- 503 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yenigün Bayramınız Kutlu Olsun
Birbiriyle iç içe veya yan yana yaşayan toplumlar kültürel etkileşim içerisine girerler. Bizim ‘Yenigün’ dediğimiz Nevruz da bir kültürel etkileşim sonucunda Orta Asya ve Ortadoğu’da yaşayan uluslar tarafından bir bayram olarak değişik amaçlarla kutlana gelmiştir. Uluslar, bu yeni yılın ilk gününün bahar heyecanını, çeşitli mitolojik ve efsanevi unsurlarla örüp, kendi örf ve gelenekleriyle kaynaştırarak yüzyıllar boyu devam ettirmişlerdir.
Yenigün Bayramının ana kaynağı, çıkış noktası neresidir veya hangi ulusa aittir? Nevruz takvimi ve Nevruz bayramı, yazılı ve sözlü kaynaklarda çeşitli olaylara ve kişilere bağlanmakla beraber kaynaklar oldukça kısıtlı ve hatalarla doludur.
Nevruz Bayramı (Yenigün), Türk Milleti’nin yüzyıllar ötesinden devam edip gelen geleneksel bayramlarından biridir. Türk Milli Kültüründe baharın müjdecisi, gece ile gündüzün eşit olduğu ve tabiatın en adaletli günü olarak kabul edilir. Türklerin yaşadığı en uzak bölgelerde dahi 21 Mart, Nevruz Bayramı olarak çeşitli yöresel etkinliklerle kutlanır.
Hunlarda, Göktürklerde, Uygurlarda, Selçuklularda, Osmanlılarda ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde örfi bir bayram olmuş ve merasimler, eğlenceler olagelmiştir. Nevruz, Kuzey Kıbrıs’tan Doğu Türkistan’a kadar ulusun ulu günü, yeni yıl habercisi ve bahara ulaşmak gibi anlamlar ifade eder. Ayrıca "Nevruz Sultanı", "Mart Dokuzu" gibi isimlendirmeler de yapılır. Özellikle kırsal kesimlerde böyle adlandırılmaktadır.
Türk Milletinin Yenigün Bayramını kutlamasının ikinci bir nedeni ise Türklerin Ergenekon’dan çıkış günü olması nedeniyledir ki bu bile bu bayramın Türk Ulusuna ait olduğuna başlı başına yeterli bir sebeptir.
Bu gelenek Türklerden Farslara ve Kürtlere oradan da Araplara geçmiştir. Tarihine ve kültürüne sahip çıkamayan uluslar değerlerini başka toplumlara kaptırırlar. Nevruz geleneği ve sözde kutlamaları özellikle son yıllarda bölücü terör örgütünün devletimize karşı bir meydan okuma, bir başkaldırı girişimi haline gelmiştir.
Nevruzu Fars ve Kürt mitolojilerine dayandırmak isteyenlerin ana kaynağı Zerdüştlüğün kutsal kitabı kabul edilen ‘Avesda’dır. Bu kaynakta ‘ekin bayramı’ diye söz edilmektedir. Mahsul bol olduğunda tanrılarına sadaka ve kurban sunarak bayram yaptıkları belirtilir. Oysa Mart ayında böyle bir durumun olması mevsimsel olarak mümkün değildir. Yaz sonundaki bir kutlamanın baharın başlangıcına alınma durumu vardır ki Kürt yazar Musa Anter de bunu ifade etmektedir ve bayramlarının Ağustos ayında olduğunu ve Arap takvimini kabul etmeleri dolayısıyla mart ayında kutlandığını belirtir.
Diğer bir çelişki ise ateş üzerinden atlamalardır ki ateş Zerdüştlükte kutsaldır ve kutsallarının üzerinden atlayarak eğlenmeleridir.
Türk kültüründeki ateş ilişkisi ise bütün kötülüklerden ve kirden bir arınma geleneğidir. Diğer taraftan örs üzerinde kızgın demiri dövmek Ergenekon’dan çıkarken demir dağın eritilmesini temsil eder.
Bir diğer çelişki ise İran şairi Firdevsi’nin ünlü ‘ Şehnâme’ adlı uzun manzum destanda Farsların, Arap ve Türklerden daha üstün bir ırk olduğu iddiasını kanıtlamak için yazılmış hayali uydurmalardır. Bu eserde bir taraftan İranlılarla Türkler arasındaki mücadelelerde, büyük Türk kahramanı olarak takdim edilen Afrasyab’ın, İran Şahı Keyhüsrev tarafından tuzağa düşürülerek hile ile öldürüldüğü günü kurtuluş günü kabul edip, bayram yaptıkları ve bu günün, daha sonraları Nevruz bayramı olarak kutlandığı kaydedilirken diğer taraftan Kürt Kava efsanesine dayandırmaktadır.
Oysa ‘Uygur Halk Ağız Edebiyatının Esasları’ adlı eserde bu bayramın çok eskiye dayandığı, Kazak, Kırgız, Özbek ve Tatar Türkleri tarafından kutlanıldığı ve Çin halkı üzerinde büyük etkiler yarattığı bilinmektedir. Yine bu eserde merasimin kaide ve kuralları yer almaktadır. Kaşgarlı Mahmut, ‘Bayram’ sözcüğünün anlamını Divan-ı Lügat-it Türk’te ‘Bedhrem, halk arasında gülme ve sevinme, bir yerin ışıklarla ve çiçeklerle bezenmesi ve orada sevinç içinde eğlenilmesi’ olarak tarif eder.
Nevruz aynı zamanda Türk şiirine de konu olmuştur. Şairlerimizden birkaç dörtlükle yazımızı sonlandıralım.
Kaygusuz Abdal’ın bahar sabahını tasvirinden:
‘Erişti bâd-ı nevrûz gülistâne
Gülistân vakti yetti kim uyane
Temamet yeryüzü cünbişe geldi
Behişte benzedi devr-i zamane
Gülistan goncesin açtı donandı
Divâne oldu bülbüller divâne
Yine simurge haber verdi hüdhüd
Otağın başına konmuş şahâne’
Türkmen Şairi Mahtumkulu’ndan:
‘Gaflet uykusunda bendidir gözler,
Uyalır el günden kıymetsiz sözler
Kışta nevrûz geldi, kış boldu yazlar,
Dehistandan gelen yeller dargadı.’
Özbek Şair Nur Ali Kabul’den:
‘Turan üzük bolsa Özbekistan köz,
Uning tarifiga yoqtur boşqa söz,
Türki millatlarning içinde feruz,
Hürlük timsolining özısan Navröz!’
Osman Öcal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.