- 949 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
şimdi gidersem..
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
incinmiş bir ses kadar net!
susmalar bulaşıcıdır…
"daha mı?"
bileğinden tutup kolunu/kazağının, avuç içlerine kadar çekiştiriyorsun, tel tel saçlarında belirgin nefret hali..
ya gözlerin, dumanına inat sigaranın dimdik yerinde üstelik hiç kapatmıyorsun artık…
dizlerini dayayıp karnına, göğüs hizanda tutuyorsun sıkı sıkıya kendine…
bir deprem/sel/fırtına ya da daha görünmez bir felakete hazırlanır gibisin...
"gelişi güzeliz"
en çok bu gün üstelik..tırnaklarını çıkartıp ve kırıp kanatlarını kuşların/AK..tuhaf intikamlarla değiştiriyorsun seslerini ki gün/yüzü görmemiş büyülü sözleri unuttuk/kesildi yolum/uz..geç kalacağım bekleme beni..baş kaldırıyorum şimdi sensiz ve sessiz ki sivil itihatsiz bedenlere göre değil neon bir surat için ayakta alkışlamak/içi boşluğu ki kıymeti kalmıyor devrimci hitabetinin..
unutuyorum ara geçişlerde/sana neyin yakıştığını mavi ve kırılgan ses hali, hafif dağılmış saçlar,
kendinden emin bir duruş ve yorgunsun artık…
midem ağrıyor asit ve süt dengesi ve şüphe dilime bulaşıyor zehiri / damarlarımdan aklıma yürüyor büyüyor orman orman…
"gözlerini açma!"
devriliyor kelimelerin ve telaşların bulaşıyor ayaklarına, sen sarmaşık gibi çekiliyorsun hücrelerine ki ben tutamıyorum avuç içlerimle yakmadığım ışıkların karanlığını…
iki dudağımın arasında, dilimle hapsettiğim bir ses kadar belirgin şimdi…... "eğer şimdi!" gidersem…anlamadığın ne biliyor musun? kalmanın konuşmak olmayacağı.
Islak tedirgin ve terli bir uyku kadar kısa ve bir o kadar tatminsiz rüyalar düşer bebeklerine gözlerinin ki saçların bile aldırış etmez buna….dağılıyorsun…kurumuş her şey gibi..kumdan kale/çamurdan kale ve yakıp gemileri yeniliyorsun/
bazen kendine bile...
yazılarını okuyorum sonra okuyorum yazılarını nefes bile almadan, AKciğerlerine yapışmış
kırıntıları heveslerinin ve dilinde intikam yeminleri kısılıyor sesin/terliyor tırnak uçların keskin tırnak izinde....
özgürlüğü sevdin ve çocukları..ülkeler sonra sınır sınır ve bir ada, bir gün mutlaka bir kıyı hiç ayak basılmamış ki kasaban hep oldu evet…
son putu devirip/
bozup tövbemi
alçıya alıyorum yüzümü/
yüzün gibi...
(kuytular)
YORUMLAR
Susmaların da konuşan bir dili var oysa.
Ayak izlerine akan bir yol gibi.yollar ki muallak diyor şair dokunurken parmak uçlarıma.
Okumuşum bende Belki defalarca yüzünü.evet bulaştı bir kader ki,
Rüyalara akseden...
Neydi bu tılsım.
Günaydın,
Az önce kalktım görduğüm bir rüyadan,
Telefondaki ses susmuyordu.
Ve omuzunda taşıdığı zeytinler vardı.
Bir de kırmızı bir salça .
Ne yapıyorsun kalk yorğunluğundan avuç iclerini sıkıp bırakmaktan.
Bir adım kadar yakınken yazgı kimbilir ki.
Çocuklar büyümüyor.
Ellerin şair
Yüreğin...
Tebessümle
Sevgiler.