- 919 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ENGELSİZ DÜNYAM-3
Mesut, bir yürüme engellidir. Ancak sık sık hayal dünyasını ziyaret eder. Onun hayal dünyasında engelli değildir ve insanlık dersleri verir. Özellikle engellilerin koruyucu ve savunucusudur. Kız kardeşi Ayça ise normal yaşamında engelsiz iken Mesut’un hayal dünyasında yürüme engellidir…
EN GÜZEL HEDİYE
Doğum günüm seni gördüğüm gündü
Gül yanağına yüz sürdüğüm gündü
Aşkımla ıslanıp tarumar olmuş
İpek saçlarını ördüğüm gündü
Ayça’nın yüzündeki hüznü hissediyordu Mesut.
“Bugün Görkem’in doğum gününe gitmeyecek miydin?” diye sordu…
“Bugün değilmiş doğum günü” dedi Ayça. “Aklımda yanlış kalmış, yarınmış”.
Başka bir şey sormadı Ayça’ya. Oysa bugün Görkem’in doğum günü olduğundan emindi. Gitmeme nedenini tahmin ediyordu. Annesiyle konuşmalarını duymuştu.
“Anneciğim” diyordu, “babam bu kadar parayı kazanmak için kaç gün çalışıyor. Nasıl kıyabilirdim onun emeklerine?”
“Ama kızım, onu çok sevdiğini biliyorum. O da seni çok seviyor. Bu sevgi için değmez miydi?”
“Anneciğim, içime sinmedi. Babacığım yorgun argın eve geldiğinde kaç günlük emeğini basit bir hediye için harcamış olarak nasıl yüzüne bakabilirdim onun? Görkem beni gerçekten seviyorsa bir hediye yüzünden bana kırılmaz.”
Mesut’un duydukları içini burkmuştu. İnce ruhlu kız kardeşi babacığının emeğini harcamaya kıyamamış ama çok sevdiği Görkem’in doğum gününe de o zengin arkadaşlarının hediye yağmuru karşısında eziklik yaşayacağı düşüncesiyle gidememişti… Bu düşüncelerle hayal dünyasında buldu kendisini…
Görkem, arkadaşları ellerinde hediye paketleriyle eve geldikçe yüzünde yalnızca sahte bir memnunlukla gülümsüyordu. Onlara “hoş geldiniz” derken gözleri hep Ayça’yı arıyordu. Ayça’nın gelmeyeceği belli olmuştu artık ve hediye paketleri açılmaya başlamıştı. Her bir hediye paketi açıldığında arkadaşlarının “vaay… bavvv” gibi nidalarına karşılık o yine sahte gülümsemelerle hediye getirene teşekkür edip yanaklarından öpüyordu… Pastalar kesildi, yenildi içildi… Görkem neşeli görünmekle birlikte içinden “Bu çile ne zaman bitecek?” diye söyleniyordu. Sonunda herkes gitti ve ev sessizliğe gömüldü…
“Üzülme oğlum” dedi annesi… “Gelmemişse vardır bir sebebi”
Görkem ise ağlamamak için kendisini zor tutarak odasına çekilmişti…
Mesut: “Bugün olmadığından emin misin?” diye sordu Ayça’ya. “Ben bugün biliyorum. Götüreyim seni”.
“Eminim” diyordu Ayça… “Yarın görüşeceğim onunla”.
Mesut konuyu tahmin ettiği için üstüne varmıyordu…
Ayça odasına çekilmiş Görkem’e bir mesaj çekerek doğum gününe gelemediği için özürlerini yarın kendisiyle görüşmek isteğini bildiriyordu… Bir süre sonra Görkem’den yanıt geliyor: “Aşkım, sen gelememişsen mutlaka vardır bir nedeni. Seninle görüşmek için yarını sabırsızlıkla bekleyeceğim…”
Ayça ağabeyinin yanına geldiğinde onun derin düşüncelere dalmış olduğunu görmüş, onu hayal dünyasından koparmaya kıyamamıştı… Aslında neler hayal ettiğini de tahmin ediyordu…
Hayal dünyasında bir gün birkaç dakikada geçer. Mesut, kardeşi Ayça’yı Görkemle buluşacağı kafeteryaya götürdüğünde Görkem onları bekliyordu… “Hoş geldiniz Mesut Abi” diyerek önce Mesut’un yanaklarından öptü, sonra Ayça’nın… Mesut’un oturması için sandalye çekti ama Mesut, “Benim biraz işim var. Daha sonra gelirim” diyerek onları baş başa bırakarak oradan uzaklaştı…
Görkem Ayça’nın ellerini avuçları arasına alarak gözlerine baktı ve “Biliyor musun” dedi “şu an karşımda olman beni ne kadar mutlu etti bilemezsin.”
“Dün gelemediğim için özür diliyorum” dedi Ayça. “Ama biliyorsun ben bir engelliyim. Dün ağrılarım vardı, seni bu mutlu gününde telaşlandırmak istemedim.”
“Hayır!” dedi Görkem… “Sen bir engelli değilsin… Asıl engelli olan dün pahalı hediyelerle doğum günümü kutlamaya gelen zengin çocuklarıydı”.
“Nasıl, anlayamadım!” dedi Ayça…
“Dün onların pahalı hediyeleri içimdeki sızıyı, özlemi gidermeye yetmedi” dedi Görkem. “Para her şey değildir. Benim istediğim pahalı hediyeler değil bana saf bir sevgiye bakan bir çift gözdü”.
Ayça Görkem’in bu sözünden dün gelmeyişinin gerçek nedenini anladığını fark etmişti… Ayçanın hüzünlendiğini gören Görkem ayağa kalkarak: “Şu an burada bulunman benim için her şeydir. Lütfen yüzündeki hüznü at ve bu garibe bir gülümse” dedi ve Ayçanın yanına giderek ona doyasıya sarıldı… Şimdi Ayça’nın gözlerinden mutluluk gözyaşları akıyordu…
“Abiciğim” dedi Ayça, “yemek hazır. Hayal dünyana ara verebilir misin? Yemekten sonra kaldığın yerden devam edersin. Ama bana da anlatırsın”.
Mesut, yanı başında Ayça’yı görünce mutlu bir şekilde gülümsedi. Hayal dünyasında çözümlenen sorun belli ki gerçek dünyada da çözümlenecekti…
Yemekten sonra yine Mesut’a döndü Ayça: “Abiciğim” dedi… “Hayallerinin benimle ilgili olduğunu biliyorum. Lütfen anlatır mısın?”
“Nereden biliyorsun seninle ilgili olduğunu?” diye sordu Mesut.
“Çünkü” dedi Ayça, “Yüzünün ifadesi bana baktığın zamanki gibiydi”
Mesut, hayallerini Ayça’ya anlattığında Ayça çok duygulandı… "Acaba gerçekten affedecek mi beni?” diye sordu…
“Endişen olmasın canım kardeşim” dedi Mesut, “ben onun seni ne kadar sevdiğini bilirim. Ve o da bilir ki, benim kız kardeşim gidememişse haklı bir nedeni vardır”.
Görkem heyecanla bekliyordu Ayça’yı… Sanki dünkü doğum günü olayı hiç olmamış gibiydi…
“Hoş geldin aşkım” dedi… Narin ellerinden tuttu ve ona sarıldı…
“Dünkü doğum gününe...” diye söze başlamak istedi Ayça ama Görkem onun sözünü kesti…
“Dün benim doğum günüm değildi” dedi Görkem…
“Ama nasıl olur!” dedi şaşkınlıkla Ayça.
Bir dörtlük okudu Görkem…
Doğum günüm seni gördüğüm gündü
Gül yanağına yüz sürdüğüm gündü
Aşkımla ıslanıp tarumar olmuş
İpek saçlarını ördüğüm gündü
“Bugün tanışmamızın yıl dönümü” dedi Görkem… “Benim için asıl doğum günü bugündür ve bu mutlu günümde en çok sevdiğim kişi yanımda bulunuyor…”
(bitti)
Kadir Tozlu
31.07.2017
NOT: "Bir öykü yazmak istesem başlık ne olsun?" diye sormuştum...
"Engelsiz Dünyam" demişti hiç yüzünü görmediğim manevi kızkardeşim Ayşe Bakkalcı...
Çocukluğunda çocuk felci geçirerek yürüme yeteneğini yitirmiş... Küçük yaşlarda babasını kaybetmişti...
Ayşe, sanırım 2017 yılında da annesini kaybetti. Engelli haliyle Ankara’da bir evde psikopat kardeşiyle aynı evi paylaşmaya başladı. Onun baskılarına dayanamayınca bir huzurevine yerleşti...
31 Ocak 2018’de zatürreden yaşamını yitirdi...
Onun kaybı bu öyküyü sürdürme azmimi malesef bitirdi...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.