- 602 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İdeoloji partileri ve iktidar yozlaşması
İDEOLOJİ PARTİLERİ VE İKTİDAR OLMAK
Demokrasilerde, Anayasa’nın öngördüğü sınırlar içerisinde her tür düşünceyi temsil eden partilerin kurulması, terör ve şiddete karışmadıkları takdirde normal karşılanmalıdır.Ülkemizde de tarih içerisinde konjoktüre uygun sol, milliyetçi, liberal ve dini değerleri yüceltmek isteyen partiler kurulmuş, devrin akımına uygun kimi zaman marjinal kalan parti kimi zaman popülaritesini oldukça arttırmıştır.
Normalde ideolojik parti taraftar ve yöneticileri kutsal dava adına çalıştıpını söyleyip inandığı değeri iktidara getirip davalarını ve taraftarlarını yücelterek manevi tatminle yetinmeleri gerekirken, ülkemizde devletin kamuda ekonomik etkinliği fazla olduğundan, iktidara gelen gerek sol, gerek ulusalcı ve en son örneğinde görüldüğü gibi dini parti de son zamanlarda yolsuzlukla anılır oldu.Liberal, sol hatta ulusalcı parti yöneticilerini bir nebze akçalı işlere, kayırmacılığa ve dünyalık edinmeye merakları anlaşılabilir ama kuruluşaşamasında adil ve eşit yönetim, yolsuzluk ve yoksullukla mücadeleyi temel alan ve temel alınan islami düşüncenin, mal mülk ve parayı; ’Dünyalık’ diye aşağılayan mistik islam inancına hizmet adına yola çıkanların, kuralına uygun davranabilip, nefsine hakim olabilseler Kuran’da vaadedilen: Ebedi cennet yerine, şu fani dünyanın geçici sahte dünyalığına zaafiyet gösterip topyekün zenginliği seçerlermiydi? Buradaki temel çelişki, ya bu partiyi kuranlar halkımızın dini inancını istismar etmek için dini söylemleri esas aldılar, ya da nefislerine çevrelerinin de baskısına dayanamayıp gaflete düştüler.İşin en vahimi, baştan islam eşittir AKP diye lanse edildiğinden, AKP’ye çalışma ve oy vermeyi islama hizmet ve cennetten yer kapma olarak masum müslümanlar inandırıldığından, vurgunu bile islamı yüceltmek olarak gösterilip, kendilerien kısa zamanda, kat, yat hatta Gemicikler bile alınırken, müslümanlar zengin olmasın mı, sorusuyla geçiştirmeye çalıştılar.Bu inanca yakışan zenginlik, Hz.Ebübekir’in zenginliğin tevazu içinde islamın yayılmasına ve fakirliğin azaltılmasına harcamarı şeklinde olmalıydı.Allahı var bu hükümet’te fakirlere bol miktarda erzak ve kömür de dağıtıyor ama bir farkla, dağıtılan erzak devlet il özel idare ve kısaca Fak.Fuk fon adıyla özdeşleşen Fakir Fukara Fonu ve Belediyelerinin fonları ile dağıtıp kendileri lüks hayatta zenginliklerine zenginlik katmaya yöneldiler.
Bu ülkenin talihsizliği,onlar yaptı biz neden yapmayalım mantığı ile siyasetçilerinin nedense aklını akçalı işlere yorup etraf ve avanelerini zengin etmekle meşgul olmaları.Çünkü şimdiye kadar yolsuzlukla anılan hiçbir parti hakettiği cezayı almamıştır.Şimdilerde çokça dolaşan bir söylem de; tamam bunlar da yapamadı ama kime oy vereceğiz lafı? Bir yolsuzluk varsa gelecek de yapar diye mevcut partiye kerhen oy vermek de anlamsız ama Türk milletinin hafızası parlak olmasa gerek, öyle olmasa bir eskitemediğimiz lider; -6 kere gittim,7 kez geldim diye kendice övünebilirmiydi? Acaba bu yalnışlardan kurtulmamız için kaç nesil feda edeceğiz?
Mahmut KÜÇÜK