- 781 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Biz ki Ustasıyızdır Vatan Sevmenin
Cumhuriyet nedir? Ya demokrasi? Laiklik? Milliyetçilik?
Kafamda yığınla soru var. Belki de duygularla dahi anlatamadığım yığınla soru.
Evvela kimdir Atatürk? Nasıl bir cihanın ehli pehlivanı? Hangi devrin adamıdır? Hangi görüşün öncüsü?
Kendi sorularını kendileri yaratan ve yarattıkları sorular uğruna canlarını veren insanoğlu; bugün "özgürlük" dedikleri şey için büyük hesaplar ödüyorlar.
Sizde hak verirsiniz ki birçoğumuzun taraflı düşünceleri var. Kendince haklı bulduğu ve sonuna kadar inandığı.
Tarih, tekerrürden ibaret olmakla beraber; bir o kadar da cani ve acımasızdır.
Nasıl ki; Hitler Almanya’sında, Bosna Hersek’te, Pakistan’da, Suriye ve Libya’da; görüş ayrılıkları milyonlarca cana mal oluyorsa, günümüz Türkiye’sinde de birçok görüş ayrılıkları daha körpecik çocukların canına mal olmaktadır.
Çok kez oturup düşündüm kendimce. Bir insan ne uğruna yaşar? Kendine neyi gaye edinir?
Bu sorularım kimimize göre namus, kimimize göre onur, haysiyet, gurur ve para diye nitelendirilebilir. Ben ise insanın "özgürlük" uğruna yaşaması gerektiğini düşünüyorum.
Özgür birey, yeniliklere açık olandır. Sınırlamalardan ve sınıflamalardan uzak olandır. Özgür birey, her dem yalnızlığın o buhran havasından uzak olandır...
Lakin özgürlük kendi başına hiçbir şey demektir. Sonuç olarak, yaşamında kendi içinde açlık ve tokluk gibi saçmaca bir düzeni vardır. Düzensizliğe karşı olarak Cumhuriyetin Rejimini benimsemeli ve idrak etmeliyiz.
Atatürk kimdir demiştik?
Ben çok iyi tanırım Mustafa Kemal’i. Düşüncelerini, rejimini, anlayış biçimini ve olağan stratejilerini. Birçok kez Arap tarihini araştıran Mustafa Kemal; devrimleriyle "Atatürk" sıfatına layık görülmüştür.
Disiplinli bir insanın da mutlaka sınırları ve bu sınırlar içinde koşullandırmaları olacaktır. Biz bunlara "Atatürk İlkeleri" diyoruz.
Her şeyden evvel vatanının bağımsızlığını ilke edinmiş bir önder, elbette ki baş üstünde tutulmalıdır.
"Baş üstünde tutmak" kelimesini tamamıyla peygamberleştirmek ve sembolize etmek olarak anlayan insanımız; bu muhteşem paşayı araştırmamış, sorgulamamış ve benimsememiştir.
Her şey den evvel bizim sorgulamaya ihtiyacımız vardır. Cumhuriyetçi olmak bunu gerektirir. Paşanın da tabiri ile "Yeni nesil hür, özgün ve çalışkan olacaktır; olmalıdır. "
Cumhuriyet’in hırçın kayaları arasında göçebe edasıyla diyar diyar sürüklendim.
Ben sağcıydım, ben solcu...
Dinsizlikle suçladılar kimi zaman "komünist" dediler.
Kimi zaman burjuvazi sınıfında, duygusuz ve menfaatçi oldum. "Faşist" dediler.
Sürüldüm ülkemden.
"Kürt" sınıfındasın dediler. Oynandı oyunlar...
"Türk’sün" dediler. Dışladılar ülke ülke...
Oysaki 8 milyarlık bu cihanda sadece insandım. "İnsan" demediler.
Yıkılan duvarlar arasında şaha kalktı Cumhuriyetin çocukları.
En güzel tarafıydı vatanı sevmenin; o huşu içinde sarılırken tabutsuz mezarlara.
Yürekleri kor gibi dağlayan musibet, sıkarken dört bir yanı boğazları; ilkeler peşinde koştu cumhuriyetin çocukları.
Biz ki ustasıyızdır vatan sevmenin.
YORUMLAR
Vatan sevmenin ustası tabiri.. çok güzel.
Bazı beyinler bunu algılayamasada yahut algılamak istemese de çok değerli bir tabir... "geçmişini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkûmdur" sözüne üryan bir anlatım.
Çoğu Atatürk düşmanı maalesef zira bunu yaşadım ve gördüm. Çoğu kulaktan dolma bilgi tortularıyla meşgul maalesef. Oysa o zamanlar Mustafa Kemal ve yanindaki atalarımız olmasaydı şuan hangi devletin sığınmacısı olurduk Allah muhafaza.
Ki dilinde Allah, kâlbin de çocuk ve vatan sevgisi olan bir Önder ve ardında değerli atalarımız iyi ki o zamanlar yaşamışlar..
Zira o durum şimdilerde olsa yine Allah muhafaza diyorum..
Herneyse..
Yarın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
O güzel güne has güzel bir söyleşi olmuş yazınız.
Duâ ve saygı ile anıyoruz Atamızı da.
Teşekkürler emeğe diyorum.
Saygılar
Erhan Korkmaz
Evet yazmış olduğunuz kısa yazı okunmaya değer. Haklısınız lakin olayı Atatürkçü yada değil olarak sınıflayamayız. Atatürk benim nazarımda da eli öpülecek bir insandır. Devrimleri, idealleri, stratejileri...
Lakin bilirsiniz ki bunlar Atatürk'ü peygamberleştirmeye neden değil. Kendisi bunu Nutuk'da da belirtiyor zaten.
Sevebilirler yada sevmeyebilirler. Bu onların sorunlarıdır...
Tabi sevmeyen birisine -neden sevmiyorsun? diye sorulduğunda nasıl susuyorsa; aynı şey sevenler içinde dahil maalesef.
23 Nisan'ı kutlayacağız. Ama sadece kutluyoruz işte... Kimse elini taşın altına koyarak bu sistemde çocuklara ayrıcalıklar tanımıyor. Yahut biri kalkıpta "arkadaş bugün 23 Nisan; çocukların daha iyi eğitim alması için şöyle bir yasa getirelim" demiyorlar... Ki eğitim sistemi de tartışabilir.
Anlayacağımız üzere barışın milyon tane çaresi varken binlerce çaresizlik içinde yaşıyoruz şairim.
Gelecek nesiller ancak biz ve bizim gibi aydınlanma yoluna gidenlerin meşaleleri altında özgürleşebilir. Kişi arayış içine girsin, girsinde düşmanımız dahi olsun eyvallah. Ama cahil bir düşmanı, akıllı bir düşmana yeğlemem.