SABRIN TOPRAĞINDA AÇAN AŞK ÇİÇEĞİMSİN
Sonbahar mevsiminde dökülen yapraklar gibiyim. Sensiz bir yanım eksik ve seni düşünmeden alamıyorum kendimi. Ne tarafa baksam hep bir yalnızlık kokusu geliyor burnuma. Ağlamaklı bir haldeyim, öyle ki biri dokunsa yağacak bulutlar gibiyim. Sorma bende anlamış değilim bu halimi, bazen ölüm iyisi bir insana dönüşüyorum; yüzümde bir gülümse oluyor - nerden geldiğini bilmediğim-, ruhumda bir hafiflik bedenime yansıyan yanıyla. Sevdanın yanık yüzlü kelimelerini bir bir diziyorum boş kağıtlara. İnsanların gerçekleşen hayallerine bakıyorum bir yandan, teknolojik esaretim kimsesizliğimi ve sensizliğimi unutturuyor. Vurgun yemiş bir dalgıç gibi yatıyorum bazen uzun uzadıya düşlerin orta yerinde.
Artık sevdaya dair şiirler yazmıyorum. Nedensizce bir keskinlik var ruhumda, bıçak yarası gibi acıtıyor bazen suskun zamanlar. İnsanların gözlerindeki bencilliğe gömmüşüm roman kahramanlarımı. Senden bir haber bile yok nasibim. Nerdesin, nereye gider, ne yer, ne içersin inan bilmiyorum. Ama hayata dair gelecek planlarımı varlığının umuduyla yapıyorum. Olsun bu da sınavın en can alıcı tarafı belki de, teslimiyet lazım aslında bu dünyaya biraz da olsa. Ölüm her daim var olan gerçek her canlının ensesinde.
Dilimdeki sözleri bir bilsen hani, alıp başını gidesin gelir bu alemden. Yokluğun en acı veren tarafı nedir biliyor musun? "Bu da geçer" diyen bir nefesin eksikliğini bilmemenden kaynaklanan bir kalabalığın ortasında oluşun, beni anlayamamana sebep. Dağılan düşlerimin orta yerinde hükümsüz bir yargı gibi duruyorsun. İnsanlar artık hayallerinin peşinden gitmekten bile korkar hale geldiler. Ah nefesinin meltemsi kokusunu getiriyor rüzgar bazen bir şarkının kanadına tutularak. Ben hep kuşlarla sana selamlar gönderiyorum. Belki de olur biri senin haberini getirir diye bana.
Sorma nedensiz yalnız kalışlarıma muhalefet bir yaşam var dışarıda. Kendimi atıyorum kalabalık sokaklara, insanların küçük mutluluklarıyla mutlu olmanın tadını çıkarıyorum. Sarımtırak kağıtlara renkli düşleri yazılarla çiziyorum, resmini gözlerime çizdiğim gibi, ruhumun tuvaline seni resmetmişim ama yüzün yok.
Aşk yüz tanımazmış sevgili, yüzsüz olmak lazım bazen de. Fütursuzca yaşamak lazım alabildiğine, şiirlerini yakmaya hazır bir şairin kırık kaleminden damlayan aşk cümleleri, senin kalbine dokunamıyorsa aslında bir hiçtir. Kendimi bir dağın başında buluyorum ismini haykırırken. Kurutulmuş cennet elmalarının tadını alıyorum bazen, sen seversin cennet elmasını diye hayal ediyorum. Benim en çok sevdiğim şeyi bir tek sen biliyorsun, biliyorsun bilmesine de neden karşıma bir an olsun cesaretini toplayıp çıkmıyorsun. Nefesim daralıyor evde, annemi bir çocuk gibi uyutuyorum, acılarına bir kaç dua sürüp hafifletebilirim ümidiyle yaşıyorum. İnsanların egoları ancak kendilerine hizmet eder halde yaratılmışken, senin egonun ne düzeyde olduğunu merak etmeden geçemiyorum. Çocuksu yanlarını keşfeden bir insan gibi olmak isterdim. Koşar adım gidemiyorum belki ama yavaş yavaşta olsa kendime doğru yol alırken, hiç bir şeyden de mi zevk almaz insan. Her insanın böyle zamanları olmuştur değil mi?
Neyse soruları ardı sıra sıralamak yerine, ölümün tüm zevklerden mahrum bırakan gerçekliğiyle yaşamak en doğru olanı olsa gerek. İçime hapsetsem bazı duyguları emin ol yarışı kazanmak için zorlanan doru bir tay gibi çatlayacağım.
Ağlayamıyorum. Ağlamanın ne güzel bir nimet olduğunu bilseydin, belki de şikayet etmezdin olduğun yerlerde.
Adımına rahmet bir sevdadır şiirsel yaşam ama gel gör ki niceleri var kendi mısralarını keşfedememiş. Ne desem boş, ne istesem olmuyor diye şikayet etmeyi bıraktım. Uzun uzun susuyorum artık, gülmek nasıl bir şeydi hatırlamıyorum bile. Sana mektuplar yazıp içimdeki zehrini döküveriyorum orta yere. Kalemime baktığımda bir an düşünmeden edemiyorum. " Ben ölsem hani beni kalemlerimden tanırlar" diyorum. Şiirleri ancak kıymet bilenler okur, aşkın acısından haberdar olanlar bilir değerinin ne derecede yüksek olduğunu. Sen yazılmamış bir şiirsin ömrümün saman kağıdına. Ve ben çok yoruldum artık, beklemekten, istemekten, düşünmekten. Düşünmeden geçecek ve anı yaşayacak anlarımız gelecektir elbet ama sabretmek gerektiğini biliyorum. Sabrediyorum. Sabrın toprağında açan aşk çiçeğimsin. Geldiğinde hala beni aynı yerde bulacağın ümidini kaybetme. Ben kaybettiklerimi de biriktirdim senin için.
BAKİ EVKARALI