazıları
ise, dünyanın belli başlı ekonomik ve siyasal güçleridir.Bu ülkeler,
insanların ortak noktası olan dil ve kültür uğruna, saygı duyulacak bir başarı sergilemişlerdir.
Çoğu kes, karanlık bir sise bürünen kavgalı hırslar, tutunacak bir sevgi dalı arar.
Bana göre bu sevgi dalı:insanların ortak yönlerini ortaya koyan,insanların var olma gücünü hissettiren insan dilidir.
Anadilimdeki çoğu kelimenin anlamını bilmemek, çoğu kes asi bir renge bürünen acıları,içimde beslememe neden oluyor.Bazen bu acılar içimde tutulmayacak derecede,etrafına alevler saçmaya başlıyor.Bence, o gece gördüğüm kabusta,yarım bir insan şekline bürünen kelimeler,anlamlarını bilmediğim için benden hesap soruyorlardı.
Yazan:Sultan Mercan
YORUMLAR
Selam ve saygılar efendim.Güzel öykü okudum sayfanızdan.Öncelikle bunu belirtmem gerek.Ve sonra bana alınmazsanız bir iki noktada sizi eleştirmek isterim.
Efendim ilk olarak şunu söylemeliyiz ki bu yazı bir öyküleme biçimi.Çok belirgin olmamakla birlikte bir olayı bir öykülem içinde anlatıyor.Bu nedenle yazılar bölümüne değil de öyküler bölümüne asılması gerekiyordu.
Bu bölüme asılması gerekenler ise bir fikir yazısı gibi olmalı.Çok net ve açık.Neyse...
Ama öykü olarak güzel bir öyküydü.Allah'a emanet...