- 2045 Okunma
- 14 Yorum
- 2 Beğeni
ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ, CENAZE NAMAZI CENAZESİNİN NAKLİ VE DEFNİ, ANITKABİR VE ANITKABİR’E ÇOCUK PARKI YAPILMASI ÜZERİNE… -3-
LANETLİ ÇOCUK PARKI VE KUTSAL KAFETERYA
Efendim gelelim şu Anıtkabir’e çocuk parkı kurulması olayına.
Öncelikle kendi fikrimi açıklayayım:
Anıtkabirde bir çocuk parkı olmamalı. Çünkü bizim inançlarımız, gelenek ve göreneklerimiz mezarlıklarda, mezar anıtlarında çocuk parkı diye bir şeye izin vermemiş. Ayrıca 1953 yılında yapımı tamamlanmış olan Anıtkabir’e bir çocuk parkı kurmak hiç kimsenin aklına gelmemişken böyle bir düşüncenin Atatürk ve Atatürkçülüğe hiç bir zaman sıcak bakmamış olan bir iktidar döneminde ortaya çıkmasının toplumda yeni huzursuzluklara yol açacağı da kesindir. Yani düşünün Marmaray’ın açılışı sırasında bile el açıp ‘’ Çöker inşallah’’ Diye eden bir zihniyet bu iktidar döneminde bir yenilik, bir değişiklik olarak sunulmaya çalışılan bir parkı, -hem de Anıtkabirde- olumlu karşılarlar mıydı? Elbette hayır. Dolayısıyla toplumsal mutakabata bu kadar ihtiyacımız olduğu ve memleketimizin çok daha acil sorunlarının olduğu şu günlerde böyle bir girişim olmamalıydı.
Kısaca: Ben de Anıtkabirde bir çocuk parkının açılmasına karşıydım ve hâla karşıyım.
Hz. Peygamberimizin, torunları olan Hz. Hasan ve Hüseyin’in - namaz kıldığı zaman- gelip başına oturması, onlar sırtında, başında iken çocuk sevgisi dolayısıyla başını seccadeden kaldırmadığı konularına hiç girmiyorum.
Ya da Atatürk’ün evlatlığı Ülkü’yü salıncakta salladığı, Hatta hiç de uygun bir mekan olmadığı halde vapura salıncak kurdurduğunu, küçük Ülküyü önce bacaklarının arasına alıp salladığını, sonra kendisinin tek başına salıncakta sallandığını, bunu bir başka vapurda yine yaptığı konularına da girmiyorum. Ne diyorum peki? ‘’ Türk milletinin kalbinin attığı, kutsal bir mekan olan Anıtkabirde çocuk parkı olmaz’’
Nitekim aynen de dediğim gibi hemen tepkiler gelmeye başladı bu park kurulur kurulmaz.
Kahramanlıklarıyla her zaman göğsümüzü kabar kabar kabartan Mustafa Kemal’in askerleri (!) hemen olaya müdahale ettiler.
Gıcık olmuşlardı Anıtkabir Komutanlığının parkın yapımını üstlenen firmaya ( MNG Kargo) bir teşekkür yazısı sunmasına.Anıtkabirin ne kadar kutsal bir mekan olduğunu yirmi dört saat orada nöbet tutan Anıtkabir Komutanlığından daha iyi biliyorlardı çünkü.
Öncelikle hiç bir kargolarını bu adi kargo şirketi ile göndermeyeceklerdi. Ama bu kadarı yeterli değildi. Daha etkili tepkiler gerekiyordu.
Nedense hep bu ve benzeri durumlarda ortaya çıkan ama mesela 15 Temmuz Darbe girişimi gibi konularda, şehitlerle ilgili konularda ağzını açmayıp tek laf etmeyen Mimarlar Odasının Ankara şubesi kolları sıvadı.
Parkın kaldırılması için gerekli yerlere başvurularını yaptıklarını söyleyen Şube Başkanı Tezcan Karakuş, Anıtkabir’e çocuk parkı yapılmasını saygısızlık olarak değerlendirerek suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Şube Başkanı Tezcan Karakuş şu açıklamalarda bulundu;
”Anıtkabir, anı mekanıdır, saygı mekanıdır. Tasarım sürecinde, aslanlı yolda yere döşenen taşlarla, kafanızı yerden bile kaldıramayacağınız bir tasarım kurgulanmıştır. Bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuk sevgisini biliyoruz. Ancak zamandan ve mekandan bağımsız çocuk oyun aletleri koymak saygısızlıktır. Biz çocuklarımıza davranışlarını zaman ve mekana bağlı olarak geliştirmelerini söylüyoruz. Saygı zamanı ve saygı mekanında çocuklar saygı durmak için orada olmalılar... Anıtkabir plastik kaydırak alanı değildir. Bu ucubenin hemen kaldırılması için Büyükşehir Belediyesine, Koruma Kuruluna, Anıtkabir komutanlığına başvuru yaptık. Ayrıca bu mekansal saygısızlığı yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunduk."
Evet..İşin doğrusu yiğidi öldür, hakkını yeme adamlar yerden göğe kadar haklı görülüyorlardı. Bir mezar anıtında çocuk parkı olmazdı. Düşünün mesela: Karacaahmet ya da Zincirlikuyu Mezarlığında, ya da babanızın-annenizin mezarının hemen yanında çocuk parkı???
Hemen peşinden CHP Konya milletvekili Hüsnü Bozkurt memleketimizin en önemli ve ivedilikle halledilmesi gereken bu sorununu bir soru önergesi ile Başbakan Binali Yıldırım’a sordu. Aynen şu sorularına cevap istedi:
1) Anıtkabir’in her yıl milyonlarca yurttaş tarafından ziyaret edildiği bir saygı mekanı olduğu göz önüne alındığında, çocuk oyun parkı yapmanın anlamı ve gerekçesi nedir?
2) Çocuk parkı yapımı fikri kime aittir; kimlerden onay alınmıştır?
3) Anıtkabir’in bir eğlence mekanı olmadığı, ailelerin çocuklarını oraya Atatürk’ü tanımaları ve anmaları amacıyla götürdükleri göz önüne alındığında, kamuoyunda da büyük tepkilere yol açan çocuk parkının ivedilikle kaldırılması düşünülmekte midir?
4) Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olarak, Anıtkabir’e kurulan çocuk parkını, Atatürk’ün manevi hatırasına bir saygısızlık olarak görüyor musunuz?
Sonra CHP li ağabeyler, ablalar geldiler Anıtkabir’e ve ‘’ Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’’ nidalarıyla o çocuk parkını oradan söktüler. Bu büyük zaferlerini de mucidi Winston Churchill olan ve dahi pkk lıların çok sevip kullandıkları meşhur ‘’Victory’’ işareti ile ölümsüzleştirdiler. Wiston Churchill’in ruhu büyük bir haz aldı bu işaret dolayısıyla ama Atatürk’ün ruhu ızdırap duydu. Çünkü onun zafer işareti bu değildi ( Resimde hangisi olduğunu görüyorsunuz.)
Her ne kadar o işareti yapanın Hüseyin Çelik adında bir pkk militanı olduğu söylense de ben kesin bir bulguya rastlamadığım için o kısmı es geçiyorum.
Her şeye rağmen buraya kadar benim de söyleyecek bir şeyim yoktu bu ağabeylere ablalara. Bir heykel için ‘’ Ucube’’ Diyen Cumhurbaşkanımızdan kaptıkları ‘’Ucube ‘’ ifadesiyle Ucube bir çocuk parkını söküp atmışlardı vesselam. Ama...Evet işin aması vardı:
Mustafa Kemal’in askerleri(!) olan bu ağabeyler ve ablalar çok basit tırnak çakıları hatta anahtarlarla sökmüşlerdi ya bu çocuk parkını;( ben ellerinde bir alet görmedim işin doğrusu ) haliyle yoruldular. ‘’ Bir çay, ya da gazoz içelim yahu, az dinlenelim’’ dediler. Zira yaklaşık hepsi saçı başı ağarmış yaşlı başlı insanlardı. Aralarında oldukça fazla genç olsa da bunca çaba yormuştu onları. Yani neticede insan Mustafa Kemal’in askeri olsa da yoruluyordu. Bir çay- kahve içip dinlenmeleri lazımdı.
Evet çay kahve konusunda bir sıkıntı yoktu. Hemen söktükleri parkın iki adım gerisindeki kafeteryaya gidip çay, kahve, kola, ya da başka şeyler içip ve dahi yiyerek yeni bir ‘’Mustafa Kemal’in askerleriyiz’’ eylemi için enerji topladılar. Bu kafeteryanın bu kutsal mekanda ne işi olduğunu sormak akıllarının ucundan bile geçmedi. Çünkü kafeterya çocukların değil, onların ihtiyaçlarına cevap veriyordu ve ayrıca dışarıya nazaran daha ucuzdu. Mesela çay 1.50 Tl idi. Kızılay’da, Ulus’taki cafelerde bu fiyata çay içilmiyordu.
Kısaca asıl dertleri Atatürk’ün manevi hatırasına saygısızlık yapılması değildi çünkü çocuk parkı saygısızlığından kat kat fazlası olan bir başka saygısızlık senelerdir yapılıyordu o mekanda ve kendileri de bu saygısızlığın en büyük parçalarından biriydiler.
Şaşırdınız mı? Yok sanmıyorum şaşırdığınızı. Çünkü bu insanların her zaman birinci amaçlarının üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğu artık herkesin malumudur. İşte o sebepledir ki iktidar denen şey onlar için hep hayal olmuştur.
Sen tut ‘’ Kutsal mekanda çocuk parkı olmaz’’ Diye yırtın ama o çocuk parkının arkasındaki kafeteryaya senelerdir hiç sesin çıkmasın.
Kutsal bir mekan olan Anıtkabirde bacak kadar çocuklar için çocuk parkı olmaz ama kazık kadar adamlar, kadınlar için kafeterya olur öyle mi? Sonra ben küfür edince ‘’ Hocam ayıp. Öğretmen adama yakışmıyor’’ Oluyor.
Şimdi milletin bir vekili değil, doğrudan doğruya milletin ta kendisi olarak, sağ-sol ayırımı yapmadan Anıtkabirde olmaması gereken bazı şeylere şimdiye kadar göz yummuş olan herkese, ama öncelikle sayın Bozkurt’a, Mimarlar Odasına, Mustafa Kemal’in Askerleri olan o abi ve ablalara bir soru önergesi de ben veriyorum:
1- Kutsal Bir mekan olan Anıtkabir’de kafeterya olur mu?
2- Bu güne kadar kutsal bir mekan olan Anıtkabirdeki kafeteryayı hiç görmemiş olmanız mümkün mü? En azından çocuk parkını sökerken hemen arkasındaki kafeteryayı görmemiş olmanızı izah edebilir misiniz?
3- Bu kafeteryanın varlığı sizleri bu güne kadar hiç rahatsız etti mi?
4- Anıtkabirde bulunan ve daha çok sizlerin istifade ettiğiniz bu kafeteryanın varlığını Atatürk’ün manevi hatırasına bir saygısızlık olarak gördünüz mü hiç?
5- Bahsi geçen kafeteryada çay-kahve içerken ‘’Tasarım sürecinde, aslanlı yolda yere döşenen taşlarla, kafanızı yerden bile kaldıramayacağınız bir tasarım kurgulanmış’’ olduğunu düşünerek kafanızı yerden kaldırmadan mı içiyorsunuz çay-kahvenizi?
7- Anıtkabir’in bir eğlence mekanı olmadığı, ailelerin çocuklarını oraya Atatürk’ü tanımaları ve anmaları amacıyla götürdükleri göz önüne alındığında aynı çocuklar sizlere ‘’ Anıtkabir bir eğlence mekanı değil de bir cafe mi? Biz buraya çay-kahve meşrubat içmek, sütlü tatlılar yemek için mi geldik’’ Diye sorarlarsa ne cevap vermeyi düşünüyorsunuz? Plastik kaydırak alanı olmayan Anıtkabir çay- kahve içme alanı mıdır?
8- Çocuklarınıza davranışlarını zaman ve mekana bağlı olarak geliştirmelerini söylerken Çocuklarınız size hiç Atatürk’ün - derisi saman doldurulmuş olup Anıtkabirde sergilenen- köpeği Foks’un karşısında nasıl davranmaları gerektiğini sordu mu?/ Sormuş muydu? Ya da çocuklarınız sormadan siz anlattınız mı/ Anlatmış mıydınız? Anıtkabir’de sergilenen içi doldurulmuş olan Foks’un karşında nasıl davranmaları gerektiğini? ( Halen sergileniyor mu bilmiyorum ama senelerce sergilendi. ) Çocuklarınız size ‘’Kutsal bir mekanda doldurulmuş bir köpeğin işi ne?’’ Diye sorduklarında ne cevap vermeyi düşünüyorsunuz?
9- Aynı çocuklar sizlere ‘’Kutsal bir mekanı ziyaret için gelindiğinde kıyafet olarak şort mu giyilir? Yırtık kotlarla mı gelinir? Anıt mezarları ziyaretin usul ve kaidesi bu mudur?’’ Diye sorarlarsa cevabınız ne olacaktır?
10- Çocuk parkını sökmenizin gerçek amacı nedir? Şöyle kıvırmadan dosdoğru bir cevap verebilir misiniz?
11- Allah rızası için… Niçin samimi olamıyorsunuz bir türlü?
Bu arada hemen yine yiğidi öldür hakkını yeme diyelim. Zira CHP li bir ablam o kafeterya için zamanında acayip bir kampanya düzenlemiş. Yani o kafeterya hiç bir şekilde CHP li abi ve ablalar ile Mustafa Kemal’in çakma askerlerinin gündemine gelmemiş değil.
Bakın nasıl:
Ankara’ya geldiğinde mutlaka Anıtkabir’e giden ve kafeteryasında çay içen İzmirli Sıla son gidişinde kafeteryada önemli değişiklikler olduğunu fark edince sevindi.( Daha kaliteli bir hizmet var çünkü ) Ancak, işletmenin askerlerden alınıp özel bir şirkete verildiğini öğrendi. ( Söyleyeyim: Öz Süt- Sahipleri Lübnanlı mı bilmiyorum. Öyle diyorlar.) Anıtkabir yetkililerinden de bilgi alan Sıla, özelleştirmeye karşı imza kampanyası başlattı kendi face book sayfasından… İlk günkü hasılatı 993 imza imiş, gerisi hakkında malumatım yok.
Kampanyanın mesajı şu:
Ulu Atamın kutsal mekanı tehlike altında !!!!
Dün Anıtkabir’de çoook acı bir olaya şahit oldum Anıtkabir’in Cafe işletmesi özelleştirilmiş eğer bir yere özelleştirme geliyorsa yok edilmek içindir daha önce devlet politikası olarak bu yapıldı ve her şeye şahit olduk Acilen bir şeyler yapmalıyız lütfen duyarlı olalım hemen çözüm üretelim !!!
ANITKABİR ÖZELLEŞTİRİLEMEZ ÇÜNKÜ ANITKABİR TÜRK MİLLETİNİN !!!
TÜRK MİLLETİ FAHRİ OLARAK ULU ATASINA HİZMET ETMEYE HAZIRDIR !!!
ANITKABİR TİCARETHANE YAPILAMAZ !!!
Sıla Yazıcı.
Yani ablamın da belirttiği gibi kampanya kafeteryanın kaldırılması için değil, tam tersine kendisinin de belirttiği gibi yok edilmesine karşı düzenlenmiş.
Efendim sadece bu değil.
Sıla Ablamızın bu kampanyası üzerine Sözcü Gazetesi olaya el koymuş ve bakın nasıl muhteşem bir haberciliğe imza atmış:
‘’ Yeni menüye göre, bir bardak çay 1.50, kahve 2, nescafe 4, meyve suyu, ayran, simit 1.25, sütlü tatlı 8 ve tost 4 lira. Askerlerin işlettiği dönemde ise fiyatların daha düşük olduğu belirtildi ve içerde işletmeyle ilgili herhangi bir not bulunmadığı için yurttaşlar, kafeteryanın yine askerler tarafından işletildiğini sanıyor. Firma da ürünlerin ve fiyatlarının yazılı olduğu “menü”nün kapağına ve iç kısımlarına “Anıtkabir Komutanlığı” yazıp, özelleştirme olduğunu gizlemeye çalışıyorlar.
SÖZCÜ’nün görüştüğü askeri yetkililer Kantin Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle işletmelerin, işletme kısmının kiraya verilebileceğini, bunun ilk uygulamalarının da başladığını belirtti.
Yani efendim hiç kimsenin ( Bu noktada sağ-sol ayırımı yapmıyorum) ‘’Ulan burası bir anıt mezar. Burada kantinin, kafeteryanın ne işi var’’ Diye sorduğu, böyle bir şeyin varlığını Atatürk’ün manevi hatırasına saygısızlık olarak gördüğü yok. Sadece milletin bir kısmı ( Şu çocuk parkını sökerek muhteşem bir mukaddesat duyarlılığı göstermiş olan(!) abi ve ablalar ) Kantin ve kafeteryanın özelleştirilmesini ‘’Kutsal Kantin ve Kafeterya’’nın mukaddesatına yapılmış bir hakaret olarak görüyor.
-Atamın kutsal mekanı tehlike altında?
-Niye ki? Ne olmuş ki ?
-Daha ne olsun. Kafeterya özelleştirilmiş.
Duyarlılığa bakar mısınız lütfen?
Doğrularla yanlışları nasıl bu kadar iç içe sunabiliyorlar insanın aklı fikri şaşıyor.
‘’Anıtkabir ticarethane yapılamaz’’ Çok doğru bir söylem. Peki özelleştirilmeden önceki haliyle o kafeterya bir ticarethane değil de mabet miydi? Yani ‘’sebilullah’’ diye bedava mı veriyordu çayı kahveyi? Orası özelleştirilince mi ticarethane oldu ya da mukaddesatına leke sürülmüş oldu?
Bazen gerçekten de bu insanları anlamakta çok zorlanıyorum. Pardon, ‘’Bazen’’ dedim. Her zaman…
‘’Eğer o çocuk parkı sökülüp atılırken aynı zamanda kafeterya da kaldırılmış olsaydı ben bu yazıyı yazmazdım.’’ diyor ve bitiriyorum.
RESİMLER:
1- Atatürk, manevi kızı Ülkü’yü ( Adatepe) salıncakta sallıyor.( Burası bir çocuk parkı filan değil)
2- Atatürk kendisi de salıncağa çıkmış ve Ülkü bacaklarının arasında olarak sallanıyorlar ( Burası da bir çocuk parkı değil. Bir vapur)
3- Atatürk Ege Vapurunda salıncak sallanıyor. ( Ege Vapurunda )
4- Küçük Ülkü, koskoca Atatürk’ün, kızkardeşi Makbule Hanımın ve Şükrü Kaya’nın yolunu kesmiş.Onun keyfini bozmak kimsenin aklının ucundan dahi geçmiyor.
5- Anıtkabirdeki UCUBE (!) Çocuk parkı sökülüyor. Bir vatandaş da olayı kafeteryanın şemsiyesi altında seyrediyor.
6- UCUBE (!) Parkın söküm işlemleri devam ediyor.
7- Veee. Zafer… Haliyle zaferin işaretini yapmadan olmaz (!)
8- Asıl Ataları olan Winston Churchill oldukça mutlu olmuştur mutlaka.
9- Mustafa Kemal Atatürk ve Türk’ün asıl selamı: Bozkurt Selamı.
10- Atatürk’ün köpeği Foks kutsal mekan Anıtkabirde
11- Sökülmeden önceki haliyle çocuk parkı ve hemen yanındaki kutsal kafeteryanın dış görünüşü
12- Aynı kutsal kafeteryanın iç görünüşü
13- Atatürk’ün aziz hatırasına saygı ve hürmetleri sunmak üzere(!) Anıtkabir’e gelen saygıdeğer saygısız vatandaşlarımız kutsal kafeteryada günün stres ve yorgunluğunu atıyorlar.
YORUMLAR
Ben sana ne demiştim değerli hocam :) Dikkat Dikkat Dikkat..sadece dikkat !
Hislerimde hiç yanılmam !......
Güzel bir yazıydı; gerçekleri okuduk !
güldüğüm yer ; Tezcanın af buyuru; "anıtkabire girip çıkanda başımızı hiç kaldırmadan kıyam şeklinde girilip çıkılacak şekilde taşlar döşenmiştir" diyor..Niye Türkün Kafası yerde olacakmış..Karşındaki kul mu mabet mi ..utana utana yol mu alacağız aslanlı yolda...Allah akıl fikir versin bunlara hocam ve birde bu oyun alanını yapan MNG ile anlaşan Çankaya belediyesi :) ...Ve viktorya işareti yapan daha sonra başka resimlerde PKK giysisi içinde tespit edilen Hüseyin Yıldırım adında bir şahsiyet
Şimdi diyebilir miyiz ki CHP eşittir PKK ..
Sizi bilmem ama ben derim hocam ...Hep birlikte pilav pişirilmişti değil mi; "sandığı beraber salladık" demişlerdi ?! ; hemi de Çanakkale de dağıtılmıştı o plav ...Bunu asla unutturmayız ! ...Hep birlikte İsrail de de halay çekilmişti 7 Haziran sonrasında kanım kurumuştu ve bir ayakları Amerika da Almanya da Fransa da ve Belçika daydı heri ki partininde; Amaçlar aynı :( Parçala böl...Ağa babaları İsmetten bu yana hep böyleydi; Fetö iti de Sponsoru oldu .
Bu oyunlarla ses oldular ya nükler bomba etkisi yaratırız dediler;zırnık akıllarınca :) Ancak, ses bombası oldular;kokularınca ...Allah ülkemizi bu şer odaklarından korusun tabii ki bu koruma bizlerin 15 temmuz göğüsleriyle yapacağımız setle olacak..selam ve muhabbetle
Gül ESEN tarafından 9/29/2016 5:22:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
Filiz Şahin.
papuçdaroğlu yönetiminde YCHP onların adı. Atatürk'ün kurduğu siyasi partinin çizgisinden saptıkları dönemin adıdır kılıçdaroğlu haliyle YCH deyiniz lütfen
hastayım samicim, yaşlılık sağlık problemleri filan falan işte.. gözlerinin beni araması beni mutlu etti ekmekçapsın, bide herşeye atlamam ben az buçuk tanırsın beni canımın içi.. verdiğin cevaptan meseleyi anladığını algılıyorum samicim, ama götün yememiş sana yakışanı yapmış laf kalabalığına ve soytarılığa dökmüşsün hadiseyi... ))
belki birkaç hafta yokum samicim, panik yapma..
sami biberoğulları
Anlamadın sanırım. Ben kafeteryadan bahsediyorum, sen Atatürk de sıçardı diyorsun.
Zât-ı âliniz belli ki kafeteryalarda sıçıyor.
Hem ben senin maaşlı katibin değil ki sen ne istersen ben oturup ona cevap yazayım.
Meşhur olma hevesini anlıyor ve hak veriyorum ama başka kapıya...
Haa o g.t yeme meselesine gelince: Ben bilme nasıl bir şeydir. Sen iyi biliyorsun besbelli.
Neticede kendi tercihindir. Ne diyebilirm ki?
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
ne yani koskoca anıtkabirdeki tuvalet meselesine el atmadan bu konuyu bırakacakmısın samicim...
yalnız konuya değinirken şu önemli hadiseyi unutmaman gereken şudur samicim
''atamız sıçardı, bizde sıçabiliriz..''
senin saray soytarılığına iyi bir örnek var, zamanında adamın biri yazmış
''sütunların arkasından ateş açtı kışlık saray,
ateş açtı yüzü güzel sarışın junkersler ve şişman orospular,
tesviyeci topal sergey:
-hey gidi dünya,
-dedi
-hey
krenski kalmış kimlere..."
sami biberoğulları
Şükür kavuşturana yahu. Özlemiştim seni. Epeydir yoktun ortalıkta.
Ya güzelim her şeye ben el atmayayım. Tuvalete de sen el at
Ben saray soytarılığı yapayım sen de şu tuvaletleri şöyle bal dök yala yap bakayım. Haydi, elini ve dilini korkak alıştırma. Giriş işe.
Şimdiden kolay gelsin sana.
Ağabey yazınızı okuduktan sonra yorumlarıda okudum acaba kim ne yazmış diye. O kadar düşüncesiz yorumlar var ki Kâbe ile Anıtkabiri aynı düzeyde tutan zihniyeti kınıyor ve sırf o sebeple o(!) düşünceye sahip olanlardan biraz daha uzaklaşıyor ve nefret ediyorum! Ayrıca Kimmiş o Atatürk'ün Askerleri??? Atatürk'ün Askeri olan acaba Atatürk'ün kurduğu bu güzel Ülkeyi neden İthal bir fikir ile yönetmeye kalkan o zihniyete sahipler?
Yazınızı ben çok çok çok beğenerek okudum ve olanca güzelliğine Islak imzamı da attım.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Bunlar:
ne mucize ne efsun
ne örümcek ne yosun
çankaya yeter bize
kabe arab'ın olsun...
KEMALETTİN KAMU
Diyen zihniyetin torunları. O bakımdan bana şaşırtıcı gelmiyor
Gündem değiştirmek, dikkatleri başka yönlere çekmekten başka bir şey değil. Günde on şehit geliyor, millet de çıt yok. Korku sindirilmiş toplumun üzerine. Çocuk parkına gelince bence mahsuru yoktu. Ne yani çocuklar, atasının etrafında cıvıl cıvıl kuşlar gibi oynasalardı fena mı olurdu. Camilerin bahçelerine, şimdiki külliyenin içinde de( eğer yoksa tabi) çocuk bahçeleri olsa fena mı olur...
Neyse millet aya biz yaya olmaya devam edelim bakalım. Bu gidişle Ortaçağ ülkesi olmaya hızla gitmekteyiz.
Selamlar öğretmenim, iyi ki varsınız, yazıların ilaç gibi geliyor..
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Değerli hocam, konuyla ilgili yönleri, ilgileri ve çelişkileri o kadar açık, anlaşılır sunmuşsunuz ki, şimdi "Mustafa Kemal'in askerleri" gerçekten de Mustafa Kemal'in askerleri midir, diye sormadan duramıyoruz...
Evet, öyledir, dense, bu defa Mustafa kemal'in ve kurduğu cumhuriyetin vizyonu ile "Mustafa Kemal'in askerleri" arasında ortaya çıkan çelişki karşısında donup kalınabilirdi, ama konjonktürde yoruma gerek bırakmayacak ittifaklar inandırıcılık konusunda yeterinden fazla argüman sunuyor...
Çocuk Parkı meselesi de öyle... Sanki, ortadaki anlamsız muhalefetten provakasyon üretmeye dönük bir fırsatçılık gibi...
İşte, fanatizm dedikleri bu...
Biz yine de hainlik demeyelim buna...:)))
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Atatürk bizzat kendisi anlatmış askerlerinin kimler olduğunu.
Şimdi önce şu satırları okuyalım sonra da şu resimlere bakalım bir alakaları var mı o askerlerle.
Mustafa Kemal Diyor ki:
“Yalnız size Bombasırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim.
Karşı siperler arasında uzaklığımız sekiz metre, yani ölüm muhakkak,
muhakkak… 1. siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına tümü düşüyor,
ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayanı gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor,
hiç ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde
Kuran-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur!”
Yukarıdaki Atatürk'ün askerleri(!) Atatürk'ün anlattığı askerlere benziyor mu?
Başka söze hacet var mı?
Selam ve sevgilerimle.
Atatürk'ün o EGE gemisindeki salıncak fotoğrafı var ya;
onu kocaman büyültür, sökülen o parkın yerine asarım ben olsam valla.
(Nadir gülen fotoğraflarından biridir.)
Bir soru hocam;
Camiye bazen küçük çocuklarını getiriyor insanlar alışsın diye.
Güzel bir olay.
Farza durduğumuzda,
o çocuklar koşup oynuyorlar caminin içinde.
Şimdi biz,
onları azarlamalı mıyız, yoksa hoş görü mü göstermeliyiz?
Sonuçta Allah'ın evi burası.
Ve de, şu oyun parkını söktürenlerin, yazdığınız yazıyı eleştirenlerin düşüncesini de çok merak ediyorum doğrusu.
chaotica
Gül ESEN
sami biberoğulları
Önce sana cevap vereyim.
Chaotica arkadaşın da bana yazdığı yorumda olduğu gibi o mekanın estetiği ile uyumlu bir çocuk parkının bence de hiç bir sakıncası olmazdı. Kaldı ki o ucube dedikleri parkın oraya kudurulmasına izin veren CHP li Çankaya Belediyesi imiş, kaldırılmasını sağlayanlar da yine CHP liler ( Ne derece doğru bilemiyorum ama böyle bir söylenti de var.)
Şimdi de Chaotica arkadaşa cevap vereyim.
Arkadaşım
Ülkemizde bir çok ''Evi'' dediğimiz mekan var: Mesela ''Huzur evi '' Diyoruz. Yani anne babamızı ya da doğrudan doğruya kendimizi huzur evine kapatmasak huzur bulamayacak mıyız?
Ya da çok afedersiniz ''Genel ev'' Diyoruz. Memleket genelinin kullandığı bir ev midir?
Camilere Allah'ın evi denmesi de böyledir. Allah'ın ikamet ettiği yer anlamında kullanılmaz o söz. Çünkü her Müslüman Allah'ın zaman ve mekan üstü bir varlık olduğunu bilir.
Her ikinize de selam ve sevgilerimle.
Bir tutam hayat
Hocam,
kimler neden cocuk parki yapmaya kalkismis bilmem ama yanlis yapmislar
park sokulup atilmis, dogru yapmislar
olay bitmis
halen neden tartisiliyor?
bence bu konu tam anlamiyla fistigi yesile boyamaktir diye dusunuyorum yani ates cemberi icindeyiz ama tartisilan konuya bakiniz...
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Öküz altında buzağı aramaktan artık biraz vazgeçip, gerçeklere dönseniz .
oraya giden insanlar sonuçlara çevreyi tanımayan insanlar. insanların çocuklarını götürdükleri yer ise dolasıyla insanın olduğu yerde yemee içme tuvalet ve benzeri ihtiyaçlarının karşılanmasından doğal bir olamaz. Allahaşkına siz gittiğiniz bir yerlerde yemek yiyip çay kahve içmiyormunuz? çakma askerlaer kimler onlar kendilerini biliyorlardır. elbet! bütün insanları aşalamaktan ne anlıyorsunuz ? yalnızca kendi egolarınızı gidermekten başka o halde çanakkaleye gittiğinizdede yiyip içmeyinonca yerlerdede abdessiz gezmeyin. arkadaşlar bunlar kısır bir döngüden öteye gidecek bir durum değil. özelleşmeye karşı çıkın! şikayetlerinizi iktidara yapın muhatabınız onlar.
tesadüf eseri yazınızı ukdum bu böleme uğramaya vaktim olmuyor..
doğrusu bir şey yazmak ihtiyacı hissettim.
sami biberoğulları
Ben kafeterya diyorum, siz tuvaletten bahsediyorsunuz bana.
İnsan en fazla bir ya da iki saat vakit geçireceği bir alanda bir şey yemeyip, içmese ölmez sanırım.
Başka ne diyebilirm ki?
Eğer olaya bu açıdan bakacak olursak bu durumda orayı ziyarete gelen ailelerin pek minik çocukları için bir çocuk parkı da olabilir. Neticede o da çocuklar için bir ihtiyaç
Selam ve saygılar.
Bence Mustafa Kemal, askerlerinin tersine, orada çocuk cıvıltısı duymaktan mutlu olurdu. Ha, gerek var mıydı böyle şeye? Kesinlikle yoktu.
Saygılar hocam.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
hollandalı mng kargo kendi aile mezarlığına da o parktan kurdurmuş mu ya da hollanda devlet mezarlığına ya kendi kutsal saydıkları yerlere gerçekten merak ediyorum ne düşünerek o parkı kurdurmuş? Neye istinaden o parkı kurdurmuş?
kafeterya ya gelince
önceden yani geçen sene ve öncesinde
o kafeteryada insan ihtiyacına cevap verecek gıdalar vardı ve içeride kurtuluş savaşına dair fotoğraflar veciz sözler vb. içerikleri olan tablolar asılıydı duvarlarda
şimdiki halini bilmiyorum
şimdi kutsal dediğinize göre şunu sormam da kusur olamaz
Kabe'nin etrafında park ya da lokanta ya da benzeri bir oluşum var mı yok mu ( ben bilmiyorum gitmedim)
asıl sorum şu neden cambaza bakmaya bu kadar hevesliyiz. gene bir cambaza bak oyunu bu yapılırken neden kimse görmedi
Beğdi
hotamisli
Bu ara Anitkabire cocuk parki kim yapmaya kalkismissa yanlis yapmis
Birileri de onu sokup atmis, iyi yapmislar...
bence bu tartisma bitmis olmaliydi ama maalesef uzattikca uzatiyoruz...
Filiz Şahin.
sami biberoğulları
Anıtkabir- Kabe kıyaslaması yapılmamalı bence.
Şu kadarını söyleyeyim. Kabenin içinde bildiğim kadarıyla park, lokanta ve benzeri bir şey yok ama yine de o alanda da insanların zaman zaman bir şeyler yedikleri, içtikleri bir gerçek. İlle velakin en azından bizim Türk hacıları bunu saygısızlık olarak görüyor ve kınıyorlar sık sık.
Benden bu kadar. Diğer arkadaşlar da soruna cevap vermişler zaten.
Selam ve sevgilerimle.