- 715 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
OCAKTA PATLAYAN MISIR TANELERİ VE ÇANAKKALE MAHŞERİ
OCAKTA PATLAYAN MISIR TANELERİ VE ÇANAKKALE MAHŞERİ
Geçip giden yıllar Hakkı’nın da belini bükmüş, damarlarındaki kan vücudunu ısıtmaz olmuştu. Ocak başında otururken dalıp gitmişti. Çocuklar ocağın külüne mısır taneleri karıştırmış patlatıp yiyeceklerdi. Sıcak kül içerisindeki mısır taneleri kızıp da bir bir patlamaya başlayınca, Hakkı dede birden sıçradı, sanki mevziden hücuma kalkıyor muşçasına “ALLAH ALLAH, ALLAH ALLAH!” diyerek haykırdı. Patlamanın ocaktan geldiğini gördü, her patlayan mısır taneleri etrafa çıngılar saçıyordu. Oturup çocuk gibi ağladı. Onun bu halini gören çocuklar da korkmuş, bir şey anlamamışlardı. Hakkı dede, çocuklara dönerek etmeyin yavrularım, etmeyin kuzularım, şunu ben yok iken patlatın diyerek ağladı. Gelini onun bu denli korkmasına, ağlamasına afallamıştı.
- “Baba mısırın neyinden korktun ki, ben de bir tarafına ateş sıçradı sandım.”
Hakkı Dede bir iç çekti:
- “Ah yavrum ahhh. Ne mısırı, ne yanması? Her tane mısır patladığında Çanakkale mevzileri, düşman mermisiyle parçalanan şehit bedenleri gözümün önüne geliyor. Savrulan küller, ortalığa saçılan çıngılar harp meydanını andırıyor. Benim yanımda bu işi etmeyin yavrularım…
Derleyen; Arş Yazar Osman KARACA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.