- 742 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÜÇÜK HANIMEFENDİ (TİMUÇİN YARBAY'IN DRAMI)
Günden güne yazıyordu küçük hanımefendi, odasında ve çoğunlukla gece, babası eve gelmeden önce. Hemen kaldırırdı yazdıklarını kimse bilmesin diye. Yazdığının bilinmesini neden istemiyor ,babası geldiğinde neden tedirgindi küçük hanımefendi ? Babası takmıştı bu adı ona, Sarahın daha çok küçükken bebeklerine hanımefendi demesi babasının dikkatini çekmişti .Küçük kızı hanımefendicilik oyunu uydurup devamlı bu oyunu oynuyordu.Sarahın severek oynadığını düşünen babası ,onun mutlu olacağını düşünerek ona böyle hitap ediyordu. Küçük kız bu oyunu oynarken 4 5 yaşlarındaydı ve bir tv dizisinde sıkça duyduğu bir şeydi küçük hanımefendi . Sarah yalnızca duyduklarını tekrar ediyordu. Hanımefendi ne demek bilmeyen küçük kızın aklı bir hayli karışıktı, bu kelimeyi çözememişti bi türlü. Çünkü komşuları Suzan Hanıma da hanımefendi diyorlardı. Suzan Hanım sarahı kendi torunu gibi severdi ,evleri aynı sitede olduğu için onunla daima birlikteydi. Sarah doğmadan önce de Suzan Hanımlarla komşu olan aile , kalp hastası olan yaşlı kadının vefatına çok üzülmüşlerdi .ölümü bilmeyen küçük hanımefendi hıçkıra hıçkıra ağlıyor ama neden ağladığını bilmiyordu. Suzan Hanımin yokluğunu her geçen gün daha da merak ediyordu. Ona da hanımefendi dedikleri için onu surekli taklit eden sarah artık oyunlarına farkında olmaksızın ölümü eklemişti . Tv de görduğü küçük hanımefendi varlikli bir ailenin küçük kızı olan Suzandı. Tesadüf bu ya Sarah ,hanımefendileri hep Suzan adında zannediyor, babasına ,benim adım Suzan değil neden bana hanımefendi diyorsun demişti . Babası onu anlamamış gülerek ona sen küçük hanımefendisin kuzucum diye cevap vermişti. Sarah yine de anlamamıştı. Biraz daha büyüyünce anaokuluna başlayan sarah yeni arkadaşlarına kendini suzan diye tanıttığı için öğretmeninin dikkatini çekmeye başlamıştı. ... syf 1
Annesi kimdi bu kızın nerede, annesinin adı mı Suzandı? Neden olmasındı . kızcağıza sormak onu üzecekti ,çünkü ölmüstü belki ,aklına en kötü ihtimal gelmişti. Genç öğretmen bunları babasına sormayı uygun gormüştü ancak okula sarahı Kazim Bey getiriyor onu her gün uslu dur ,öğretmenini üzme diye tembihliyordu. Kazım Bey Suzan Hanımın manevi kardeşiydi ve Timuçin Beylerin aile dostuydu , işe giderken sarahı bırakır Derya Hanıma emanet ederdi. Bütün arkadaşları saraha suzan derken sarah çok mutluydu. Kendisini hanımefendi ilan etmişti çoktan. Babasıyla konuşan öğretmeni de ona küçük hanım demeyi tercih etmişti.uzun uzun sohbet ettiklerinde derya hanımın timuçin beye söyleyecekleri çoktu. Sarahın hayatında şimdi bir kadın olmamasına rağmen küçük kız nasıl oluyor da bu kadar ev işine meraklı, hiç doktorculuk oynamıyor öğretmen olmuyor hemşire olmuyor hep hanımefendi oluyordu ? Üstelik annecilik oynayalım diyen arkadaşlarını anlamıyordu. Çünkü tv kanalındaki suzanin annesi yoktu ,bakıcıyla büyüyordu . Suzan anneyi öğrenememişti. syf 2
En sevdiği günlerden birinde Küçük Sarah yine üzerini sıkıca giyinerek yola çıkmıştı ve ilk kez babasıyla gitmenin mutluluğu mavi gözlerinden okunuyordu.Babasıyla birlikte okuluna girerken öğretmeni Derya Hanım onları girişte sıcak gülümsemesiyle karşılamış Timuçin Beyle el sıkışmışlardır. Öğretmen hanım Timuçin Beyi kahve içmeye davet etmiş, sarah hakkında uzun gözlemleri hakkında bizzat konuşmak istemişti. Evet küçük hanımefendiyi uzun uzun izlemiş,her gün daha fazla merak etmişti. - syf 3
Küçük ellerini ceplerinde saklayan , atkısından yüzü pek görünmeyen zayıf kız sarahın ta kendisiydi. Babasıyla okula girmeden,paten yapmaya heveslenmiş , buzda dans etmek istemişti. Çünkü yolda gördükleri sarahı çok eğlendirmişti. Suzan da yapabilirdi kendince. Gelirken arabanın camından dışarıyı seyreden sarah buzda paten yapanları görünce babasına sormadan edemedi. Onlar napıyorlar baba? Baba, ayaklarında ne var, benim ayakkabılarım da böyle kayar mı ? Sarahın gördüklerini fark edemeyen babası ona cevap veremiyordu. Küçük kız Timuçin Beyin de orayla ilgilendiğini zannediyordu ama babası küçük hanımefendiye yetişemezdi. Sarah çok hareketli bir çocuktu.
Timuçin Bey sarahı arabadan indirince elimden tutarsan düşmezsin kızım, birlikte girelim okula ,beni bekle diyerek uyarmıştı. Sarah Timuçin Beyin elini bırakıp bahçede gördüğü kardan adamı incelemeye gitmişti. Aklına gelen bütün soruları soruyor, yapmak istediklerini anlatıyor bu sırada 46 yaşındaki Timuçin Bey Derya Hanımla sürekli göz göze geliyorlardı. Öğretmen hanım- Sarahcığım gel bitanem diye seslenirken , Sarah -babam beni kaydıracak öğretmenim çok eğleneceğiz diyerek aklındakileri bir an önce yapmak istediğini haykırıyordu. Syf 4
Güzel öğretmen Bay Yarbayla konuşacaklarının provasını yapar gibiydi, zihni meşguldü genç bayanın ,beyefendi arabanın kapılarını kontrol ederken heyecanla babasının ellerini bırakan yaramaz Saraha tekrar seslendi derya hanım ama küçük kız babasini bekliyordu. Timuçin Bey -Ben küçük hanımefendiyle biraz eğleneyim diyerek güzel bayana döndü ve bunu yapmazsam sarah unutmaz dedi. Derya hanım göz kırptı ve Timuçin Beye anlayış gösterdiğini belli etti. Öğretmen hanım onları izlerken sarahı çok mutlu gördü. Timuçin Bey de neredeyse 10 yaş genç gösteren bir beyefendiydi ve sarah kadar en az Timuçin Bey de Derya hanımın dikkatini çekmişti. Kendi kendine -küçük hanımın kime çektiği belli oluyor diyerek gülümsedi öğretmen hanım. Mesleğini çok seven baba dansla da yakından ilgiliydi ve figürleri küçük yarbayı eğlendirdiği kadar derya hanımın da hoşuna gitmişti. Kizini mutlu eden babası - artık dersin başlayacak tatlım ,öğretmenini bekletmeyelim ,sence de yeterli değil mi diyerek ara vermek istedi ve tam o esnada öğretmeni suzan diye sesleniyordu.
Babası çözememişti durumu saraha neden suzan demişti ve sarah neden koşa koşa merdivenleri çıkmıştı. Baba nefes nefese kalmışken küçük kızın bu enerjisi derya hanımı bile yormuştu.
Küçük hanım babasını öptü okula girdi,arkadaşları da yeni gelmişti ,onlarla birlikte montunu şapkasını çıkarıp kendi oyununa devam etti. Bu sırada öğretmen hanım Timuçin beye her şeyi odada konuşalım ,nasıl istersiniz kahvenizi diyerek beyefendiyi içeri aldı ve iki orta sekerli kahve diyerek ,gözlerini babadan ayırmadan muhabbeti başlatmıştı çoktan.Timuçin Beycim sizinle sohbet etmek sarahı anlamam için çok gerekli ,isterseniz biraz dinlenin siz diyerek yarbayın nefes alıp verişini izledi.Kahveler geldi, ikisi birden yudumladılar ve aynı anda suzan deyip birbirlerine baktilar. Syf 5
Kahvesini bitiren Timuçin Bey Derya Hanıma öncelik verip genç bayanın sözünü tamamlamasını bekledi. Ikinci defa sözüne Sarah diye başlayan genç kadını merakla dinleyen baba çok da açıklama yapmayarak ara sıra cevap veriyordu. Daha çok dinleyiciydi yarbay. Öğretmen hanım ise kendi sözünü tamamen bitirmeden konuşmaya başlamayacağını anladığı beyefendinin ne kadar kibar olduğunun farkındaydı. Bunu dile getiren güzel bayan zaman ilerlediçe sanki sarahı değil Timuçin beyi anlamaya çalışacaktı. Yarbaya uzun uzun baktiktan sonra , çok düşüncelisiniz sayın yarbay,sizi üzecek bir şey söylemedim ya diyerek beyefendiyi konuşturmak istiyordu artık , ben sözümü bitirdim sıra sizde diye beyefendinin suskunluğuna son vermek istediyse de yarbay durakladı. İçinden ah Vera, ah Tülin Hanımcım diye geçirdi ,genç bayan odanın perdesini biraz daha açtı , beyefendiye kolonya ikram etti ,ceketinizi çıkarın ,camı açayim isterseniz ,siz iyi değilsiniz,başka zaman da konuşuruz isterseniz derken ,Timuçin Bey ağzını kımıldtarak tekrar Vera dedi , benim kızım hanımefendi yetişecek, ihanet etmeyecek ,annesi gibi olmayacak diyerek öğretmen hanıma kesik kesik cevaplar veriyordu. Derya Hanım ,hayatındaki bu iki kadının sarahtaki izine bir an önce ulaşmak istemişti. Peki sarah dedi. Minik kızımı suzan hanımlara emanet ediyordum , Tülin Hanım sarahın süt annesiydi, sarahı 1 buçuk yaşına kadar emzirdikten sonra sarahı bırakması gerektiğini söyledi , verem olduğunu açıkladığında yıkılmıştım, daha kötüsünden Allah kurtarmış , AIDS de olabilirdi, Tülin hanımla vakit geçirmeye çalıştım , moralini yükseltmeye çalıştıysam da güzel kadın iyileşememiş , hayata gözlerini yummuştu. Peki Vera kimdi yarbaycım , kızım ahlaklı yetişecek diye sayıkladınız. Vera benim karımdı ,12 yıllık beraberliğimizin ardından 2 yıl evli kaldık ,sarah doğdu fakat 1 yaşına gelmeden önce verayla boşandık, bana ihanet etmişti, kızımı vermek istememiştim kendisine .veraya benzemesini istemiyordum çünkü diye anlatmaya devam etti yarbay
syf 6
Saraha küçük hanımefendi demek beni mutlu ediyor derya hanım diye sözüne devam ederken ,öğretmen düşünceliydi. Acaba sarah aile içinde suzani neden kullanmiyor, babası benim suzan deyişime neden şaşırdı ?
Timuçin Bey derya hanımın dalgınlığını farketti ve gülerek, aslında suzan ismi benim küçük prensesime de yakışmış , o sevdiyse bu ismi suzan hanımdan hatıra kalabilir , olmaz mı? deyince -ne kadar değişken bir ruh hali var yarbayın daha yeni nasıldı şimdi nasıl -diye geçirdi içinden. Suzan hanım ,yaa ,evet ,hmm tabiki olabilir küçük kızımız seviyor dedi ve devam etti. Sarahın adı nereden geliyor Timuçin beycim , hikayesi varsa dinlemek isterim . Tabiki var ama bu sorular Vera’yı çağrıştırıyor deniz hanımcım biraz da sizden bahsedelim dedi, derya hanım deniz ismine pek takılmayarak hoşuna giden bu söz karşısında biraz gülümsemeyle birlikte saçlarını oynamaya başladı ki işte bu ,yarbayı kendinden emin kılan bir haldi. Bir tane akıllısına rastlamayacak mıyım diye düşünen adam aklı karışık bayana sorusunun cevabını vermek istedi. Sarah ,Veranın öğretmeninin adıydı , yıllardır hazırdı zaten bu isim, ne zaman hayal kursak bu ismi sayıklardı ve ilk çocuğumuzun kız olmasını o kadar çok istiyorum ki derdi. Derya hanım bunları dinlerken, Timuçin beyin dikkatini çeken bir şey vardı. Genç bayanın eli telefonun üzerinde ,acaba aklı neredeydi? Derya hanım işleriniz çoksa benim konuşmam kalabilir şimdi diyerek mahcubiyetle yerinden kalktı.Oysaki Derya hanım yerini idare etmesi için bir arkadaşından ricada bulunacaktı. Timuçin beye olur mu timuçin beycim arabamda devam edelim. Öğle vakti geldi yemeğe gitmeyelim mi ,darılırım yoksa diye teklifte bulundu. Yarbay bey çok kibarsınız ,bu günün bana armağanısınız adeta diye ekledi, yol boyunca iltifatlar sadece beyefendi içindi. Syf 7
Arabadan inerken beyefendi ,öğretmenden önce inip iltifatlara layık bir incelikle hanımefendinin kapısını açtı ve elinden tutup onu indirmeyi kendine vazife edindi. Onun bu derece ince ruhlu tavırları ayrıldiğı halde veradan bile kıskandırmıştı sarahın öğretmenini. İçinden bu adam aldatılır mı , acaba kendisi mi aldatmıştı ,karısı belki de temiz nereden bilebiliriz diye zincirleme düşüncelerle şüpheci tavırla iç seslerini dinleyip kendine ara sıra çeki düzen veriyor , ruh hali bu şüpheleriyle zaman zaman değişiyordu. Masaya otururken hanımefendinin sırtından montunu çıkarmasına da yardımcı olan yarbay ,araba kullanırken çok zariftiniz,iltifatlariniz hoşuma gitti ben de buna layık olmaya çalışıyorum öğretmen hanım yalnız parfümünüz ve arabadaki çikolatalı sütleriniz bi ara Verayı düşündürdü ister istemez . Hem de vera gibi kullanıyordunuz arabayı, uzun zamandır bir vera daha görmemiştim iyi yönleriyle . Zevkleriniz o kadar aynı ki diye ekledi ve benzetilmekten hoşlanmazsınız belki kusura bakmayın söylememek için zor tuttum ama kendimi açmamı ister gibi bakıyordunuz dedi. Derya hanım da yarbaycım o kadar iyisiniz ki sarah annesiyle kalsaydi bile sizin kızınız olurdu her yerde , veradan nefret de etseniz saygı duyuyorsunuz, taktir ettim doğrusu ,bi kere bile O diyerek bahsetmediniz . Saraha dönecek olursak başka neler anlatırsınız küçük hanımla ilgili ? Suzan hanımı nasıl tanıyordu mesela ? Syf 8
Suzan hanımcım benim annemle yakın arkadaştı ve hayatımda hep vardı annem ebeydi suzan hanim da bir bebek bakıcısı yani birbirlerini tamamlayan bir çiftti anlayacağınız. E durum böyle olunca sarahın doğumunu annem yaptırdı ve vera acemi olduğu için daha çok suzan hanımcım ilgilendi sarahla, hikaye böyle derya hanım. Sarahın altını alan da onun gazını çıkaran da oydu . Vera çalıştığı için sarahla pek ilgilenemezdi suzan hanıma güveni sonsuzdu ve bütün maaşını suzan hanima hediye almakla harcardı. Onun bu huyunu severdim , kızım da hediyeleşmeyi çok sever iyilik yapanı bilir ,veranın sadece iyi huylarını almış olsa keşke. Suzan hanımi örnek alıyordu ya belki de gördüğünü yapıyordur. Sofra kurup kaldırırken yardım etmesi benim çok dikkatimi çeker mesela sonra çiçek sulaması, kedileri öpmesi ...bunlar suzan hanımdan işte. Vera hayvanlara dokunamazdı bile.
Tülin hanımla aranız nasıldı peki?
Tülin hanımcım biz verayla boşanırken hayatıma girdi ve iyi bir kadındı ama eğlence hayatı yoktu benimle birlikte yaşadı ama evli değildik,duygusal bir geçmişimiz olmadı yani. Tıpkı kazım beyle suzan hanım gibiydik. Nasıl yani ,manevi kardeş mi ? Evet ,denilebilir. O nasıl oluyor ki diye geçirdi içinden ama derya hanım timuçin beye sormaya utanmıştı sanki. Timuçin bey sözune devam ederken Derya hanım- bütün detaylarıyla anlatın siz ,dinliyorum merakla dedi. Timuçin bey ,bakın öğretmen hanım sarah Fransız kültürünün de genlerini taşıyor ,kazım bey de yıllar önce adını değiştirmiş bir Fransız, evlenmek onlara göre değil ,ben verayı ikna edene kadar birlikte 5 sene geçirdik ayni evde sonra da evlendik işte. Suzan hanımla bay Pierre yani kazım bey öyle değildi ama onlar dost takıldı. Tülin hanım da dediğim gibi verem olduğunu öğrenene kadar sarahın süt annesiydi sadece. syf 9
Sarah hakkında endişeleri yüzüne yansıyan genç öğretmen bi an sesli düşündü ve timuçin beyin kendisini duydugunu farketti . Bu çocuk annesinin yanında kalsa daha iyi olacak ! Yediklerini yutkunamayan yarbay .Pardon anlamadım sizi , ama daha önce de sizin yanınızda olması hayırlı diyordunuz ,ne değişti bayan ,söyler misiniz ,Derya hanım , lütfen merak ettim . Hahahahah ilahi beyefendicim öyle şey mi olur şaka şaka ,tabiki de sizde kalması en uygun olan. Güldürdünüz beni .siz çok yaşayın diye peşpeşe yalnızca kendisi gülerek yarbayı yemeğe çıktığına pişman ettirmisti adeta. Millet nasıl da dönmüş bize bakıyor , ben de gülersem tepkileri azalır belki deyip kesik kesik gülüyordu Timuçin Bey ... syf 10
Bu hal uzun sürmemişti neyse ki ,genç oğretmen durumun farkında olarak, kalkalım mı buradan ne dersiniz diye ortamın üstüne üstüne geldiğini hissettiriyor, beyefendiye daha fazla kendini rezil etmeyi istemiyordu ,çünkü son söylediği anlaşılacak bir şaka değildi ,yarbaya hak vermişti kendisi de. Yarbay saatine bakıp siz nasıl isterseniz diyerek bir taraftan garsona işaret ediyordu. Hesap gelmeden önce genç bayanın elindeki fransız küpürü eldivene gözleri takılan beyefendi derya hanımın vera kadar zevkli ve güzel olduğunu yeniden içinden geçirmişti. Ona uzunca bakarken garsonun geldiğini farketmemişti bile. Genç öğretmenin dikkatini çekti ama pek anlamamıştı derya hanım, bayan kendisine has bir tavırla beyefendiye hafifçe dokundu ve elimden tutun , çok da yemediniz ama ne var üzerinizde anlayamadım dedi, garsonu farkeden timuçin bey hesabı ödedi ve içeriye girdikleri gibi nezaketle bayanı restouranttan çıkardı. Bayanı çok memnun etmişti bu kibarlık ve sormadan edemedi derya hanım : sizin mesleğiniz kibarlık mıydı acaba ? Kadın ruhunu inceliyorsunuz ya da bu konulara çok hakimsiniz. Mesleği veterinerlik olan beyefendi bana daha çok yarbay derler ,soyadımla hitap eden çoktur ama yarbay değilim fakat disiplini severim ,soyadımı taşıdığımı söylerler ,soyadımla özdesleştim adeta diye kendinden bahsetti ve kendisiyle ilgili konuşmayı pek sevmeyen yarbay sözü dantel eldivene getirmek istedi. Derya hanimin el frenindeki nazik ellerine uzun uzun baktıktan sonra , eldiveniniz ne kadar da şık öğretmen hanımcım dedi ,araba kulanmaya devam eden genç kadın Fransa seyahatimde almıştım , eldiveni çok severim Timuçin Yarbay...syf 11
Bir müddet sessiz kalan veteriner , camdaki filmin ve arabanın loş ışığının etkisiyle içi geçmiş vaziyette sırtını koltuğuna yaslayarak yaşının verdiği yorgunluğu kabul etmediği bir tavırla, üzerimdeki ağırlık, biraz fazla kaçırdiğimdan olacak, kendimi yaşlı hissetmek için henüz erken, 30 yaştan fazla görünmüyorum değil mi siz söyleyin , 15 yaş genç gösteriyorum neredeyse ,belki de nazar değdi diyerek sessizliğini bozarken derya hanımın zihnini yoklar gibiydi. Öyle tabi beyefendicim ,sarahın babasına nazar değmiş olmalı, siz dalıyorsunuz ara sıra, yolumuz uzun,rahat olun efendim deyip beyefendinin koltuğunu aşırarak onu memnun etmeye çalıştı,sessizce yola devam eden genç kadın biraz tebessüm ederek aynaları kontrol ettikten sonra kırmızı ışıkta beklerken ellerini kremleyip şarkı açmak üzere flaşını kurcaladı. Timuçin beyin de bir muddet dinlenmesiyle arabaya 5 10 dk sessizlik hakim olmuştu. Beyefendi tekrar gözlerini yumduğunda onu düşündüren melodi yine veranın da arabasındaki fransız klasiklerindendi. Bu kadar benzerlik timuçin beye az kalsın veranın arabasında olduğunu hissettirecek kadar akılalmaz geliyordu. Hem sarah ne kadar çabuk alışmıştı öğretmenine ?
Yolun geri kalan kısmında derya hanıma vera diyecek oluyordu timuçin bey zaman zaman . Bu şarkıda güzel günlerini hatırlayan beyefendi tabiki derya hanımdan kapatmasinı rica etmeyecekti , hatta belki yol bitene kadar dinleyecek kadar verayla güzel anlarını hayal edebilirdi . Anlayışlı bir beyefendi olan Timuçin Yarbay, şarkı kendisini rahatsız etse bile misafir olduğu için dinlemeye tahammül edebilirdi. Yalnız derya hanımın arabayı daha yavaş kullanmasi beyefendinin uykusunu daha fazla getirmiş ,baba başını istemsiz sağ tarafına düşürerek uyuyakalmıştı.
syf 12
İçi geçen yarbayın okula gidene kadar kalbini tutması , arada bir sayıklaması dikkatli öğretmeni tedirgin etmişti. Yarbay kalbini mi tutuyor ,yoo bana öyle geldi deyip yolu kontrol ediyor, yarbay neden böyle nefes alıp veriyor, beyefendi konuşuyor mu, kimi sayıklıyor acaba ? Hay Allah hoşuna gider mi diye sormadan parfüm sıktım, yemekten sonra parfüm ağır geldi sanırım ama arabaya bindiğinde de vardi, yok başka bir şey deyip düşünceli bayan yola devam etti , dikkatini yola veremeyen genç bayan camlari açti -yarbaycığım diye kısık bir ses tonuyla ,yaklaştık, okula çok az yolumuz kaldı ,bi yarım saat daha uyuyun siz diyerek devam etti, derya hanımı duyabildiğini pek düşünmüyordu ama öğretmen sadece tepki verip vermeyeceğini kontrol etmişti. Yarbay yol boyunca aynı pozisyonda ,üstelik sayıklıyor , ne dediğini de anlamıyorum , yarım saat boyunca nasıl idare edebilirim , arabayı bir kenara çeksem, beyefendi geldik desem, sonuçta okula gelseydik uyanacaktı, beyefendi uykunuz ağır mı yoksa ,ben bi park edeyim deyip tedirgin bayan , arabayı park etmek için bir yol kenarı kestirdi gözüne. hah buldum deyip arabayi çekti ve araba durunca yarbayın nefes alıp verişini daha çok.farketti. Suzan babasıyla mi uyuyor acaba, ben bile korktum ,küçuk kız napsın , en iyisi nabzini kontrol.ediyim iyiyse uyuyor demektir diye düşündü, ya sayıklaması ? Biraz dinleyelim beyefendi kiminle uğraşıyor rüyasında ?
Beyefendinin yanina eldivenlerini çikarmadan eğilmiş turuncu saçları göğsünün üzerine düşmüş ,siyah ojeli ,açık tenli genç bayan ,yarbayın ayaklarını doğrulttu ve onu iki büklüm uyumaktan kurtardı, belki de düzgünce yatamadığı için rahat nefes alamıyordu suzanın babası , bir müddet daha başında bekleyim yine aynı şekilde tepki mi verecek bakalım diyerek soğukkanlılıkla yola devam etmek istiyordu. Genç bayan endişeli ve bir o kadar soğukkanliydi, beklerken dikkatini çeken neydi ki öğretmen, dikkatle beyefendinin ceketine bakıyordu sürekli, bir şey farketmiş olmalıydı, bir resim miydi ? kendisine çok benzeyen bir resimdi sanki...syf 13.
Ayrica ceketinde küçük bir kutuda hediye olduğunu zannettiği küçük.paket vardı ... genç bayan merak etmiş ve paketi açmaya karar verip önce yarbayı tekrar kontrol edip daha sonra paketin kurdelasını yavaşça çözmeye çalışmışti. Yarbay uyanmadan baksam iyi olur, ne var acaba içinde, belki de suzana hediyedir, bir toka mı ,bu kadar küçük peket nedir acaba ? telaşla açmaya çalıştığı kurdelaya düğüm atan genç bayan, kutuyu bıraktı elinden ve paketi tekrar içine koydu , resme tekrar bakıp vera ,bu kadın işte . Beyefendinin unutamayacağı kadar da güzel , burnu mu daha güzel, kaşları beni andırıyor sanki, gözleri benim kadar keskin değil ama dudakları unutulacak gibi değil , saçları ne kadar güzel, vücudu çok orantılı, bu kadın istediği her şeyi elde eder, suzan da annesine benziyor kesinlikle diye diye resmi defalarca inceliyordu güzel öğretmen . Yanakları ,elmacık kemikleri ,elleri ... genç öğretmen rujunu sürüyor bir taraftan, bir taraftan da vera diye tahmin ettiği kadına kendini benzetıp ,makyajinı tazeliyordu, onun gibi kadınsı olmak gerçekten hoş diyerek makyaja devam ediyordu. Resim.gerçekten.Veranın mı acaba ? iyi de beyefendi ondan nefret ediyor, onu taşımaz ceketinin cebinde, kendisine ihanet etmiş ... Ah suzancım , baban bilmiyor ama sen annene benzeyeceksin ! Hayır annesine benzemeyecek . suzan hanımefendi yetişecek ,o asla annesi gibi olmayacak ! babanin bu sözleri de kulağinda çınlayan öğretmen , sesli mi düşündum , beyefendi duymaz umarım diyerek makyajini bitirmeye çalışıyordu...14.syf
... Hikaye diye başladığım KÜÇÜK HANIMEFENDİ’Yİ 15 TEMMUZ dan sonra psikolojik bir roman olarak devam ettirmeye niyetlendim. Eleştirilmek dileğiyle...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.