Raven

• 3 Haziran 2017 Cumartesi 01:18:50

Su lütfen bir yudum su diye bağıra bağıra uykudan uyandı, gözleri fal taşı gibi açılmış bedeninin her yeri zangır zangır titriyordu. Korku içinde başucu lambasını yakmaya çalıştı lambayı bulamadıkça korkusu katlanıyor göğsü sıkışıyordu

Sıçtığımın lambası diye bağıra bağıra lambayı bulup yaktı. Terlemişti leş gibi kokuyordu.

- Yine aynı kabus bir yıldır uyku yok bana. Soktuğumun Beyrut’unda soktuğumun medyumuna gittiğimden beri,hayatım darmadağın oldu.
Yok peşimde veba bakiresi varmışta yok lanetlenmiş imde. İşte miş de muş da keşke medyuma inansa idim,aklından neler geçiyordu acaba o pörsümüş kadının.

Doğrulup yatağa oturdu neredeyse altı aydır burada yalnız başına yatıyordu; Esin Türkiye’ye döndüğünden beri yani
Yalnızlığa alışkındı ama kimsesizlik başkaydı. Esinin gitmesinin sebebini unutmuştu Esinin yüzünü unutmuştu?sesi belki sesi ah biraz hatırlıyordu galiba onu.

Ayağa kalktı geçtiği her yerin ışıklarını yakmayı da ihmal etmiyordu saat daha birdi ,
temizlikçi kadın ne zamandır gelmediği için evi bok götürüyordu.

Buzdolabının kapısını açtı içilecek ve aklını uyuşturacak ne varsa ellerine alıp salona geçti. Bilgisayarı açtı bir şeyler dinlerse belki iyi gelirdi.
Eline aldığı ilk şişeyi kafasına dikledi

(my dying bride: for my fallan angel)

As is draw up my breath
and silver fills my eyes
I kiss her still
for she will never rise

Sustu kapattı müziği, Bir kaç porno sitesi açtı bildiği veyahut merak ettiği tüm kategorilerde dolaştı neyi açarsa açsın,eliyle kavradığı alet onu cevapsız bırakıyordu.
Kalkmıyordu işte işe yaramaz bir et parçasına dönüşmüştü.
Kabuslar s.ki dahil hayatının her noktasına etki etmişti.Dergide ki işinden kovulmuş çevresinde

kim varsa onunla bağını koparmıştı. Akıl sağlığı giderek kötüye gidiyordu.
Porno işe yaramamıştı zaten kadınlarda bir işe yaramıyordu son seferinde.

madem s.kin kalkmıyor ne diye beni buraya kadar boşuna uğraştırdın git arkanı dövdürt diyen fahişeyi öldürmemek için kendini zor tutmuştu.

Tekrar müziğe yöneldi.
Sadık gürbüz Demiri toz ederler

İkinci şişeyi açtı kafasına dikledi

Kabusu düşündü Ormanlık bir alan Yıkık bir harabe var ileride, sıcak nemli bir hava.

Bir kadının kulak tırmalayan çığlıkları yankılanıyor dört bir yanda. Usul usul harabeye yaklaşıyor,dört erkek yarı çıplak bedenler ağızlarından salyalar akarak ortalarına aldıkları kadına tecavüz ediyorlar.Elini pantolonuna atıyor erkekliğini okşuyor hayvani bir zevk alıyor bunlar kadının çığlıkları erkeklerin zevk inlemeleri arttıkça kalkıyor avuçlarının arasında ki erkeklik.

Pantolonun önünde yapış yapış bir ıslaklık erkekler ona bakıyor kadın bayılmış. Pantolonlarını topluyorlar,ağır ve kendinden emin adımlarla harabeden dışarı çıkarken biri omzuna vurup iyi işti Yusuf. Sende istersen s.k sonrada ortadan kaybol akşam mahallede buluşuruz.
Hem sıkma canını nasıl olsa anası oruspuydu, eh anasına bak kızını al . Biz sadece kaderi hızlandırdık.
Sesini bile çıkaramadan kadına doğru yürüdü bacaklarında aşağı kan sızan çırılçıplak bir vücut. parçalanmış elbisenin yırtıklarından taşan göğüsler. Oturdu kenara elini kanlı bacaklara attı. Erkekliği tekrar uyandı iğrendi kendin den çekti elini, saçlara götürdü ellerini usul usul ağlaya ağlaya sevmeye başladı. Yerde yatan bedenin gözleri bir anda açıldı.

- Sen sen sen hepsi senin suçun diye bağırmaya başladı . Çığlıklar her yanında çığlıklar. Ellerinde ki kan yüzüne bedenine her yanına dağıldı uyanmış erkekliğin ucundan kan fışkırıyordu....

- alacaksan al canımı diye bağırmaya başladı evin içerisinde, kabusu düşünmek bile gerçeklikten sıyrılmasına yetiyordu.

üçüncü şişeyi açtı

dördüncü şişeyi açtı

beşinci şişeyi açtı

altıncı şişeyi açtı

yedinci şişeyi açtı

Beyni süngere dönmüş halde maillerine bakmayı düşündü bir zamanlar ne önemli adamdı maillerine bakmak ne güzel işti okur mektupları,aşk ilanları,çıplak bedenlerini çekip gönderenler...

yüzünde ince hasta bir gülüş
Esin’den bir mail gelmişti
yüreği ağzına geldi yada kusması gerekiyordu

Belirsiz sade üç beş kelime vardı yazılmış olan.

’Hatırla ve oraya dön onunla yüzleşmezsen asla bundan kurtulamayacaksın. ’

Kusmaya başladı ağzı, yüzü, elleri, bilgisayarın tuşları kusmuk içinde kaldı her yer kusmuğa bulandı ve o gözler o suçlayan nefret dolu gözler

Çığlıklar dört bir yanındaydı ; evet oydu o çığlık kabustaki çığlık erekte erkek gülüşlerine karışmış çığlık kusmuk kana dönüştü ve o gözler.

- Allah’ım ben ne yaptım diye ayağa kalktığı gibi tökezledi

cam masanın üzerine yığıldı...

Uyandığında kusmuk,kan, sidik ve bok içindeydi.

Hatırlıyordu her şeyi en ince ayrıntısına kadar....