Felâhiye'de Beyler!
30 Eylül 2013 tarihinde Sayın Hocam Hüseyin Balkaya’nın evindeyiz. Röportaj yapma sırası Mustafa Karaevli’ye gelmişti:
Kadir Acı –Şimdi de Felâhiye kale mahallesinden Mustafa Karaevli Abimle /Allah uzun ömürler versin./ 85 yaşında. Kendisine şunu soracağım: Felâhiye’deki beylerin yaşayış biçimleri, beylerin forslarıyla ilgili birkaç söz almak istiyorum:
Mustafa Karaevli –Beylerden Irza (Rıza) Bey vardı. Atına biner, elinde el kuşu. Bizim bağlara giderdi. El kuşunu keklik kalktı mı bırakır, kekliği tutar. Alır gelir, adama verirdi. Adamlar işte böyle yaşarlardı. Ötaçenin çıplakları da onların kapısında azaptı. Davarlarını yayarlardı. Ağılları vardı adamların. Dörtpencerenin orda Çerkez Bey’in ağılı vardı. Bir de bizim Tırkazın ini vardı. O tırkazın inini kayadan oymuşlar. 500 davar alırdı. Onların malı hep orada dururdu.
Kadir Acı –Kanak’tan mı geldiler demiştiniz?
Mustafa Karaevli –Kanak’tan duydum ben. Gâvurların tarlasından, bağından da istifade etmişler.
Hüseyin Balkaya – Burada ben araya giriyim. Kanak’a geliyorlar. Hatta Horasan’dan gelme bunlar. Irza Bey varmış o zamanlar. Kanak’tan sonra Felâhiye’ye geliyorlar.
Kadir Acı – Kanak nereye bağlı Hocam?
Hüseyin Balkaya – Yozgat’ın galiba!
Mustafa Karaevli - Tamam. Yozgat’ın…
Kadir Acı – Felâhiye’deki beyler biliyorsunuz zengin kişiler. Bizim buradakiler de ekmeğe muhtaç! Birde zenginleri tespite çalışıyorlar. Bu tespiti beyler nasıl yapmışlar?
Mustafa Karaevli – Beyler “Beylik tarlayı satacağız.” Demişler. Demişler ki: “Yav ötaçede kim zengin?” deyincik “Garipram” demişler. Garipram’ın “camız derisiyinen altını var.” Demişler. Böylece biz bunu buraya çağıralım. “Beylik tarlayı satıyok.” Diyelim. “Aslı var mı? Yok mu bakalım?” Garipram’ı Kadir Ağa’nın odasına çağırıyorlar.
“Biz beylik tarlayı satacağız. Alan var mı?” diyorlar.
“Ben talibim.” Diyor Garibraam.
Beyler: “Ama bir şinik altına.” Diyorlar.
Garibraam: “Tamam kabul ettim.” Diyor.
Beyler: “Ali Bey’i aradık, Ali Bey bu gün evde yokmuş. Yarın gel senetleri yapalım. Altını da alda gel.” Garipraam atını şiniğe koyuyor. Çuvalınan sırtına alıp odaya gidiyor.
Beyler Ali Bey’in Kayseri’ye gittiğini söylüyorlar. “Ali Bey bu gün şeere gitmiş. Yarın gel. Senetlerini neyini yapak. Parayı (altınları) şiniğinen Kadir Ağa’nın odasına götürüyor. Beyler bu arada bir pilan çevirip: “Ali Bey Kayseri’ye gitmiş. Haberimiz yok. Gelsin de senetleri yapak.” Diyorlar.
“Hani bakalım neyin var. Aç bakalım şinik dolu mu?” Şiniği açıp bakıyorlar. Şiniğinen döküyor, kaldırıyor Garipraam.
O zaman inanıyorlar. “Yarın gel.” Diyorlar. Hâlbuki ondan sonra: “Ali Bey şeerden geldi ama biz tarlayı satmıyoruk.” Diyorlar.
Bizim oranın zengini de Garipraam’mış. Cin’in babası…
Kadir ACI
Kayseri
01.02.16
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.