- 803 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çeşme Gözlüklü Hayat!... 2
Allah’tan ümit kesilmez ya işte öyle oldu kitabın kendi cebimden çıkan basım masrafı…
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=151920 adresinde 12.3.2016 Târihindeki yazımı sürdürüyorum…
Kitabın yazım ve bütün hazırlanma safhalarında emeğim olduğu gibi, sonunda keseye dokunacak bölümü de bana kaldı; kalsın, ya hazırda olan param olsa… o da yok, yüz kızartıp borç para aldım; nasıl mı, ödeyeceğim?... he, yaşarsam emekli maaşı alacağım ve dişten artırdığımla borcunu ödeyeceğim.
Her işin başı zordur ya bilinir… bu da öyle başladı ve bitmedi daha derdi; ne ki?...
81 Vilâyetin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İl Halk Kütüphânelerine birer adet Trabzon Çeşmeleri kitabı göndermek…
Kimseye lâf dokundurmayayım diye yazarken çok dikkat ediyorum… içimdeki dağların çarpışmalarından okuduğunuz sayfaya altın kumlar sermek için yüreğimde öğütüp sergilemek istiyorum!.
Sonuç bu ya 6500 Saat emekten sonra, şimdi ilgili kişilere teker- teker ziyârette bulunuyor ve bastırırsam kitabını getireceğim sözümü yerine getirmeye çalışıyorum…
Basım işi bittikten sonra kendime bir plan çizerek dağıtma süresini altı aya yay ve acele etme… ilk günlerde 6, 8, ve 15 Km.’lik yürüyüşlerle günü tamamladığım oldu… dizkapaklarımdan garip sesler çıkmaya başlayınca korkup işi daha da yavaşlattım… dizkapaklarımın sesi kesildi neyse….
Verdiğim her yerin adını kayıt altına aldım… şimdilik 173’den gidiyorum… tabîi bâzı kurumların teslim sayısı ikiden daha çok sayıda…
Gazetelerden ikisine ve bir medya sitesine kitabın tanıtımı için ve aynı vakitte kendileri ile ilgili konuları olduğu için elden teslim ettim.
Günlerce gazetelerini satın aldım; sözbirliği etmişlercesine üçü de kitabın rengini göstermediler okuyucularına…
Buradan ve diğer gözlemlerimden şu sonucu çıkarmak üzereyim ki, küçük muhitlerde boyundan büyük işler yapmayacaksın!... dar mezhepli insanımız bu gibi ileri görüşlere içinden hoş bakmıyor!?.
Üç kuruşluk hayır yapmaya çalışırken insan gönlünü kırmanın da bir anlamı yok değil mi?.
Sayın ki; Kadir Yeter, Yedi yıl boyunca kitaba harcadığı emek ve parayı her gün pilâvüstü yüzelli gram et döneri yedi…!
Bugüne kadar aralıksız yaşadığım eşsiz Trabzon’uma hasretliği bu yaştan sonra birine kızıp da çekemem.
Canlısından korkulan insanın, ölümünden sonra edilen methinin ne önemi var?.
Ne çok methedecek yazar çıkar belki, tavukları ürkütmeyelim… bırakın semirsinler…
O’nları, bu halleri ile de seviyorum.
Nasılsa herkes içinden birbiri ile küskün; bırakalım, dıştan sergilediğimiz rollerde kusur etmeyelim.
Şehirler, böyle gelişir ve değişirler!.
O’nun arabası, katı ve ünü var…
Biz, çeşmelerimizden boşa akan sular gibiyiz; gaflet içinde olanlar; suyu, öldü sansınlar!.
Bütün sular, engüzel çeşmelerden aksınlar…
Su gibi olun…
Kalın, sağlıkla.
kadiryeter Kadir Yeter.
26.7.2017 Çarşamba. TRABZON.
YORUMLAR
Değerli Üstadım.
Bu yazıyı okuyunca bir anım canlandı gözlerimin önünde.
1990 Yılında bir Hizmetiçi eğitim seminerinde Prof Dr Hamza Eroğlu biz tarih Öğretmenlerine sordu:
- Bu güne kadar Türkiye'de Ermeni meselesiyle ilgili kaç kitap yazılmıştır?
Hiç birimiz sorunun cevabını bilmiyorduk. Kendisi cevapladı: 126
Sonra tekrar sordu.
Peki aynı konuda Ermenilerin yazdığı veya yazdırttığı kitap sayısı kaçtır.
Bu sorunun cevabını da bilmiyorduk. Yine kendisi cevap verdi: 20.000
O zaman anlamıştık neden dünya üzerindeki pek çok devletin '' Türkler Ermeni soykırımı yaptı diyen hapse atılır '' Değil de '' Ermeni soykırımı diye bir şey olmamıştır diyen hapse atılır'' Diye kanun çıkarttığını.
Peki Türkiye'de yazar mı yok, tarihçi mi yok? Neden yazmıyoruz?
Türkiye'de yazar da var tarihçi de ama okur yok değerli üstadım.
Maalesef bu da bizim ülkenin hastalığı.
Selam ve sevgilerimle.