- 461 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SENİ KEŞFETMEK
Kardeşim gibi sevdiğim biri var... Aykut... Çok sert ve kaba biri gibi görünebilir ama bir o kadar da komik bir adamdır... Her neyse, onu zorla eğlenmek , gülmek adına yarışmaya soktuk... Yarışma da halat çekme, yumurta taşıma gibi oyunlar vardı... Lise üçüncü sınıftaydık o zaman, sözel sınıfın haylaz Aykut’unu telefonumla çekmeye başladım... O kadar gülüyorduk ki, kahkaha ata ata aykutun yumurtayı kaşıkla ağzıyla taşıyışını ve kabadayılar gibi yürümesini izliyorduk. Birden kameranın önünden varlığından ve kendisinden bi haber olmadığım biri koşarak geçti... Kamerayı ona doğru çevirip , onu çekmeye başlamıştım artık... Eliyle kaşığı tutup hızlı hızlı hocaya göstermeden koşmaya başladı... Benim için çok eğlenceli geçiyordu saniyeler... Gülmeye başladım... Sonra daha çok gülmeye... Biz artık Aykut’u unutup ona bakıp gülmeye başlamıştık , en çokta ben... O günden sonra ne zaman moralim bozuk olsa o videoyu açıp gülerdim, benim için eğlenceliydi... Aykut’a izletmedik çünkü izleseydi kızardı... Sürekli o videoyu birilerine izletip kendi kendime gülüyordum... Başkalarına bu kadar komik gelmeyen görüntülerin bana bu kadar komik ve anlamlı gelmesine şaşırmaya başlamıştım...
Yine bir gün tenefüs arasında Büşra’yla tam sınıfa çıkacakken arkamdan koşar adımlarla merdivenlerden hızlı hızlı çıkan birini gördüm... " Bu manyak mı? " dedim... Gülmeye başlamıştık... "Aaa o çocuk dedim! O çocuk... " Sonra durdu arkasını döndü ve bana gülerek " Evet ben o çocuğum " dedi...
Daha çok gülmeye başladık... Anlam veremedik ama güldük... Öyle böyle günler geçerken ben hala o videoyu izlemeye devam ediyordum ve yine bir gün piknik olayımız çıktı... " Aman çok lazımdı ya? " dedim kendi kendime...
Piknikte Taner hoca’nın etleri pişiremeyeceğinden tut et yiyemediğimize gülmeye başlamıştık... Yan masa da o vardı. O çocuk... O gün pikniğe iki sınıf beraber gitmiştik... O gün sadece benim bir alt sınıfımda olduğunu anlamıştım... Çokta önemli değildi ya neyse... Masalar yakındı ne konuştuklarını duyabiliyorduk..." Ben biliyordum bu hocanın böyle yapacağını " dedi... Çantasından bisküviyi çıkarıp yemeye başladı... Tabi ki yine gülmeye başladık... Artık ne yaparsa gülecek hale gelmiştim... Öyle böyle o gün geçti, hiç yan yana olma fırsatımız olmadı... Zaten böyle bir şeyi düşünmemiştim bile... Günler geçti , yaz tatiline gelmiştik bile...
Kendimi gülmeye öyle bir proglamlamıştım ki, yine videoyu izlediğim bi anda Facebook’tan bir mesaj geldi... " Kandilin mübarek olsun " şaşırmıştım. Bana nedense komik gelmişti, bir çok insanın mesajına cevap bile vermezken bu mesajı kimin attığını merak etmiştim... Profiline tıkladığımda adının "Enes" olduğunu gördüm... Resimlerine baktım , gülmeye başladım... O çocuktu, birden anlam veremediğim bi heyecanla " Sen o yumurta yarışmasında ki çocuksun " dedim... " Evet ben oyum " dedi ve güldü... Kendimi çok mutlu hissetmeye başlamıştım, az önce ona videoyu izlediğini söylediğimde çok şaşırmıştı... Bir süre konuştuktan sonra evde internetin olmadığını söyleyerek iyi geceler dedi... Gülümsemişti mesajında ama bir daha bana yazmayacağını düşünmüştüm... Sabah oldu "günaydın" mesajı geldi... Çok mutlu olmuştum, o mutluluğumu tarif edebilecek hiçbir şey yok... Henüz 15 yaşındayım ve ilk defa birine bişeyler hissediyorum... Bu duygu nasıl anlatılabilir ki? Onunla sürekli gülerek mesajlaşırdık, arardı konuşurduk... Sonra çok yakın oturduğumuzu farkettik... Bir gün yine mesajlaşırken bana cafede olduğunu söylemişti... Oranın portakal suyunun çok güzel olduğunu bir gün gidip içebileceğimizi söyledim... Tabi ki tavlayı unutmamak lazım... O da olur ne zaman dedi... Bekler gibi... Biz buluşma gününü kararlaştırdık ama hasta olduğum için buluşamadık...
Dershaneye kayıt olduktan bir kaç gün sonra buluşmaya karar verdik, cuma günüydü onun namazdan çıkmasını bekledim... Aklımda o video da gördüğüm, merdivenlerde gördüğüm , piknikte gördüğüm çocuğun görüntüsü tamamen kaybolmuştu.... Sanki aradan yıllar geçmiş gibiydi... Heyecanlıydım, anlam veremiyordum kendime... Neyse ki geldi, bana doğru baktı, beni görünce şaşırmıştı, öyle hissetmiştim... Tokalaştık gülümsedim, gülümsedi... O an şunu geçirdim aklımdan " Allah’ım dedim, bu nasıl bir şey... " Çok farklıydı benim için... Birlikte banka oturduk konuşmaya başladık öncesinde ona videoyu izlettim.... Video’da buluşmanın bahanelerinden biriydi zaten...
O bir şeyler anlatıyor ben gülüyordum, ben güldükçe o anlatmaya devam etti. Hiç utanmıyordu , gayet rahattı. Bu tavrını bozmak için ona gözlerim güzel mi dedim yine kendime anlam veremeyerek... Sonra gözlerimin mavi olduğunu ve ona neden gözlerime bakmadığını sordum... Şaşırdı, güldü ne düşündüğünü hala bilmiyorum... Ben gerçekten birini beğenmiştim, birine ilk defa o küçük , çocuk halimle iki dakika da hatta saniyeler içinde bağlanmıştım... Aklımla kalbim ayrı ayrı köşelerde dans ediyordu, o bana bir şeyler anlatıyor ve ben kahkaha atıyordum... Çok mutluydum, neden o bankta oturduğumuza hala anlam veremesem de çok mutlu ve çok huzurluydum... Bembeyaz dişleri vardı, esmerdi, kirli sakalları vardı... Bu kadar mı ilgi çekerdi bi insan? Bu kadar mı ilgimi çekerdi?
İşte o gün onu keşfettiğim ilk gündü... Rap müzik dinlediğini, bilgisayar programcılığı yaptığını o gün öğrendim... Ve ona o gün aşık oldum, kahverengi gözleriyle dünyamı huzura kavuşturmuştu sanki... Beni dershaneye bıraktı ve ben derse girdim... Bana yazmayacağını düşündüğüm için o anda ne kadar gülersem kardır diye saçma sapan bi düşünceye girdim... O giderken ona sarılmak bile geçmişti aklımdan, aslında hiçbir şeydik... Bi anda her şeyim olmuştu sanki... Dersteyken, mesaj geldi derse girip girmediğimi sordu... O kadar mutlu oldum ki anlatamam.... Hoca bile benimle esmer bıyıklı diye dalga geçti... Bizi görmüştü... Çok utanmıştım, ama olgun bir genç kız gibi gülümseyerek karşılık verdim...
Ben yıllardır sevdiğim insanı bu şekilde keşfettim, yine aynı acıları yaşayacağımı bilsem yine o gün o videoyu çeker, o pikniğe giderdim... Bir kandil akşamında yine onunla konuşurdum...