- 499 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Muharebeler kazanılmış ama savaş kaybedilmiştir!
İki gün önce (29 Nisan) Kut’ul Amare Zaferinin 101.yılı kutlanmış;18 Mart günü de Çanakkale Deniz Zaferinin 102.yılı kutlanıyordu.
Kısaca 1.Dünya Savaşı sürerken,iki alanda/cephede büyük başarılar elde edilmişti.
Ama sonra ne olduysa İtilaf Devleti askerleri İstanbul’u,İngilizler de Bağdat’ı işgal etmişlerdi.
Çünkü Osmanlı girdiği 1.Dünya Savaşı’nı kaybedince,30 Ekim 1918 ’de Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kalmıştı.
Yani zaman zaman "Nasıl oldu da hem İstanbul hem Bağdat işgal edildi" diye sorarız ya,cevabı başlığa aldım sözde saklıdır.
Gerçi Bağdat’ın işgali savaş sırasında gerçekleşse de (11 Mart 1917,Yani Kut’ul Amare muharebesinden bir yıl sonra.),İstanbul ise antlaşma maddelerine bağlı olarak 16 Mart 1920 günü işgal edilmişti.
Hep Fatih tarafından alınışını yani fethini konuştuğumuz İstanbul’un,işte bu işgalden kurtuluşu da 6 Ekime denk gelmektedir.
Tarihi de 6 Ekim 1923 ’tür.
Galiba muharebeyi kazanmak yetmiyor,önemli olan savaşı kazanmaktır!
Biri mevzii başarı,diğeri ise bir bütün.
Bu cümleden yola çıkarak,teröre / terör örgütlerine karşı da önemli olan savaşı kazanmaktır diyebiliriz.
YORUMLAR
Değerli Üstadım.
Gerek Çanakkale gerek Kut-el Amara savaşları maç biten attığı tek gole sevinen taraftar sevinci yaşatmıştır bizlere. Oysa her iki muharebede de maç bitmemişti. Maçın devamında maalesef golleri yiyen biz olduk.
Ancak...Maçın tamamını galibiyetle bitirdiğimiz halde, sahadan zaferle çıktığımız halde daha sonra hakem kararıyla mağlup ilan edildiğimiz bir muharebe daha vardır ki tarihimizde maalesef hep es geçilir: Dömeke Zaferi...Gazi Ethem Paşa Atina kapılarına dayanmıştır ama gel gör ki 1897 de Rus Çarı II. Nikola'nın ricasıyla daha fazla ilerlenmez ve aynı yıl bu savaşın hemen ardından yapılan İstanbul Antlaşmasıyla Girit özerk bir yapıya kavuşturulur.
Kısacası kazandım diyebilmek için hem sahada hem masa başında kazanmak lazım.
Selam ve sevgilerimle.
sabri ayçiçek
İyi geceler dileğimle.