- 873 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÖZLERİN UMUT DENİZİ
M.NİHAT MALKOÇ
Umut deniziydi gözlerin…
Gözlerinden dayandım yürek kapılarına. Yaylalardan topladığım papatyaları başına taç yapman için getirdim sana. Şair yüreğimde yoğurduğum şiirleri serenat niyetine okudum uzun gecelerde. Ay ışığı sana düşkünlüğümün tek şahidiydi. Yağmur sonrası toprak kokusu gibi doğaldı sana dair sözlerim. Aşk süvarilerini sürdüm açık denizlerine. Deniz mavisi gözlerinde kayboldum günün ortasında. Akıp giden bulutlara karıştı eylül sarısı umutlar…
Umut deniziydi gözlerin…
Mavi gökler rengini gözlerinden çaldı besbelli. O gözler ki hırpalanan benliğimin katiliydi. Gönül yamaçlarını süsleyen saçlarınla sen bir Afrodit’tin bütün güzellikleri içine hapseden. İçimdeki aydınlık, gözlerinden akan ışık demetiydi. Gözlerine değen bütün maviler hırsızdı. Seher vakitlerinin tazeliği de gözlerinin maviliğinden almıştı bahar esintisini. Gözlerin bakışların en güzeline gebeydiler… Ve bir o kadar da çırılçıplaktılar.
Umut deniziydi gözlerin…
Kirpiklerin uzaklara, hayal ufuklarına açıldığım yelkenlinin direkleriydi. Açık denizlerde fırtınalara karşı sığındığım tek limandı içinde yükselen sevgi burçları. Yılgınlığımın ilacıydı bakışlarındaki pırıltılar. Gözümün feriydi keskin bakışların. Zemheri gecelerinde içimin buzlarını eritirdi göklerinden doğan sevda güneşi. Öyle bir güneşti ki yoktu bir eşi. Karanlıklar gözlerinin aydınlığıyla dağılırdı, sabahı müjdelerdi gözlerin.
Umut deniziydi gözlerin…
Dalgalar ayaklarıma değdikçe bir annenin çocuğunu severken içinde büyüdükçe büyüyen sevgisini sende bulurdum. Nefretler kaçacak delik arardı yürek coğrafyasında. Gecelerim, gözlerinden aldığı ışıkla sabahlara ‘merhaba’ demenin hazzını duyardı bütün hücrelerinde. Yaşama dair umutlarım imkânsızlığın yalçın kayalıklarına çarparken sımsıcak bir kucak olurdun yetim düşlerime. Kanadıkça acıyan yanlarıma merhem…
Umut deniziydi gözlerin…
Bana yasaktı sevdalı bakışların. Hasta kalbimin eceliydi gözbebeklerinden çıkan zehirli oklar. Gizemler saklardın ufka dalan mahmur bakışlarında. Sevinçlerim, umutlarım ve korkularım gözlerinden neşet ederdi. Elimdi, ayağımdı, başımdı ve sımsıcak aşımdı afet gözlerin. Şiirlerim mavi gözlerinden alırdı sonsuzluk ilhamını. Sensizlik sessizliğe karışırken gönül bahçelerimde açan bembeyaz bir çiçek olurdun. Çiçekler ki kokusunu alırdı senden.
Umut deniziydi gözlerin…
Gözlerinden doğardı gün. Yirmi beşinci saatim, on üçüncü ayım, beşinci mevsimimdin sen. Çöl gecelerinde buz kesen tenime sardığım sımsıcak yorgandın. Adını yazdım bulutlara; yağmur yağdı silindi. Çöllere işledim güzelliğini; rüzgârlar kıskandı silindi. Güneşe kaldırdım eşsiz sıcaklığını, akşam oldu buz tuttu. Ay ışığına emanet ettim hatıralarını; sabah oldu çalındı. Ağlayan gözlerinde tuz tortusu olmayı ne çok isterdim; sana daha yakın olmak için.
Umut deniziydi gözlerin…
Gözlerin bütün kelimelere hükmederdi. Gözbebeklerinde beliren hüzün ateşi yüreklerimi yakardı. Bir bakışına mahkûmdu hissiyatım. Şikâyetim gül bakışına değil, zakkum bakışımaydı. Şiirdi bakışların, güzellemeydi, ağıttı en sonunda. Duygularımı tetanos edecek kadar tehlikeli paslı bir çiviydi kalbimden söküp atamadığım düne dair hatıralarım.
Umut deniziydi gözlerin…
Şimdi bana gözlerinin sürgününden özlemin yadigâr kaldı. Hatıraların gölgesinde soluklanıyorum eylülün yürek parçalayan hüznünü. Yokluğunda hayat bile kayıyor iki elimin arasından. Zamanın göklerinin karardığı bu demlerde hayalini kurmaktan başka yok gücüm. Özgürlüğüm yüreğine zincirlerle bağlı. Şimdi benden öte ‘sen’ olmuşum. Bana ya beni ya seni ver. Çöz kalbime doladığın zincirin halkalarını. Koma beni uçurumun kenarında çaresiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.