Birinci Boyutun Şifresi

• 25 Nisan 2016 Pazartesi 23:06:31

Birinci Boyutun Şifresi

Önceki yazılarımda, ikinci ve üçüncü boyutların şifrelerini yazmıştım; aslında üç boyutun da şifresi sadece birini anlamakla çözülüyor ama zihin daha fazla ayrıntı isteyebilir. Bu nedenle ayrı ayrı veya topluca değerlendirmek gerekir! İzafiyet, ( büyük-küçük, az-çok, iyi-kötü; önce-sonra; zaman-mekan göreceliliği), 3. Boyutta devreye giriyor. Kapsama dikkat! Hiçlik, her şeyi ve tüm boyutları kapsar; 1. Boyut, tüm boyutları kapsar!

Kadim anlayışta boyutlar, 1.2.3. olarak adlandırılmıyor! Boyutsuz, “Hiçlik”; 1. Boyut, “İlah”; 2. Boyut, “Ruh” veya “Levha (korunmuş)”; 3. Boyut, “Dünya” olarak ifade edilmiş! Tüm kadim bilgiler, bu boyut adlandırmaları üzerinden kurgulanmış! Boyutları 1.2.3. olarak sıralamanın, klasik adlandırmadan daha pratik olduğunu söyleyebilirim! Adlandırmanın sıkıntısı şu; “İlah”, “Ruh”, “Levha”, “Dünya” gibi aslen boyut ifade eden kavramlar, gelişigüzel kullanılıyor ve anlayış veya anlatım, hedefine ulaşmıyor! Boyutlardaki yansımaların seyri yerine boyutları ifade eden tanımlar üzerinde takılı kalmak var! Bunu aşmak için varlık sorgulamasını, kadim tanımlar üzerinden değil de boyutlar üzerinden yapmakta fayda var.

“Az-çok” göreceliliğini kaldıralım; bir de bin de “Bir” olsun! Sayılamayacak kadar çok sanılan “Zerre”, bir tane ve artmaz eksilmez! Artmıyor ve eksilmiyor ise zaten “Tek” olmalıdır! Maddenin temel taşı olan “Zerre” bir tane ise atom altı parçaların en temeli “Zerre”, tek olmalı! Zerre ile evrenin aynı olduğunu düşünelim! “Az-çok; büyük-küçük” izafiyeti kalkınca “Tek” var! Akıl karışıyor değil mi? Çokluk aleminde, tek olanın yansıması aklı şaşırtıyor! Başını bir yere vuranın çift görmesi gibi düşünelim! Tek olan, göreceli olarak 3. Boyutta çoğalıyor!

Kapsama dikkat! Hiçlik, her şeyi ve tüm boyutları kapsar; 1. Boyut, tüm boyutları kapsar!
Hiçlikten boyutsuz potansiyelden tercih ile 1. Boyuta çekilen ve 2. Boyutta, ruh; 3. Boyutta beden ile işlemesi “Varlık” olarak düşünülebilir!
1. Boyuttaki bir bilinç, 2. Ve 3. Boyutları kapsar! 3. Boyutta takılı kalan materyalistlerin ve 2. Boyutta takılı kalan itaatkarların, 1. Boyuttaki ulema, (faydalı kişilerce) veya firavun egemenlerce, nasıl kolayca yönlendirildiğini veya kullanılabilir olduğunun anlaşılması için genel seyrin, boyutların özelliklerini de hesaba katarak yapılması gerekir! Etkileşimin olumlu ya da olumsuz olması konusu tamamen kişiye göreceli; önemli olan bu etkileşimi anlamak, sınıflandırmak başka bir konu!

Misal: Bir kurt, bin boynuzlu koyunu kovalar; istediği kadarını teker teker telef eder! Kurdun 1. Boyuttaki tercih konumu, koyunun 1. Boyuttaki konumunu kapsadığı için koyun, 2. Ve 3. Boyutta kurt karşısında aciz kalır! Bu kapsam 1. Boyutta olduğu için az-çok izafiyeti işlemez! Bir koyun veya bin koyun bu yüzden fark etmiyor kapsam açısından! İzafiyeti hatırlayalım; 1. Ve 2. Boyutlarda, izafiyet (büyük-küçük, az-çok, iyi-kötü; önce-sonra; zaman-mekan göreceliliği) yoktur! 3. Boyutta çoğunluk işe yarar ama 1. Boyuttaki tekliğin gücü hepsini kapsar! Bin koyun topluca kurda saldırsa, kurdun 3. Boyuttaki hareket kabiliyetini felç edip onu öldürebilirler ama bu olmaz! Çünkü koyunun 1. Boyutunda, bunu yapacak kapsam yoktur! Bu nedenle bire bir kapsam savaşını, kurt kazanır! Bir insan, kurdu bir hamlede yere serer!

Teknik olarak insanın 1. Boyutu, tüm varlık sahasını kapsar! İnsanlar arasında ise 1. Boyut gelişmiştir; güçlü bir insanı, birleşen şuurlu kalabalık yenebilir! Eğer kalabalığın 1. Boyutu gelişmemiş ise bir tane kabadayı, kuru bir kalabalığı kovalar! Burada dikkat çekmek istediğim, 1. Boyuttaki kapsamın diğer boyutlarda işleme şekli! 1. Boyuttan hitap eden bir insan tüm insanlığı potansiyel olarak peşine takabilir! Birinci boyuttaki egemenlerin, alan mücadelesi veya güçlü firavunların, kendi arasındaki mücadelesi 1. Boyuttaki kapsam yarışıdır! 1. Boyut kapsam hakkı ya da eşitliği ya da bu konudaki adalet, tüm insanlar için potansiyel olarak teoride eşit kabul edilir! Pratikte ise 1. Boyuttaki kapsamı geniş olanlar, diğerlerini istediği şekilde etkiler! Bu etkileşimin “İyi-kötü” göreceliliğinde olması kişisel algı veya tercihe görecelidir! 1. Boyutta, zaten iyi kötü ve diğer göreceli olan şeylerin sınıflaması yapılmamıştır, potansiyeldedir ve bu sınıflama 3. Boyutta yapılır! Berber hikayesini bilirsiniz; “Saçın ak mı, kara mı olduğu müşterinin önüne düşünce bilinir!” 1. Boyuttaki tercihin de 3. Boyutta görünümü, buna benzer!

Son tahlilde; 1. Boyuttaki farkındalığı ile bir insan, potansiyel olarak tüm insanlığı kapsayabilir! 1. Boyuttaki farkındalık kapsam olarak düşünülebilir! Kapsam kadar etki vardır! 1. Boyuttaki insanların aralarındaki mücadele hiçlik açısından anlamsızdır! Zaten arifler 1. Boyuttaki mücadeleden, hiçliğin farkındalığı ile çekilirler; kavgada olanların süreci de hiçliğin farkındalığına kadardır! Fark eden, kavgadan çekilecek; devam eden, kendi ve alt kapsamında olan alt boyutlardakileri bu kavgada telef eder! Bu etki 1. Boyuttan olduğu için tüm izafi olan şeylerden bağımsız işler! Zaman ve mekan göreceliliğinden bağımsız işlemesi, gelecek nesilleri de etkilemesine neden olur! Az-çok göreceliliğinden bağımsız işlemesi, kalabalık kitlelerin etkilenmesini sağlar! Yani 1. Boyuttaki etki diğer boyutlarda bozulmadan ve azalmadan bire bir işler! Bir kişi, 1. Boyuttaki farkındalık kapsamı kadar etkiye sahip olur! Herkes kendi tercihinin sonucunu yaşar! Herkes, 1. Boyuttaki kapsamını, 2.ve 3. Boyutta yaşar! 1. Boyutun bu sihirli etkisinin farkında olanlar, büyük kitleleri kendi tercihleri doğrultusunda yönlendirebilir! Bunun izafi, (büyük-küçük, az-çok, iyi-kötü; önce-sonra, zengin-fakir; zaman-mekan göreceliliği) açısından değeri sadece 3. Boyuta hastır! Bu yüzden “Fani Dünya!” denir! 3. Boyutta yapılan etkinin diğer boyutlardaki anlamı “Fazlalık” açısından faydası olmaz! Bir de, bin de aynıdır! Daha fazla ayrıntıya girmeye de gerek yoktur! 1. Boyuttaki etki açısından izafiyetlerin bir kıymeti yoktur! Hatta 1. Boyutun bile hiçlikte bir kıymeti olmaz! “Anlayana, sivrisinek saz; anlamayana, davul-zurna az!”

Ahmet Bektaş