- 472 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Hepte Amerikalılar Kurtarır Dünyayı Amerikalılardan Dünyayı Kim Kurtaracak Acaba
Dünya sinema endüstrisinin merkezi tabi ki şimdilik Amerika Birleşik Devletleri ve onun bir uzantısı olan Holywood... Öyle dev bütçeler ile değişik, fantastik filmler yapıyorlar, o yaptıkları filmleri bütün dünyaya pazarlıyorlar.
Önce kendi elleri ile canavarlar yaratıyorlar, kahramanlar yaratıyorlar. Sonra o canavarları ya yok ediyorlar, ya da ehlileştiriyorlar. Kahramanları, kahramanlıkları filmler ile abartıyorlar, köpürtüyorlar. Dünya’ya başka gezegenlerden olmayan canlılar ile saldırı düzenlettirip sonrada bir şekilde dünyayı kurtarmaya çalışıyorlar ve her seferinde de dünyayı mutlaka kurtarıyorlar. Hani tutup da sokakta ki adamlara sorsanız ’’Dünya bir saldırıya maruz kalsa dünyayı en çok, en çabuk kim kurtarır?’’ diye, yüz kişiden doksan dokuzu bu soruya ’’Amerikalılar kurtarır.’’ diye cevap verecektir... Bir kişi de Amerikalılar mı değil mi diye düşünür sonra da Amerikalılar da karar kılar...
Yetmişli, seksenli yıllarda ki sıra dışı dizilerine, filmlerine bakın. Uzay Yolu, Tatlı Cadı, Sabrina vb. Filmlerinden Rambo serisi, Süpermen, Yıldız Savaşları, E.T gibiler... Her ne kadar insanların hayal dünyalarını geliştiriyordu diye de savunma yapsalar da, benzerleri de bizde oynayan bu dizelerin çocukları olumsuz olarak etkilediği gün gibi aşikardır...
Sam Amca medya yolu ile her türlü görsel argümanlar ile emperyalist emellerini gizleyerek dünya milletlerinin beynini, toplumların sosyal yaşantılarını adeta dumura uğratmaktadır. Gelişmiş ülkelerin sinemalarında ABD kadar insanların ruhsal, sosyal dengelerini bozan filmlere pek rastlanmıyor. Buradan da sömürünün kitaba uydurulması sonucu çıkıyor...
Amerikalılar zaman zaman dünyayı dev canavarlardan, zaman zaman uzaydan gelen garip yaratıklardan, kimi zaman düşman devletlerden, demokrasiye karşı olan oluşumlardan kurtarmaktadırlar... Çok merak ediyorum bu Amerikalılardan dünyayı kim kurtaracak acaba? Ne zaman son verecekler dünya milletlerine silah satmaya? Ne zaman son verecekler, beğenmedikleri ülkelerde darbeler yapmaya? Ne zaman son verecekler, ülkelere demokrasi götürüyoruz diye, o ülkeleri alt üst etmeye? ’’Her ne kadar it ürür kervan yine de yürür.’’ desek de Sam Amca yaptıklarından ve bundan sonra yapacaklarından pek vazgeçecek gibi görünmüyor...
Emperyalizm ve onun en büyük uygulayıcısı ABD çok büyük bir tüketim toplumu aslında. Dünyada ki petrolün yüzde yirmi beşini Sam Amca tek başına tüketiyor. Daha da kendi petrollerinin büyük bir kısmı toprak altında, durmadan dışarıdan ya alıyor ya da çalıyor, ülkelere çökerek tabi ki... Kendi ekonomilerini ve toplumlarını ayakta tutabilmesi için Sam Amca, her iki sene de bir dünya da bir bölgenin karışması, masum insanların ölmesi lazım... Niye kaşıyorsun ta Kuzey Kore’ye kadar gidip de yaraları... Sende de var balistik füze hem de dolu... Sen de olunca iyi başkasında olunca ’’tu kaka’’
Tahmin ediyorum ki dünya milletlerinin büyük çoğunluğu ABD’yi ve uyguladığı politikaları sevmiyor. ’’Dünyanın Jandarması’’ diye de bir lakabı vardır geçmişten gelen. Ancak milletler üzerinde kurulan maddi ve başka türlü baskılarda gün gelir toplumları bıktırır, bunaltır, Sam Amca ile olan ilişkilerini gözden geçirmelerine, bir kere daha düşünmelerine vesile olur... Birileri de çıkar bu Amerikalılar dünyayı çok kurtardı, ben de Amerikalıları dünyalılardan, dünyadan kurtarayım da herkes bir oh desin rahata ersin diyebilir... Savaşsız sömürüsüz bir dünya özlemimiz ise de özlem olarak kalmasın dileyelim ki...
AHMET ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Trabzon'da iki ayrı yerde ancak, denizden aynı yükseklikte iki taş-torak katmanını fotoğraflamıştım;
Birine bir yer bilimci getirtip incelenmesi için azcık gayret göstermiştim, olmadı...
Deniz zemin izleri, şimdiki deniz seviyesinde yüz metre yüksek yerlerde duruyor.
Her vakit, kelebekle örnek gösterilir; kısa insan hayâtı için...
Târih okuyup, o'nu aklında tutarak geleceği ölçen insan çok sayıda değildir kanaatimce...
Devlet dediklerimiz, söğüt ağacı yaprağı gibi dibi susuz kaldığında maresleyip- sararıyor ve kuruyor...
Bâzı ağaçlar, tez büyümeseler de hepsinin geçici heybetini ve zelâletini görebiliyor.
Yer kabuğunun, kendine karşı gelecek bir devleti olamayacağına göre...
Horozun kendini heybetli görmesi, bir sonu olacağını görememesindendir.
Vakitsiz ötmenin gereği yok...
Çok ses, yayın ve görüntü yaymak; gece vakti mezarlık yanından geçerken duyulan korku eseridir.
Asâlet... adâlet... fazlası, mahrûmiyet!.
Yaz ki, okuyalım; AHMET ZEYTİNCİ, Ha gayret...
kadiryeter Kadir Yeter. 09.2017 Pazartesi. Kavakmeydan Mah. TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/168317
Ahmet Zeytinci
Yorumda kendi içinde zaten makalenin...Gür çıkan sesiniz yiğitliğiniz daim olsun sayın hocam!Susmayacağız!