- 969 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRK MİLLETİ(3)
Dönemin devlet adamlarının ısrarı neticesinde İttifak grubuna dâhil olarak savaşa giren Devlet-i Âliye, çoğu cephede muzaffer olduysa da diğer devletler yenildiği için yenik sayıldı. Bilhassa Çanakkale’de destan yazan Osmanlılar yenilmezliğini Allah’ın izni ve inâyetiyle bir kez daha bütün cihana kanıtladı. Akif’in de dediği gibi “Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi.” çünkü İslâm’ın son ordusuydu onlar. Dolayısıyla mecburen muvaffak olmak durumunda idiler. Oldular da…
İtilaf devletleri, yenik saydıkları Osmanlı Devleti’nin bütün topraklarını kalleşçe işgal etmeye başladılar. Yurdun her tarafını kendi aralarında paylaştılar. Osmanlılara da kala kala bugünkü İç Anadolu bölgesinin bir kısmı kaldı. Önceki yıllarda Ulu Hakan Sultan Vahdettin Han’ın yaverliğini yapmış olan Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün cephelerdeki başarısından dolayı onun askeri dehasını keşfeden Sultan, Mustafa Kemal’i “Vatanı kurtarabilirsin.” telakkisiyle 1919’da Samsun’a yolladı. Ulu Önder, bütün zorluklara göğüs gererek Osmanlı halkını direnişe çağırdı. Kongreler düzenledi. Halkı bilinçlendirdi. Bu arada edebiyatçılar da, yazı ve şiirleriyle işgalleri protesto ediyor direnişi destekliyorlardı. Halk artık topyekün bir direnişe geçerek olağanüstü bir savunma gerçekleştirdi. Silah, cephane, maddi güç gibi gereksinimlerden bir hayli mahrum olan atalarımız kazma kürekle vatan müdafaası verdi. Eşkıyalar dahi vatan için silahlarını küffara çektiler. Urfa, Antep, Maraş illerinde yaşayan ecdadımız Fransızları devre dışı bıraktı. Yurdun dört bir yanında verilen müdafaa işgal güçlerini geri püskürttü. Derken, Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı verilen Büyük Taarruz ile Anadolu artık tamamen düşmandan temizlendi. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarının liderliğinde başlatılan Kurtuluş Savaşı, Allah’ın izni ve inayeti ile Osmanlı halkının Allah’a olan sarsılmaz imanı, peygamberine olan sevgisi, vatanına olan bağlılığı neticesinde kazanıldı.
Artık yeni bir ülkenin kurulması gerekiyordu. Bu amaç çerçevesinde hazırlıklar yapıldı. Nihayet 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilân edildi. Ulu Önder’in eğitim, hukuk, sosyal hayat gibi alanlarda çıkardığı inkılâplarla Türk toplumunun yaşayışında büyük değişiklikler yapıldı. Harf inkılâbı ile Arap alfabesi kaldırılıp yerine Latin alfabesinde bir takım değişiklikler yapılarak yeni Türk alfabesi oluşturuldu. İşlevini yitiren ve dilencilik yaparak geçimini sağlayan dervişlerin meskeni haline gelmiş tekke ve zaviyeler kapatıldı. Kıyafette bir takım değişikliler yapıldı. İleriki yıllarda kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı. Böylece Türkiye Cumhuriyeti Devleti yavaş yavaş rayına oturtuldu.
Mustafâ KILIÇBAY
AKİS GAZETESİ
KÜTAHYA
2008
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.