- 2701 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇALGILI- İÇKİLİ DÜĞÜNLER-AHİR ZAMANDA MÜMİN ELİNDE KOR TUTAN İNSAN GİBİDİR....
Zaman sana uymazsa sen zamana uy diyorlar.Hz.Muhammed as. ineni inkar ediyorlar.Zamana göre yaşayana ayetleri hadisleri göz ardı edenlere hakiki müslüman denmez.
Zamana uyacaktık ta neden Hz. Kuran geldi,zamana uyacakdık da neden Hz. Muhammed as. geldi.Neden ezan niye geldi.Zamana değil Hz. peygambere ve Hz. Resule sav. uymak lazımdır.
Bunu söyleyen yani zamanın değişmesiyle ahkamda değişir diyenin imanını zayi etmesinden korkulur.Zamanın değişmesiyle (ahkam-ı İlahi)-ilahi hükümler namaz-oruç-muamelat-hac-zekat- değişmez.
İslam alimleri her zaman göre değişmeyen içtihatlarda bulunmuşlardır. Kısaca Hadisler ve Kuran-ı Kerim her zamana şamildir hükmü kıyamete kadar geçerlidir.
Dinin emir ve yasaklarını, her asrın modasına, gidişine göre değiştirmeye kalkışmak, mesela, namazı üç vakte indirmek, ibadetin Türkçe yapılmasını istemek, Haccın her mevsimde yapılmasını savunmak, Kurban kesmeyip parasını vermek, kadınların başını örtmeleri dini bir emir değil Anadolu kadınının adetidir demek gibi şeyler her zaman için yeni bir din yapmak demek olur.
Böyle değişiklikleri, Kur’an-ı kerime ve hadis-i şeriflere dayanarak, bunlara uydurarak yapmaya kalkışmak, Kur’an-ı kerimi ve hadis-i şerifleri bilmemenin, islâmiyeti anlamamanın bir alâmetidir.
İslâmın emirlerinin, yasaklarının zamana göre değişeceğini sanmak, islâm dininin hakikatine inanmamak olur. İslâm dini ilim üzerine kurulmuştur. Her bakımdan, selim olan akıllara uygundur.
Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmemiş olan şeylerde, akla ve ilme uygun yeni emirler çıkarmak, yani kıyâs ve ictihâd yapmak islâmiyetin ana kaynaklarından biri ise de, bunu mezhep sahibi müctehid alimler zaten yapmışlar, eksik bir şey bırakmamışlardır.
Dinimiz dört ana direk üzerine bina edilmiştir. Edille-i şeriyye denilen bu dört direk; Kur’an-ı kerim, hadis-i şerifler, icma ve kıyastır. Burada esas kaynak, Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifler ise de, bunların doğru anlaşılabilmeleri diğer ikisi sayesinde olmaktadır.
İslâmın bu ana bilgilerini, temel kitaplarını değiştirmeye, zamana uydurmaya kalkışmak, islâmiyeti değiştirmek, bozmak olur. Müslüman demek, bu ana bilgilere inanan, saygı gösteren, bunları bozmaya kalkışmamaya söz veren kimse demektir.
Yaptığımız her fiilden mesulüz.Hayatımızın her safhasından yarın huzur-u ilahide hesaba çekileceğiz.Ramazan ayı geldi geçti zilkadeye girdik zilhiccenin onunda da kurbanı idrak edeceğiz.Zaman sabun köpüğü gibi eriyip gidiyor.
Zamanımız ahir zaman her yerde günah isyan tuğyan var. İnsanlar su gibi alkol tüketiyor helal haram aramadan ne bulursa cebine indiriyor, Allahın emirlerine karşı geliniyor.Asr-ı saadet toplumu nerde bu zamanın insanı müslümanı nerede.
İslamın cemiyyeti yok İslami kurumlar yok,İslam-i Mahkemeler kanunlar yok, cuma tatili yok, müslümanlar pazar günü tatildeler.Yahu müslümanlar kiliseye havraya mı gidecek de cumartesiyi pazarı tatil ediyorsunuz?
Yoksa bu kanunu çıkartanlar yahudi ya da hristiyan mıydı da daha kolay ibadet yapalım diye mi çıkardılar diye sorası geliyor insanın..Cuma günü tatil olsa da müslümanlar rahat bir biçimde cumayı eda etseler olmaz mı?
İslamın cemiyyetini hayata geçirmek için çalışmak lazım değil mi?Her tarafta faiz zina kumar içki fuhuş yapılmakta müslümanlar korkmadan sokakta geceleri dolaşamamakta,kızların kadınların güvenliği sağlanamamakta,hergün müslüman kadınlar kızlar tacize tecavüze maruz kalmaktadırlar.
Müslüman kardeşimizin durumu içler acısı müslüman kardeşim hacdan umreden geliyor,ertesi sabah ticarethanesini açıyor,hemen başlıyor faizli işlemlere ,krediyle evini malını pazarlamaya..Helal mi haram mı soran yok. Karnı doysun da nereden gelirse gelsin.Kim öğretecek bunlara helali haramı?
***
Müslüman kardeşim ramazanda namaz kılıyor,oruç tutuyor çok büyük sevaplar kazanıyor.Teravihler hatimler Kuran-ı Kerim dinlemelerle ziyadeleşen sevap terazisini hayli kabartıyor.Ama müslüman kardeşim sokakta isteyerek bir kadının açık mahrem yerlerine bir saniye baktığı zaman o kadar kırk günlük sevaplar bir anda heba olup gidiyor.
Hz. Ali kv. Hz. Resulumüze sual ediyor:Ya Resulullah sokakta caddede birden karşımıza bir kadın geliyor istemeden ona bakıyoruz.Bundan bize bir günah var mıdır?
Cevabında Resulullah sav. Efendimiz:En nazratul ula leh. Vessani aleyhi.Birinci bakışın klehine ikinci bakışın aleyhinedir, buyuruyorlar.
Allah cc. neyi yapmamızdan hoşlandığını neyi yapmamızdan hoşlanmadığını Kuran-ı Kerimde beyan buyuruyorlar.
Ayet-i Kerimede:Kulu veşrebü vela tüsrifü.İnnehü la yuhibbul müsrifiyn.Yeyiniz içiniz israf etmeyiniz.Allah cc. israf edenleri sevmez,buyuruluyor.
Bir müslüman hanım kardeşimiz sofrada artan ekmekleri çöpe atıyorsa,yemekleri fazladan yapıp kalanları çöpe atıyorsa Allah cc. onun yaptığından razı değildir ve bunu yapanları sevmez.
Ekmekleri yemek artıklarını bilerek tuvalet benzeri yerlere atanlara dini bütün müslüman da denmez,insanda denmez.Ekmeğe hürmet gerekir ekmeğe hürmet etmeyenler nankör insanlardır,sonunda açlığa mahkum olurlar.
Bu bakımdan hanım kardeşlerimiz mutfakta ekmek yemek artıklarını ayrı yerde biriktirmeli lavabodan tuvalet suyuna gitmesine engel olmalıdır.Müstakil evlerde buna uyulursa da apartman dairelerinde bundan kaçınmak biraz zordur.
Bir hocamız bize yemekten sonra ağzımızı üç defa çalkalayarak bu suları yutmamızı ondan sonra çalkalayıp lavoboya tükürmemizi tavsiye ettiler.Ekmek kırıntılarının tuvalete karışmasını bu şekilde önlemeye mecburuz yoksa bundan da suale çekileceğiz demişlerdi.
Müslümanın her işi şuurlu olmalıdır.Şuursuz olana elbette müslüman denir ama takva yönü eksik kalır.Ünüversitesi okulu sokağı caddesi,mahallesi çarşısı düğün salonları aile parkları bugün Allahın razı olmayacağı işleri yapanlarla dolu ..
Asiler eşkiyalar caddelerde sokaklarda açık saçık dolaşıyor.Hayvanlar gibi yarı açık anadan uryan parklarda öpüşmeye çalışan gençlerden biz utanıyoruz ama onlar bizden utanmıyorlar bizi umursamıyorlar.Allahtan haya etmiyorlar.
Bunları uyaran amcalar itilip kakılıyor aman bana dokunmasında ne yaparlarsda yapsınlar kabilinden bir şey diyemiyorlar.Eşşek kadar kız eşşek kadar gençle sözüm meclisden dışarı kapalı pazaryerinde bir kenarda kuytuda kendilerinden geçmiş halde öpüşüyorlardı .
Yahu çocuklar geçiyor kötü örnek oluyorsunuz ,yapmayın gidin bu haltı evde kapalı yerde yapın dedim üzerime yürümedikleri kaldı.Amca bizi taciz etti yanımdaki şıfrıntıya tacizde bulundu dese ben haksız olacaktım.Ne haliniz varsa görün,Allah sizi ıslah eylesin diyerek ordan uzaklaştım.
Bugünlerde İstanbul’da parkta uyarılan açık kıyafetle gezen çocukları ikaz eden güvenlik görevlisinin başına geleni hep birlikte gördük.Afedersiniz veled-i zina dolu her yer.Ahlak edep fukarası çocuklar ne kadar da çoğaldı bu zamanda.
Cumhurbaşkanımız müslümanlar üç çocuk yapınız deyince Müftü Efendilere Dini Nikah izni verilince bunlar yerlerinde durmayıp,sokağa fırlıyorlar.
Kilisede papazlar nikah kıyıyor, Havrada Hahamlar nikah kıyıyor bunların törenine Valiler, Kaymakamlar nikahlara katılıyor bu memlekette,muhtarlar nikah kıyıyor,Belediyede memurlar başkanlar kıyıyor Müftü kıyınca kıyamet kopartılıyor.
Bunları Yunanı denize döktüğümüz gibi içimizden çıkartıp yeniden denize dökmedikçe Ayasofyayı açmadıkça bu hainlerin ihanetlerinden kurtulamayacağız..Türkiyenin kurtuluşu Ayasofyanın yeniden camii olarak ibadete açılmasına bağlıdır.
***
Mahşerde hayatımızın her safhasının her saniyesinin salisesinin hesabını vereceğiz.Bu yaptıklarımızla bu cemiyyetimizin hali ile nasıl Hz. Allah cc. ve Hz. Resulullahımızın sav. huzuruna varacağız.Yaşadığımız toplumu cemiyyeti bir gözden geçirelim bir eleştirelim bakalım.
İnsanlar topluluk halinde yaşarlar,cemiyyet halinde yaşarlar.Düğünler olur,askerler uğurlanır,sevinçler tasalar paylaşılırsa azalır.Bunu yaparken de İslam-i hudutlara bağlı kalınmak zorundayız.
Bir müslüman kadın başka müslüman kadınlarla bir araya gelecek oturup konuşacak ama İslami hudutlardan ayrılmayacaktır.Cinayetlerin boşanmaların büyük manada çoğunluğu buna uymamaktan toplumdaki törelere gelenek ve göreneklere uymamaktandır.
Bizim toplumumuzda kadın yabancı erkekle baş başa bir evde kalamaz,başbaşa parkta oturamaz,bir yabancı arkadaşa mesajlaşamaz,yabancı erkekle internet ortamında çetleşemez.
İlerde buda olacaktır sanıyorum ama bu toplum henüz tamamen Batılı anlamda ecnebileşmedi şükürler olsun..Gençlerimiz evlilerimiz aile yuvasının devamını istiyorlarsa buna riayet etmek zorundadırlar.
İyi kadınlar iyi erkekler içindir kötü kadınlar kötü erkeklşer içindir..Ayet-i Kerimesi fehvasınca kötüler mevzumuzun dışındadır.Sözümüz ehl-i İslama müslüman genç kardeşlerimize müslüman kız kardeşlerimize..
Televizyonlar bizim gibi değil henüz,caddeler sokaklar bizim gibi değil,mahkemeler bizim gibi değil,okullar bizim gibi değil,Ünüversiteler bizim gibi değil.Allah cc. buralarda yaşananlardan razı değil.Karma Eğitim yanlışlığı hala devam ediyor.Otobüslere trenlere gemilere karışık oturuluyor.
Müslümanın sesi fahişelerden daha gür çıktığı zaman,Ayasofyada müslümanlar beş vakit ezan olunup cemaatle namaz kılındığı zaman,cuma tatil olduğu müslüman bacılarımın akşam korkmadan sokakta güvenle dolaştıkları zaman,can güvenliği,mal güvenliği olduğu zaman bu ülkede İslami hükümler geçerli olduğu zaman bizim diyebileceğiz ama henüz ufukta değişen bir şey yok.
Türkiye aynı Türkiye.Şairin dediği gibi Öz yurdunda garipsin Öz yurdunda parya.Var mı değişen bir şey söyleyin.Var başörtüsü serbest her an bir darbeyle alçak adamlar ters yüz edebilirler.Kanunlar aynı kanun,değerler aynı,kutsallar aynı.Sıkıysa sokağa çıkın ben İslami hayat istiyorum deyin bakalım.
Zina, kişiyi cehenneme sürükler“Ey insanlar topluluğu! Zinadan uzak durunuz. Çünkü onda altı tane kötü haslet vardır. Bunların üçü dünyada, üçü ahirettedir.
Dünyadakiler şunlardır:
Zina güzelliği giderir,Fakirliğe sebep olur,Ömrü kısaltır.
Ahiretteki kötü hasletlere gelince:
(İlahi) gazabı, Kötü bir şekilde hesaba çekilmeyi, Cehennemde de ebedi kalmayı gerektirir. (İbnu’l Cevzi)
.
Zina, Allah’ın (cc) azabını celbeder
“Hz. Allah’ın gazabı, zina edenlere karşı çok şiddetli olur.” (İmam Suyuti)
“Bir yerde zina ve faiz işlenirse (oranın halkı) kendilerine Allah’ın (cc) azabını davet etmiş olurlar.” (Hakim)
Haram ilişkiler meleklerin lanetine sebeptir..Her sabah iki melek:“Kadınlar yüzünden erkeklere, erkekler yüzünden de kadınlara yazık!” diye nida eder. (İbn-i Mace)
Zina, edenlerin yüzleri ateşle yanar. (Taberani)Resulullah (asm) buyuruyor ki:
“Zina eden, (dünyada şer’i cezasını görmeyen) kimseler, kıyamet günü, yüzleri ateş renginde parlayacaktır.” (İmam Suyuti) Zina, yapan kişinin yüzünden iman güzelliği gider..
Resulullah (asm) buyuruyor ki:“Zinadan sakınınız. Çünkü zinada, başlıca dört büyük tehlike vardır:
Zina, yapanın yüzünden iman güzelliğini giderir.Rızkından Allah’ın feyz ve bereketini yok eder.
Allah’ın gazabını gerektirir. Cehenneme; bir daha çıkmamak üzere girmesini icap ettirir.” (İmam Suyuti)
Zina, fakirlik ve zillet getirirZina (insana) fakirliği miras bırakır. (Beyhaki)
“Zina, fakirlik ve zillet getirir.Zina, kıyamet alametlerindendir..“Benim ümmetim, (şeriat kanunlarını ve İslâm ahlâkını terk ederek) zina etmeyi ve ipek elbise sayacak zaman yaklaşmıştır.” (İmam Suyuti)
***
Allah cc. içki içmeyin diyor müslümanın evladı içiyor.Allah kumar oynamayın o haram parayı evinize sokmayın diyor ortalık kahvehane dolu açıktan kumar oynanıyor.Devlet eliyle yıllardır piyango, altılı ganyan,müşterek bahisler loto,toto oynatılıyor.
Bu memlekete kumarı piyangoyu,lotoyu Totoyu afedersiniz genelev denilen alçak yerleri gazinoları içki, bira,şarap ve tütün mamullerini üreten yerleri Devlet açmış yaygınlaştırmış askerler buna ön ayak olmuşlardır yanlış mı söylüyorum.
Hala genelevlerin kapısında polis bekler ve hala piyangoyu Devlet işletir.Bunu yapan Devletten ve Devlet yetkililerinden Allah cc. razı mıdır diye sormaya hacet bile yoktur!!!
Bir şey haramsa harama götüren bütün yollar da haramdır.İçki haramdır içki ile alakalı on kişiye Resululullah Efendimiz sav.lanet etmişlerdir.Gazino içkili kafeler,meyhanede haramdır buraları açmak işletmek de dolayısıyla haramdır.
Gençlerimiz evleniyorlar her yerde düğün salonları açılıyor karlı alan ne de olsa.Mantar biter gibi açık hava düğün salonları şehrimizde de açılmaya başladı.Düğünlerin ekserisi eskiden ev düğünü olur kadınlar erkekler ya çalgılı yada mevlütlü olarak oynayıp eğlenerek düğünler yapılırdı.
Şehir ortamında gürültü ve trafik karmaşası yapılıyor diye kapalı ve açık hava düğün salonlarında yapılmak kaydıyla izinler verilmeye başladı.Kapalı ortamlar tam bir curcuna kadın erkek karışık hoplayıp zıplayıp vakti tüketerek düğünler yapılıyor.Açık havada yine karışık sazlar eşliğinde davul zurnayla düğünler yapılıyor.
Allah cc. razı mıdır bu şekilde açık saçık kızların erkeklerin beraber oynadığı el ele tutuşup dans ettiği düğünlerden acaba?Allahın Resulu o düğüne iştirak eder miydi acaba?Elbette gelmezdi o Allahın Resulu peygamber olmadan önce de bu türden eğlenceleri görünce bir kenarda uyur düğüne bakmazlarmış.
Müslüman iş adamları ne olur kadınların erkeklerle ayrı olacağı salonlar da yapın.Müslüman gençlerin ailelerine kar gözetmeden tahsis edin.Bu işte unutulan bir sünneti ihya sevabı vardır.
Yüz şehit sevabı verilir umarım bu türden mevlütlü sohbetli kadın erkek ayrı ama modern çalgının hiç bir çeşidi olmayan içkinin alkolün kesinlikle olmadığı salonlarda yapılan düğünlere..
Bize ne oldu da bu hallere düştük.Fransada oynanan dansı bir fermanıyla 100 sene yasaklayan Kanuni Sultan Süleymanın evlatları torunları bugün o kefereleri solladılar dansta erkekli kızlı shovlarda..
İlk önce davul zurnayı sonra sazlı sözlü çalgıları sonrada dansı köçeği dansözü getirdi ecnebiler.Ondan sonra sinema tiyatro televizyon internet geldi milletin çoluk çocuğu çığırından şirazesinden çıktı..
Geçenlerde bir arkadaşın açık havada bahçede yapılan düğününe istemeyerek icabet ettim.Düğün bitti derken gelinle damat ana babaları kenara dizildiler.Gelen bütün konuklar davetliler gelin hanımı yanaklarından şapur şupur öptüler.Aman Ya Rabbi bu ne vahim bir manzaraydı.Gençlerin bir çoğunun alkol aldıkları biraz önceki oyunlarından hallerinden belliydi.
Daha gelinle damat gerdeğe girmeden zifaf yapmadan gelin hanımla o alkol almış sarhoş gençler yanak yanağa sarıldılar öpüştüler.Gelin hanımın vucudunun hararetini damattan önce alkol almış sarhoş arkadaşları hissettiler!!!
Bu nasıl müslümanlık Allah aşkına.Bu adamlar on gün yirmi gün önce ramazanda sorsanız oruç tutup namaz kıldılar belki teravihide kaçırmadılar.Ne oldu şimdi?Heba en mensura.Hepsi bir anda yok oldu gitti.Zavallı gelin onlarca gençle el zinası göz zinası beden zinası yaptı!!!
Bir düğün salonu olacak yenilip içilecek sazlar çalınacak ringo ringo şişeler şarkısı çalınacak,alkol almış gençler kızlı erkekli el ele kol kola sarmaş dolaş dans edecekler sonrada gelin hanımdan bir veda öpücüğü alarak evlerine dağılacaklar.Bu hangi müslümanlıkta hangi kitapta var Allah aşkına?
Maalesef bütün düğün salonlarında buna benzer manzaralar var mı var.Sadece Talebe Yurtları benzeri İslami cemaatlerin salonlarında kesinlikle yok sohbet hanımlar erkekler ayrı salonlarda yemekler yenilip sonrada takı töreniyle merasim bitiriliyor.İşte istenen budur Velime düğün yemeği budur.
Müslümanın şuurlusu düğünde belli olur.İpi çoluk çocuğun eline vermiş hacı ana babalar bile bu imtihanı kazanamaz haramdan kazandığı malları yine haram yollarda harcarlar.
Davuldan da çalgılı düğünden de nefret ederim kolay kolay da gitmem, yakın akrabaların dışında gitmek için bir mecburiyetimde yok.Allahım tüm müslüman kardeşlerime şuurlu yaşamayı nasip etsin..
30.07.2017//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.