Otobüste
Bazen öyle konuşurlar ki otobüste o kişilerin hayat öyküsünü dinlersiniz. Ne yapmış, ne etmiş, kaç
oğlu kızı var öğrenirsiniz. Kendi kendinize kızar, söylenirsiniz. Bu kez sanıyorum kızılacak kişi
ben ve otobüste yanına oturduğum kişi olmuştur. Fısıltı halinde konuştuğumuzu sanmıyorum.
Bugün sabah saatinde başlayan ve öğleden sonra gittiğim iki sanat müziği korom vardı. Akşam
soğuğunda on on beş dakika bekleyişten sonra otobüs geldi. Bir bayanın yanını boş görüp hemen
oturdum. Yanımdaki ben daha oturur oturmaz:
"Allah bu karda kışta fakirin fukaranın yardımcısı olsun."
"Amin. Fakirin fukaranın ve sokakta kalan insanların, hayvanların yardımcısı olsun. Çok soğuk."
"Ayaklarım donuyor. Çok üşüdüm."
Hemen atıldım:
"Ellerime bakın buz gibi. Oturduğumuz yer de biraz soğuktu. Zaten orada biraz üşümüştüm. Dışarı
çıkınca iyice üşüdüm. İyi ki otobüs geldi. Biri pazar olduğu için bugün saat başında gelecek demiş
beni korkutmuştu," dedim. Sonra bu diyenin yanına oturduğum bayan olduğunu anlayıp sustum.
"Çalışıyor musunuz?"
"Hayır. Zamanında çalıştım. Terziydim. Evde çalışırdım. Çocukları böyle büyüttüm, annemin
evinde."
"Ben de çalıştım kaç sene. Odacılık yaptım."
"Ne kadar güzel. Gücün varmış da çalışmışsın. Allah etmesin neler var. Özürlü olup çalışamayanlar
ve daha niceleri."
"Adam hayırsızdı. Kumar oynar, işte çalışmazdı. Üstelik bir de biriyle ilişkisi olunca boşandım. Beş
çocuğuma kendim baktım."
" Maşallah beş çocuk. İyi bakmışsın. hepsi iş güç sahibi oldu."
"Hepsini se evlendirdin mi?"
"Biri kaldı yalnız. Onu da evlendiririm inşallah. "
" Allah yardımcın olsun. Benim de iki çocuğum var. İkisi de okudu, evlendi. Torunlarım var."
" Benim de dokuz torunum var. Biri yirmi beş, biri on yedi yaşında."
"Maşallah, bayağı büyüklermiş. Benimkiler daha küçük."
"Allah bağışlasın."
"Durduk yerde kimse boşanmaz değil mi? benimki de yapmadığı koymadı. İçki, dayak hepsi vardı"
"Çok haklısın. Dışardan bakana yalan gelir. Bu kadın neler çekti diyen olmaz."
" Zamanında şimdiki gibi hazır giyim fazla değildi. Daha penyeciler de yoktu. Çok elbise diktiren
olurdu."
" Haklısın. Şimdi hazır her şey."
"Evet."
"Terziydim demişken. Benim hacdan gelme bir kadife kumaşım var. Acaba ondan ne olur."
" Bence etek güzel olur. Gündeliğe bile giyebilirsin. Elbise diktirirsen kırk yılda bir giymen gerekir.
Altı parça bir etek dikin. Sen dar eteği giymezsin"
"Haklısın. Öyle yaptırayım."
" Sen nerelisin? dedi birden"
" Ben buranın yerlisiyim. Belki bilirsin. Babam nikâh memuruydu. Bayram Gülünay."
"Tamam, biliyorum."
" Öleli yedi sekiz yıl oldu. Allahtan bize yer bıraktı da müteahhide verip ev sahibi olduk.Yoksa geçim
çok zordu. Allah’a şükür kimseye muhtaç değiliz."
" Allah babalarımızdan razı olsun. Benim babam da öyle satıp savmadı. Bizler hep ev sahibi olduk.
Ankara’da ve burada evlerimiz var."
Konuşma az daha sürdü sonunda arabanın sıcak olması ve dinlenmenin verdiği rehavetle uyukladık
yol boyu. Yolun da az kaldığını anlayınca. Birbirimize nerede oturduğumuzu, ailemizi sorduk. Eğer
uyur kalırsam durağı kaçırır soğukta dönüp eve kadar yürümek zorunda kalırım dedim. Yanımdaki
bayan hayırlı akşamlar diyerek benden önce indi.
Kınadığım bir şeyi ben de yapmıştım. Otobüste konuşmuştum. hem de sesimi kısmadan.
09. 01. 2017 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
:) :) Hadi, hadi, hoşlanmadığım şeydir konuşmak deyip kaçakları oynamayın....Siz hanımefendiler yeterki bir araya düşün roman yazarsınız evelallah... :) İki kadının bir araya geldiğinde o kadar sözü o kadar hızlı nasıl üretebildiğine hep şaşmışımdır... Diyaloglar enfesti. Onları yazarken bile arada karıştırıp hangisini kimin ettiğini anlayabilmek için aritmetik yaptık... Çok eğlenceliydi. Tebrikler
glenay
Normal zamanda da gereksiz yere konuşmam.
Benim küçüğüm Nazife öyle çok konuşur ki
nerdeyse onun yüzünden konuşmayı unutacağım
o derece yani.
Ben konuşmamı yazarak yapıyorum.
Güzel yorumunuza çok teşekkürler,
Selamlar..
glenay
selamlar sevgiyle..
günler kendi sesimi bile duymadan geçiyor..
otobüse binmiyorum bir 30 senedir..
bir zamanlar servis vardı herkes hısım akraba eş dost yalnız kalırdım
ağır abi rollerindeymişim gibi,
eşim yerli diziler seyreder şimdilerde
günaydın diyecek biri yoktur dışarı fırladığımda
eve vardığımda çorbamı içer kalkarım
şimdilerde ilgimi çeken kitaplar da yok artık
geçen yıl Aytmatov idi, son senem Yaşar Kemal.. aynı cinayetleri işlemek gibi geldi..
akşam insanlar koşuşturmacada selamlaşmadan eve varıyorum..
iyi ki Leydi'm var.. sabahtan başlıyoruz Leydi Kız masallarına
arada bir onu parka götürüyorum
yolboyu 3 yaşındaki bir bebeğe söyleniyorum..
belki insanlardan korkmak da var panoda
bayanları şehirlerarası otobüslerden bilirim..
terminalde cüzdanlarındaki resimleri tanıtırlar
kardeşim.. onun nişanlısı.....
yalnızlığım yol boyu..
Allaha emanet olasın gardaş
deşarj şart..
insan sesi nimettir.
glenay
Tebessüm ettim yazinızı okuduğumda. Sanırim ben cok sıkıcı bir yol arkadaşıyım. Yolları sessizliğimde konuşturmayı severim. Bu yuzden sesimi zor duyar yanimdaki. Hatta biraz dar olduğu icin kimse pek sevmez. Bu yüzden hep 24 numarada giderim ki yanimda kimse olmasin diye.
Bilmem belki günün birinde biri gelir de konusturmayı becerebilir beni. Kimbilir.
O vakit
Sessizlıgimin kalabalıklıği belki yormaz bu kadar beni. Olabilir mi acaba
Hiç sanmiyor gibi olsam da son noktayı koymuyorum:))))
Hep guzelsin Nazik
içten ve sevecen
var olasin
Sevgimle
glenay
Çok teşekkürler arkadaşım,
sevgiyle..
Neye benziyor biliyor musun... Gücenme bu benzetmeye de. Deve sırtındaki hörgücü görmez önündekine kamburun var dermiş...
Senin ki de o hesap olmuş. Ama bazen farkında olmadan eleştirdiğimiz konuları kendimiz de yapabiliyoruz. Eh insan hali işte.
Sevgiler,
glenay
İnsan kendini görmüyor ama gerçekten sık yapmam bunu.
Soğuktan olmalı :)
Çok teşekkürler,
sevgiyle..
glenay
Yoruma çok teşekkürler..
‘’Mey biter saki kalır, her renk solar haki kalır’’
Kocaman bir girdabın içinde kendini bulmaya çalışan insan. Hayat tek renkten olabildiğince çeşitlenen renklerin içinde siyah ve beyaza özel bir yer vererek, kızıla bulaşıncaya kadarmış…Sabaha yakın sis, akşama uzak karanlıkta kendini korumaya çalışan ruhundan mıdır? Bir ertesi günden kalan giysiler ve bir sonraki güne giydirilecek gün kovalarmış.
Her vakit…O vakit…dem dediğimiz an’a kadar hayat koca bir dönme dolaptır insanın içinde…
sevgiler
glenay
Siz yorumlarınızı bile edebi bir dille yazıyorsunuz.
Selamlar..