11. Mektup
Ağzını bozduysa hayat.. Yılların kemirdiği bir aşktı bizimkisi ve biliyorsun sonu yoktu ta en başında, çaresizdi. Sen fırtına arayan bir ağaç. ben rüzgardan korkan acemi. Kim bilebilirdi sığınmak için birbirimizi sevdiğimizi. Yağmurdan kaçan yüreğim ve sızlayan çocukluğum vardı bir tek verebileceğim. Bizi bekleyen kefensiz bir bedeldi..
Sensizlikten sonra sessizlik sardı dört bir yanımı. Hayat yüzüme çizikler attı. Eskisi kadar eskisi gibi değilim, sığındığım geceleri aydınlatan güneşin ışığı yakıyor içimi ve biten her yarınım, dünden başlıyor şimdilerde. Hiç biri senin gibi değildi..
Kopardılar papatyaları. İyi insanları yaşatarak öldürdüler. Bu dünya sevmek için fazla büyük, küçücük bedenine. Ve biz geçmişten kalma bir ceple taşırıyorduk her koyduğumuz güveni, sonrası biraz daha yoktu sadece.. İnsanlar hiç bu kadar sevmemişti ve duvarlar ördüğümüz odalara hapsolduk, yüzümüz yüzümüzü unuttuğumuzdan beri..
Sorma senden sonrasını. Ellerim kızıyor gidişine. Attığın uçurumlardan çığlık sesleri geliyor. Kimisi doğmamış bir çocuğun ahı, kimisi sadece ben. Buydu bize biçilen paha. Yaşanmışları yaşanmamış gibi saymak, ardından her gün harf harf unutmak. Bitmiyordu unutacaklarım. Listenin başında bulduğum seni sonunda görmekte varmış meğer.
Aldığın ekşi tatın hıncıdır bu siyaha boyadıkların. Tuzundan yol yaptığın yaralar ve bitiremediğin her şiirin günahını kazandık cehenenmde yakmak için hayallerimizi. Şimdi artık olduk cümle başının kaybettiği bir savaşta ve yeni düşmanlar kazandık sahi önceden dost değil miydi şu gitmez dediklerimiz?
Umursamıyorum kaybedişimi. Tek kişilik acıydı bu. Denediğim herşeye hüsran dediler. Ağzımda kan tadı burnum kokunu unuttu. Şimdi vazgeçtiğim herşeyde büyük harfsin. Ve senin için okunmayan mektuplar biriktiriyorum. Bak heybeme, konuşsa ağırdı çilesi. Vagondan ölüm iniyordu bu gece..
Zamansız sevmiştim seni. Yaşamak üzereydim ölüme gider ayak. Gözlerinin kahvesinde bulmuştum hayallerimi ve inan hayatımda hiç bu kadar ben olmamıştım. Yürüdüğümüz yollar öksüz kalırdı ve bir kez daha severdik kimsesizliğimizi. Şimdi sen başka bir geminin alabora ihtimalisin ve ben senin her ihtimalini sevdiğim yerdeyim. Söyle hangi rotada kaybettin kendini. Söyle çocuk, döndüren başını dünyanın hangi rengiydi ?
Bu hayatı seninle sevmiştim, sensiz gittiğim bir ölümde.
Hoşçakal.