- 605 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Sade Bir Yaşam O Kadar Güzel ki
Bu gün için fakir ya da orta gelir grubuna sahip bir insan olabilirsiniz. Sade bir yaşam sürüyorsunuz haliyle. Çok lüks evlerde oturmuyorsunuz, çok muhteşem arabalara binemiyorsunuz. Çok da önemli değil çok lüks bir ev de oturmak ve çok fazla gelir sahibi olmak. Namerde muhtaç olmayalım da keşke o da yeter. Bu gün varlık içinde yüzenlerde gün gelip ölecek siz de günü gelince öleceksiniz. Allah’ın mükemmel adaletinin ortaya çıktığı bir alan ölüm. Bakıyorum o televizyonda ki magazin programlarına çıkan ünlülere, onlara zerre kadar imrenmediğim gibi, kendime dua da ediyorum zaman zaman ’’Allah’ım bana böyle bir hayat nasip etmedin, bundan sonrada etme asla diye.’’
İnsanın elinin emeğini, alnının terini ağız tadı ile yemesi kadar güzel ve insanı mutlu edebilen başka bir şey var mı hayatta? Tiriliyonlarınız olsa ne yazar? Takip etmişsinizdir mutlaka eski zenginlerimizden birinin ölünce cesedini bile çaldılar, adamı mezarda bile rahat bırakmadılar. Ne yapayım öyle zenginliği, öldükten sonra bedenimi de ruhumu da rahat bırakmayacaklar ise...
Bakın çevrenizde bir anda ünlü olanlara, her ne hikmetse çoğu korumasız gezemiyor arkadaşların. Tut bir de onlara maaş ver. Hasmın seni mutlaka öteki tarafa götürmek istese götürür çok zor engellersin bunu. Ha, yolda yürürken yanına sıra dışı adamlar da yaklaşmasın diyorsan eğer, zaten sen halktan kopmuş bir sanatçısın demektir.
Bilmem kimin havuzlu evi varmış. Bana ne ve de size ne. Çok canınız istiyorsa üç kuruş verir bir havuza gidersiniz bir kaç saatliğine. Onlar yetmiş liralık peynir yer, ben de on beş liralık peynir yerim sonuçta ikimizin midesi de beyine aynı doydu sinyallerini göndermiyor mu, ne farkı var?
Bazen belgesellerde rastlıyorum Afrika’da ki kabilelerin üstünde başında hiç bir şey olmayan, bizim yamyam dediğimiz ama bana göre birçok insandan daha insan olan vatandaşlara. En azından yaşamak için yemek zorunda olan yemek için yaşamayan insanlar. Hani derler ya ’’Dünya yansa içinde bir tutam otu yanmaz.’’ o derece bir hayat sürüyorlar. Her şey doğal yiyip içtikleri ve soludukları hava da dâhil. Soruyorum size şimdi, o atom bombasını yapıp insanlara atarak yüz binlerin ölümüne neden olan devletler ve onları yöneten insanlar Afrika’da ki bu insanlardan daha canavar daha gayri insani değil mi, ne dersiniz?
Bazen, şimdilik sade vatandaş konumunda olan arkadaşlarımla konuşuyorum dertleşiyorum. Benim yıllar önce bıraktığım şans oyunlarına hasbel kader devam ediyorlar. Soruyorum zaman zaman ’’Ne yapacaksın oğlum o kadar milyonlarca parayı sana çıksa?’’ Hemen hemen çoğunun verdiği cevap birbirine benziyor. ’’Ağabey önce doğru lüks bir otele, sonra yanıma iki üç hatun gelsin rakılar, şampanyalar, lüks bir ev alırım, bir de son model Mercedes, ha bu arada eşime dostuma da azıcık yardım yaparım tabi kıyısından köşesinden, sana da tabi ağabey.’’ Ohh ne ala hiç kazandığı parayı hayır işlerine harcarım diyeni görmedim hemen ev alıyorlar, araba alıyorlar, dost tutuyorlar arkadaşlar.
Ben Türkiye’nin sayılı zenginlerinden olacağım, herkes beni tanıyacak diye bir derdi olmamalı insanın. Çook zengin olup kimsenin mal varlığını bilmediği ve bir o kadarda sade, mütevazı hayat yaşayan o kadar çok insan var ki. Helal olsun onlara diğer insanlara da güçleri nispetinde yardım ellerini uzatıyorlar ve bunun da reklamını sağda solda yapmıyorlarsa eğer. Ne demiş büyük mutasavvıf, gönül adamı Yunus Emre ’’Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi, mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan.’’ Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine...
YORUMLAR
Mal mülk sahibi olmak bir yana bir de öldükten sonra bir iğneye varana kadar o malın mülkün hesabını vermek var dediğiniz gibi.Yani aslında her bakımdan dert.
Şans oyunları oynayan ve zenginlik hayali kuran kişilere ise hayret ediyorum.Alın teriyle gelmeyen paranın zaten bereketi olmaz ki.
Sade ve kendi halinde bir hayat sürmek en güzeli.En büyük zenginlik ise benim fikrime göre hayır duası alabilmek.Manevi zenginlik en güzeli çünkü.
Güzel bir yazıydı.Özellikle kısa yoldan zengin olmaya çalışan ve sadece bu dünya varmış da hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan insanların mutlaka okuması gereken.
Bu arada daha önce yazılarınızı okumamıştım ilk defa bugün denk geldi.Sanırım artık sıkı bir takipçiniz olarak bundan sonra yazılarınızı okuyacağım.Çünkü çok güzel mesajlar var yazılarınızda. Emeklerinize sağlık.
Saygılarımla
Ahmet Zeytinci
Türkiye'nin enbüyük zenginlerinden birisi de benim; Ahmet Zeytinci kardeşim...
Memlekette, helâlinden çalışıp çoluk- çocuğunun rızkından keserek devlete ve dolayısıyla benim emekli maaşımın içinde hakkı olanlara gece- gündüz dua ederek nasipleniyorum.
Vaktiyle Trabzon’da il çapında, meslek grubumda ençok gelir vergisi ve katmadeğer vergisi verenlerin 3- 4 kat fazlasını tam dört yıl üst-üste öderken, vicdan rahatlığımdan dolayı sanırdım ki; Türkiye Cumhûriyeti Devleti'nin en zengini ben idim; bütün devlet memurlarının, minârede ezan okuyanların ve bütün değerli öğretmenlerin maaşını ben veriyorum.
Hayatta, bu duyguyu da yaşadım üç tâne yazarkasalı kurucusu olduğum mesleğimde. Şimdi, çok seneyi geçti hazır yiyeli... vakti gelince, en erkeninden işten el çektim; gençler boş dururken, hâli vakti yerindekiler bir adım geri çekilerek, arkadan gelen akıllı ve atak gençlerin önünü açmak gerek.
Emekli olduktan sonra üniversite kapsını araladım ve içeri girdim; düşündüm ki, gençlere ne öğretiyorlar?... konumuzla ilgili şunu dinledim sınıfta ders dinlerken profesör öğretmenimden:
"İnsanlar, tasarruf yapmayı öğreniyorlar... buna öyle alışıyorlar ki, ömürleri boyunca tasarruf yapa- yaşa yaşıyorlar, oysa; tasarruf yapmak, bir hedefe ulaşmak için yapılır(maddî)".
Sağlıkla kal, Ahmet Zeytinci Ustam...
kadiryeter Kadir Yeter. 16.6.2017 CUMÂ. TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/165366-sade-bir-yasam-o-kadar-guzel-ki/
Ahmet Zeytinci'ye