- 1972 Okunma
- 13 Yorum
- 3 Beğeni
Gözlerdeki Gerçek Nurum Anacığım
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
“Gözlerdeki Gerçek Nurum Anacığım,
Gecemin nakış gibi işlendiği tespihli vakitlerden sonra seninle sohbet etmek istiyorum. Kucağına uzanıp eskisi gibi masallar dinlemek istiyorum. Latif sesinin verdiği huzurda; huşuya bulaşan yüreğimle dizlerinde son defa uyumak istiyorum anacığım. Ana rahminde kıvrılmışçasına huzurla dolmak istiyorum. Yüzüme düşen her gölgede seni arıyorum. Seninle geçen dopdolu masum çocukluğumu… Seni çok özledim anacığım. Beraber yürüyüşler yaptığımız akşamüzerlerini… Çay demleyip balkonda muhabbete daldığımız anları… Müziklerle savrulup dertleştiğimiz o vakitleri anımsadıkça içim huzurla doluyor. Ekmeği andıran kokun burnumda tütüyor. Babamın tok sesini de buralarda çok arar oldum. Ana gibi yar, bağdat gibi diyar olmaz derlerdi de inanmazdım. Oysaki evden çıkmadan önce tüm yurdum sizdiniz. Sizlerin yurdunda ben padişah; beyaz atlı prenstim. Dışarıda anlıyor insan, ailesi kadar huzur dolu başka yer olmadığını anacığım. Ana kucağına, baba ocağına eş değer hiçbir yer olmadığını... Varlığınız bana en büyük sığınaktır anacığım.
Sabahları yüzümü yıkadıktan sonra uzun uzun kendime bakıyorum aynadan. Her geçen gün gözaltlarım silikleşiyor; avurdum da içine mi çöküyor ne? Kaç zamandır açlık ile sınıyorum kendimi anacığım. Bir merhabanın bile saklandığı… Eğitimsizliğin olması için meydanların oluşturulduğu… Benlik tüccarlarının süslü zokalarla atılmış oltalarının bulunduğu… Maneviyatı kalmamış, günah zamanlarında harcanmaya götürülen gençliğin oluşturulduğu… Fülu sislere terk edilmiş yaşantılar arasında orucum asırlardır sürüyor anacığım. Ve yalnızlığımın uğultusu gitgide artıyor. Anlam veremediğim o kadar çok şey var ki etrafımda, bazen kör bir düzenin içinde yaşadığımı varsayıyorum. Bu düzen boğazımdan göğsüme doluyor. Nefes alamadığımı hissettiğim anlar; perişanlığıma çekildiğim o anlara gebe kalıyor. Milyonlarca öksüz kardeşlerimi anımsadıkça, suskun bir dağ gibi hırçınlaşıyor yüreğim. Varlığının, öksüz kardeşlerim için anımsatıcı bir hüzün dalgası olduğunu bilirim; bilirim anacağım dalgaların göz kapaklarımda savrulduğunu. Açlık içinde kıvranan insanlığımızın, yakılan tütünlerde son bulan umutlarımızın öksüzlüğümüzü git gide perçinleştirdiğini bilirim.
Geceye gam vuran gidişler gördüm anacığım. Toprağın kucak açtığı evliyalar; her birinin kucağında uzanmış yeni nesil mollalar gördüm. Gözlerimin bana ihanet ettiği, bam telime dokunulduğu; kalbimin sıkıştığı anlardı. Mağrur gecelerde ağlayan ninniler gördüm anacığım. Umutları öksüz kalmış çocuklar... Suya devrilmiş aylar… Oyuncak silahlar taşıyan çocuk adamlar... Top gülleleri arasında yerlere saçılmış, çiğnenmiş güller gördüm. Zamana heba edilmiş geçmişler gördüm. Sende gideceksin bir gün benden biliyorum anacığım; yakışacak mı şimdi gitmek siz annelere? Arkasında doldurulması imkânsız boşluklar bırakarak… Yakışacak mı gerçekten? Durgun gecelerde gözyaşlarımıza sel olmak… Anımsatmak, ağlayan bir çocuğun gözlerinde kendinizi… Yakışacak mı gitmek siz annelere söyler misin?
Şimdiki çağın sancılı ağrısıyız anacığım. Yemekte bırakılan son lokmasıyız. Bizler, Filistin’de annesi başında ağlayan çocuğuz. Libya’da taş yağmurları altında annesi tarafından ölümden kurtarılan o çocuğuz. Irak’ta Hazara’lı olduğu için öldüresiye dövülen annenin kucağındaki bebeğiz. Afrika’da yoksulluktan taş pişirmeye yeltenen ailenin, açlıktan ölmüş 7 çocuğundan tek yaşayanız. Evet, anacığım; Mısır’da şehit annesinin başında “Anne uyan, uyan artık” diyerek ağlayan çocuğuz. Bizler şimdiki çağın en sancılı ağrısıyız.
Ney sesindeki tınıyız. Semazenler dahi işitemez çığlığımızı. İnce, titrek bir mumun arkasında saklanıyoruz kardeşlerim ve ben. Milyonlarca kardeşim yalın ayak koşuyorlar. Koşuşlarında bir burukluk seziyorum anacığım.
Mektubuma burada son verirken sizleri çok sevdiğimi bir kez daha bilmenizi istiyorum. Yüzündeki her kırışıklığı öpüyorum anacığım. Ellerindeki ekmek kokusunu… Gözlerindeki vefayı öpüyorum.
Babama da selamlarımı iletir. Ellerinden bir kez daha içtenlikle öperim. "
YORUMLAR
Erhan Korkmaz
Teşekkürler yorumlarınız için. Saygı ve sevgilerle
Gözlerdeki Gerçek Nurum Anacığım Başlıklı yazınızda çağın idrakine sunduğunuz değerleri içten samimi ifadelerle nakşettiğinizden dolayı;sizi tebrik ediyorum; Tüm İslam topraklarında sahnelenen ,çıkar savaşlarında Asrın medeni, modernist hakim güçlerinin, ne kadar acımasız, insanlık dışı bir vahşeti icra ettiklerini; yeniden insanımıza hissettirdiğiniz ve bir şeyler yapma sancısını tetiklediğiniz için teşekkür ediyorum. Yüreğiniz ve kaleminiz var olsun saygılarımla
Bütün sular, dereler dursun akmasin şimdi..
Ana gibi yar olmadığını anladığımız vakitlerdeyiz lakin çok geç,
her yer kıyam'et gibi.
Tebrikler.
Kutluyorum degerli yazınızı.
Erhan Korkmaz
Bizler yırtarak toprağı ve göğü; çıkacağız cehaletten.
Anamız da, babamızda, vatanımızda... Her şeyimizle dimdik durmalıyız.
O yüzden "çok geç" tarzında yaklaşımınız hoş değil güzel şaire. Herşey de biraz umut olmalı :)
Erhan, son zamanlarda okuduğum en güzel yazıydı sözün bittiği yer diyorum, yürekten tebriklerimle,
Erhan Korkmaz
Bizim sözlerimiz biterse geleceği nasıl inşa edebiliriz değil mi.
Mektubu ilçe çapında bir yarışmaya gönderecektim vazgeçtim. Şimdi sizden böyle güzel yorumlar alınca içten içe gönderse miydim diye düşünüyorum heheh :)
Mektumu okuman ve yorumda bulunman beni çok mutlu etti Ayşegül. Teşekkür ederim sağ ol var ol <3
Duygusallığın ötesinde içtenliğin tavan yaptığı bir sesleniş anneye ve duyumsattığı ve içselleştirdiğimiz nice serzeniş nice kıyım ve rotasını ömrün, tayin edemediğimiz zaman zaman...
Yürekten kutluyorum.
Selam ve saygılarımla...
Erhan Korkmaz
Teşekkür ederim. Saygı ve sevgilerle <3
Ne diyebilirim ki sevgili kardeşim. Ana olunca tema dilim damağım kuruyuveriyor.
Sımsıcak bir yazıydı. Ana' ya yapılan şikayetler sadece bireysel değildi evrensel bütün sorunları . Bu itibarla tüm dünyayı kucaklayan soylu bir duyarlılığı vardı .Var olasın . Mevlam anneciğinle, ailenle ve sevdiklerinle geçireceğin nice uzun, sağlıklı, huzurlu yıllar bahşetsin inşallah. Selam ve sevgiyle.
Erhan Korkmaz
Ne gönüller hasetlikle dolsun; ne imanlar cansız.
Teşekkür ederim Şairem. Sevgilerle
çok çok güzel bir yazı insanlık adına ... geceye gam vuran gidişleri görüyoruzda maalesef bir birlik olamıyoruz ...Birliğimizi çalanlar dan hesabını sormak yine ananın şefkatli ellerinde başlayacaktır...Ben seni bugünler için doğurmadım mı oğul..
yazıyı okuyunca sahile vurmuş suiyeli çoçuk gözlerimin önüne geldi..şimdi o Allaha şikayetini etmeyecek mi :( onun gibi niceleri..insafsızlığın, tüm kötü nefislerin kollarında çaresiz kalan yavrular...o zalimleri de bir ana doğurmamış mıydı...inançların koparıldığı yerde zalimlik başlar ..Yüreğine ve kalemine sağlık selam ve muhabbetle
Gül ESEN tarafından 4/23/2016 10:27:48 AM zamanında düzenlenmiştir.
Erhan Korkmaz
Saygı ve sevgilerle
‘’ Geceye gam vuran gidişler’’ yine ‘’ Geceye gam vuran gidişler’’ ve tekrar, yine ‘’ Geceye gam vuran gidişler’’
Gözlerimizin oynadığı oyunu, duygularımız tamamlıyor. Tam başladı dediğimizde aslında an’ bitiş an’ıydı anne !
Gülmenin emsalini, ağlamanın cesaretini, sevmenin akıbetini yaşarken, yaşatırken ayak uçlarında değil; ayakları altında apaçık bir biçimde anlatan sen !
Ölmenin alfabede ederi değil, sende ölmenin asimetrik duygusunu ; aşk annede başlar hissini yaşatan sen !
Sen olmazsan, can’ı için, dünyanın bir ucundan ,diğer bir ucuna koşabilecek olan kim ?
Tebrikler ,defalarca Tebrikler Çocuk !
sevgiler
Erhan Korkmaz
Tebriklerinize nail olmak gurur vericiydi. Teşekkür ederim. Sevgilerle
Erhan Korkmaz
Bir mektup, belki de, yok yok, aslında sırtını dayadığı ana üzerinden insanlığa yazılmış bir isyan; derinden derinden gelen hüzünlü bir melodiye yüklenmiş kelimelerle ifade edilen naif bir isyan. Melodi küskün ama.
Vicdanlı bir ağızdan çıkacak "Allah kahretsin" sözü " evet ulan kahretsin Allah, bunca zulme bunca kayıtsız kalmış ruhumla ben, neresindeyim bu okunmuş lanetlerin?" sorusuna vereceği bir cevabı olmaksızın nasıl koyar başını anasının sıcacık ve belki de mazide kalmış kucağına?
Kifayetsizse insan olup bitene karşı, bari anacığının kucağına koysun başını ki, hiç olmazsa ortak olmasın günahlara.
Günahlarsa, her gün yeniden işlenip, olmasını ümit ettiğimiz bir ahirete uğurlanırken ne kadar can yakıcı.
Sağlıcakla,
Erhan Korkmaz
Yudum yudum çiğnendi insanlık pınarlarımız. Gözlerimiz kör; biraz nidan, biraz candan biraz yardan... Git gide çöktük işte diplere. Cehennemi tanıdık zamanla...
İnsan bu zamanda günah nedir? İyilik nedir onu dahi düşünür oldu hocam.
Sağlıcakla ve sevgiyle kalalım. Teşekkürler yorumlarınız için.
Erhan Korkmaz
Bugün okuduklarım içinde beni en etkileyen çalışma bu oldu. Teknikmiş uslupmuş imgelermiş açıkçası ikinci planda kaldı. Duygusu güçlü bir yazıydı. Bu da bana yeter.
Umarım seçkide de görürüz bu çalışmayı.
Erhan Korkmaz
Yürek öyle çağlamış ki adeta döktürmüşsün genç kardeşim. Pek yakında usta bir yazarın ayak seslerini şimdiden duyar gibiyim. Birinci yazını da okumuştum.(Diğerlerine zamanım olmadı ama okuyacam) donanımlı olarak alt yapısı sağlam bir şekilde geldiğin anlaşılıyor. Yani kuru sıkı sallamıyorsunuz. Sanatçı duyarlılığı ile nerede bir haksızlık var ise isyan bayrağınızı çekiyorsunuz. Filistinden, dünyanın diğer ucuna kadar her yerde mazlumdan yana olduğunuzu hissettiriyorsunuz. Kaleminiz de sağlam.
Dedim ya şimdiden seni okumak bambaşka zevkli olacak.
Selam ve sevgilerimle gardeşim!..
Erhan Korkmaz
Velhasıl hiiç bir zaman tatmin olamayacak gibiyim. Bazen yazdıklarımdan anlamayanlara; "Buda nedir böyle, bunu okumak için edebiyatçı olmak gerek" diyenlere;" Hadi canım sende, bu beş para etmez" diye tiksinenlere kadar 7'den 70e insanla karşılaşıyorum. Elbette ki bundan olsa gerek olumsuz eleştirilmek, övgüden daha tatmin ediyor beni. Sakın yanlış anlamayın. Altını çizmek istiyorum. Boş yapılan övgülerden nefret ediyorum. Kişi okumadan, araştırmadan gelip eleştiri yapma cesaretine kapılıyor. Ülkemizin gidişatı ortada; piyasada yahut karaborsa da el atından satılan kitapların bir çoğu beş para etmiyor. İnsanlar öyle bencil ki tek kitapta hayatın anlamını idrak etmeye çabalıyorlar. Ondan olsa gerek Kişisel gelişim kitapları yok satıyor.
"Pek yakında usta bir yazarın ayak seslerini şimdiden duyar gibiyim." dediniz.Sizin gibi kalemiyle sevişen insanlardan bunları duymak gururumu okşadı hocam. Teşekkür ederim. Saygı ve sevgilerle
Ayhan Sarıkaya
Selamlar.