‘Kendi zevkin için insanları kullanmak kötü bir şeydir’
‘Kendi zevkin için insanları kullanmak kötü bir şeydir’
’İnsanları Seyreden Güvencin’ Yönetmen: Roy Andersson.
Bir güvencin Yukarıdan bizi seyredip gülüyor, bu salaklar ne yapıyor, diyor. Kedisinin ’barış’ gibi için boş bir sözcüğün içinde kullanılmasından rahatsız. Güvencinler barış ortamının böyle olmadığını düşünüyor.
Son dönemlerde insanlar birbirine daha çok saldırmaya başladı. Ben de sosyal medyadan uzak durmak için kendimce bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Ve belki tekrar rüyamda sözcükler görürüm diye... Bunu edebiyat sitelerinde insanlar beni çok takdir etsin veya Nobel ödülü alayım diye yapmıyorum! O kadar çok kötü şey oluyor ki bugünlerde ben de kendimi tutamıyorum bazen.
Konumuz sinema.
Sinemayı okuma yazma bilmeyen babam da sever, dikkatle izlerdi özellikle macera filmlerini. Eskiden ilçenin ortasında olan, duvarları kireçlenmiş olan açık hava sinemasından bahsederdi bazen.
Ben de sinemayı seviyorum. Sinema bir sanattır. Sinema bir silahtır. Popüler sinema gerçek bir silah, bağımsız sinema ise çocukken çok sevdiğimiz plastik tabancadır.
Sosyal medyada veya gerçek hayatta sinema ile ilgilenen insanlarla karşılaşınca heyecanlanıyorum. Soruyorum hemen ne tür filmler izlediğini. İzlediği filmlerin hangi yönetmenin filmlerini olduğunu bilmiyorsa biliyorum ki boş izleyici. Muhabbeti kesiyorum.
İzlediği filmleri her yönü ile değelendiren kitle yüzde on bile değil. Özellikle ülkemizde durum daha berbat. Sinemayı sadece bir eğlence aracı olarak görenler çok. Oysa sinema bazen can sıkar, insanı üzer.
Canımı en çok sıkan şey, kendini kültür abidesi sanan kesimin sinemadan zerre anlamaması. İzlediği Oskarlık filmlerle size hava atmasıdır. Bir iki tane entel cümle kurduğumu iş tamamdır.
Geçen gün ünlü bir anket ve test sosyal paylaşım sitesinde sinemasevere birkaç soru sordum. Sonuç berbat çıktı. Üstelik bu sosyal paylaşım sitesinin üyelerinin yüzde sekseni kültür abidesi kesim.
Roy Andersson filmlerini seyreden kitle oldukça düşük çıktı.
Bela Tarr’ın Torino Atı filmini paylaştığım kareden hatırlayanlar yüzde on üç.
Müzik ile ilgili bir sorum da vardı.
Pop müziği dinleyen kesim yüzde otuz üç, klasik Türk Müziğini dinleyenler yüzde üç.
(Aynı sitede Anayasa değişikliğine hayır oranı yüzde 86 çıkmıştı.)
Hangi sinemayı takip ettiklerini de sordum.
Hollywood sineması yüzde otuzlarda idi, Türk sineması yüzde elli. Avrupa sineması yüzde sekiz. Bağımsız sinemayı takip edenler yüzde dokuz.
YORUMLAR
Güzel bir yazı bu.. Okuduktan sonra kendimi sorguladım. Evet sanırım siz haklısınız ... İzlediğim filmleri düşündüm ve genelde oyuncuları ve film isimlerini hatırlıyorum . Yönetmenlerin pek azı aklımda kalmış. Bu durumda ben boş sinema izleyicisi kategorsindeyim. Kendi adıma üzüldüm. Beni kurtaran tek şey ünlü yada oskarlı diye bir filme güzel demem. Bende bıraktığı iz ,ne kadar ne verdiği daha önemlidir. Galiba buradan biraz yırttık ..
Sevgilerimle...