EŞLER ARASI TARTIŞMA 1
Tartışma, iki ya da daha fazla kişinin belli bir konu hakkında kendi fikirlerini beyan etmeleridir. Aynı konu hakkında farklı düşünen bireyler konu hakkında detaylı ve ispatlı bilgiye sahip olmalıdır. Aksi takdirde ortaya attığı fikir çok çabuk çürütülür haklı olsa dahi haksız konuma düşebilir.
Günlük yaşantımızda gerek eşler arası, gerek kardeşler, arkadaşlar, akrabalar, amirler vs arası bir fikir ayrılığı, bir haksızlık, bir hata, bir yanlışlık ve benzeri sebeplerden dolayı başlayan tartışmalar çözümlenmesi gereken bir sorunu teşkil eder. Takdir edersiniz ki; bir sorun çözüme ulaşıncaya kadar hep sorun olarak kalır. Tartışma ile o sorun çözüme çok rahat ulaşır ve ortak bir karar kılınır. Sadece ne zaman, nerede ve nasıl tartışmamız gerektiğini iyi bilmek gerekir. Aksi halde tartışma başlamadan kavganın ışığını yakmış oluruz.
Özellikle eşlerin bir biri ile tartışmaları en olağanıdır. Aynı evi paylaşan iki insanın zaman zaman fikir ayrığı yaşaması, zaman zaman dış etkenlerin tesirini evde yansıtmaları tartışmaların en ünlü sebeplerindendir. Hemen hemen tüm evli çiftlerin ara sıra tartıştıklarını bilmekteyiz. Sebep ve konu her ne olursa olsun tartışmada bazı kuralları göz ardı etmemek gerekir. . Evliliklerin yıkıma uğramaması, yapıcı bir kişilikle problemlerin çözüme ulaştırılması için iki tarafın da bu kuralları bilmesi ve uygulaması gerekmektedir.
Örneğin: Tartışmaların harareti arttığında; “söz gümüşse sükût altındır” sözü çoğu zaman haklı yerini bulmaktadır. Zira tartışmanın taraflarından biri sesini yükseltip kelimeleri de siyah renge bulanmaya başladıysa, diğeri masum bir beyazlığı ile susmalı. Bu ansızın başlayan ve öfkenin de hâkim olduğu tartışmalar için geçerli bir kuraldır. Taraflardan biri susmak yerine, aynı yüksek ses tonu ve siyah kelimelerle cevap hakkını kullanmaya başlarsa, o tartışmanın sonu kavgaya gider. Nice kavgalar vardır ki, küçücük bir tartışmanın kuralsızca büyütülüp hararetlenmesi ile ayrılıklara ve psikolojik yıkımlara sebebiyet verir. Günümüzde boşanmaların çok olduğunu ve bu boşanma sebeplerinin de genellikle şiddetli geçimsizlik olduğunu, bu geçimsizliğin temelinde de devam eden kavgaların arttığından kaynaklandığını bilmekteyiz.
Hiç kimse boşanmak için evlenmez. Ama yapıcı bir kişilikle evliliğini idame ettirmeye çalışanların da sayısı gün geçtikçe azalmakla birlikte, “belki boşanabilirim” zihniyetiyle evlenir olunmuştur.
Evliliklerde tartışmaların yıkıcı değil de yapıcı olarak bize geri dönmesi için, tartışmaların zamanını ve mekânını doğru ayarlayabilmek için, ansızın başlayan tartışmalarda doğru olanı yapabilmek için kendimizi değiştirmek zorundayız. Zira evliliğimizin artarak devam eden mutluluk kaynağı olabilmesi için buna mecburuz. Bağırıp çağırmadan, karşı tarafı dinlemeyip öfke kusarak kalp kırmadan evliliği çekilmez bir çile haline getirmeden bir şeyler yapmalıyız. Millet olarak ne yazık ki, tartışmayı, çözüme ulaştıran bir yol olarak görmenin ötesinde kavganın ara gazı olarak değerlendirmekteyiz. Artık millet olarak değişmeliyiz. Aileler daha fazla parçalanmadan evvela kendimizi ve milletimizi mutlu etmenin yolarını aramalıyız. Bunun için de parçalanmaların en büyük konusu geçimsizlik ve temelindeki tartışmaları değerlendirmeliyiz.
Ne zaman nerede ve nasıl tartışmalıyız? Tartışma sonuçsuz kalırsa nasıl bir tavır sergilemeliyiz? Ansızın başlayan bir tartışmada neler yapmalıyız? Evliliklerin daha güzel daha mutlu devam edebilmesi için tüm bu soruların cevaplarını önümüzdeki haftalarda yazı dizisi olarak bu köşede bulabilirsiniz.
Ağustos 2008
Elvan USUL
Sonnokta Gazetesi
[email protected]
YORUMLAR
Örneğin: Tartışmaların harareti arttığında; “söz gümüşse sükût altındır” sözü çoğu zaman haklı yerini bulmaktadır. Zira tartışmanın taraflarından biri sesini yükseltip kelimeleri de siyah renge bulanmaya başladıysa, diğeri masum bir beyazlığı ile susmalı. Bu ansızın başlayan ve öfkenin de hâkim olduğu tartışmalar için geçerli bir kuraldır. Taraflardan biri susmak yerine, aynı yüksek ses tonu ve siyah kelimelerle cevap hakkını kullanmaya başlarsa, o tartışmanın sonu kavgaya gider. Nice kavgalar vardır ki, küçücük bir tartışmanın kuralsızca büyütülüp hararetlenmesi ile ayrılıklara ve psikolojik yıkımlara sebebiyet verir. Günümüzde boşanmaların çok olduğunu ve bu boşanma sebeplerinin de genellikle şiddetli geçimsizlik olduğunu, bu geçimsizliğin temelinde de devam eden kavgaların arttığından kaynaklandığını bilmekteyiz.
"BÜYÜK YANGINLAR HEP KÜÇÜK KIVILCIMLA BAŞLAR"
NE YAZIK Kİ TOPLUM OLARAK EN YÜKSEK SES TONU OLAN HAKLI ÇIKIYOR VEYA BİZ HAKLI ÇIKMASINA SEBEP OLUYORUZ...
BİR İŞYERİNDE VE YA BİR TOPLUMDA SESSİZ KALANI EZİYOR HA BAK SUÇLU Kİ SESİ ÇIKMIYOR YARGISINA VARIYORUZ İNANIN ASIL HAKSIZ OLANLARIN SESİ GÜR ÇIKIYOR...
GÜÇ PARA DA, GÜÇ KARİYER DE ,GÜÇ MEVKİİ DE,BUNLARA SAHİP OLANLAR ALT KADEMEDEKİ İNSANLARI EZMEKTEN ADETA MUTLULUK DUYUYOR...
EN BÜYÜK PROBLEM OKUMAMAKTAN KAYNAKLANIYOR...
JAPONYA DA KİŞİ BAŞINA DÜŞEN KİTAP SAYISI AYDA KİŞ BAŞINA 15 KİTAP DÜŞERKEN,TÜRKİYE DE AYDA 15 KİŞİYE 1 KİTAP DÜŞÜYOR...
BU ÜLKE "HAYDİ KIZLAR OKULA" TÜRÜ KAMPANYALARLA SADECE MEKTUP YAZMAYI YA DA ADRES OKUMAYI BİLMEKLE KALKINMAZ
CİDDİ BİR OKUMA VE OKUMAYI SEVDİRME POLİTİKASI ŞART BAŞKA BİR alterNATİF YOK YOK YOK...SAYGILARIMLA...