'Saga Noren lanskrim Malmö!'
Belli bir dönemden sonra insan her şeyden (çoğu şey) soğuyor. Kitap okumaktan, yazmaktan, film izlemekten, gezmekten, müzik dinlemekten, insanlarla sohbet etmekten, eleştirmekten, düşünmekten…. Listeyi uzatabilirim.
Yazdıklarımı paylaştığım bu sitede saçma sapan yazılar okumak iyi geliyor bazen ama… Tabi ki saçma sapan yazılara benim paylaştıklarım da dâhil. Hem de en başta… Bunu mütevazılık olsun diye söylemediğimi beni yazdıklarımdan az çok tanıyan insanlar bilir.
Bu ara ne yapayım, diye düşündüm geçen gün. Açıkçası uzun bir süre debelendim. Yok, şu memlekete gideyim, yok dağ başına gideyim, yok yeni bir ortama bir şekilde gireyim. Yok, yapacak bir şey bulamadım.
Film izlemeye bile ara verdiğimi göz önünde tutarsam durumumun iyi olmadığını söyleyebilirim.
Ansızın aklıma bir sene önce filan ilk iki sezonunu altyazılı olarak izlediğim İsveç-Danimarka ortak yapımı olan ‘’Broen’’, yani ‘’Köprü’’ (30.7.2014 tarihinde günün yazısı seçilen paylaşımda konu ettiğim) adlı dizi film geldi. Belki üçüncü sezon çıkmıştır diye düşündüm ve biraz araştırdım. Gerçekten de çıkmıştı. Evlenip çocuk sahibi olsaydım herhalde bu kadar sevinmezdim (belki sevinirdim).
Bron / Broen
Puan: 8.5
Yönetmen: Henrik Georgsson, Charlotte Sieling, Kathrine Windfeld
Ülke: İsveç-Danimarka
Tür: Suç, Gizem, Gerilim
Vizyon Tarihi: 01 Eylül 2011 (Danimarka)
Malmö’nın üstünde gri gök varmış gibi görünüyordu hep. Şöyle bir araştırınca Malmö’nın yılın büyük bir kısmında zaten öyleymiş göğü. İsveç’i Danimarka’ya bağlayan köprünün altında bir de tren rayı (metro desek de olurdu) geçiyormuş. Başka şeyler de öğrendim, üçüncü sezona başlamadan önce. Donuk suratlı Saga Noren hemencecik yaşlanmış. Bu kuzeyli bayanların sinir bozucu şekilde ansızın yaşlanması sinirlerimi bozdu. Sofia Helin (gerçek adı) ne çabuk 43 yaşına girmiş?... Ben ne çabuk 32 yaşına girdim?
Tren raylarının veya yolunun geçtiği köprünün benzeri, Recep Tayyip Erdoğan’ın katkıları ile yapılan İstanbul’daki Yavuz Sultan Selim köprüsünün altından da kara tren rayları geçecekmiş. Bu haberi de yakın zamanda duydum. Hoşuma gitti.
Nereden nereye geldim! Zamanı olan ve beni az tanıyan arkadaşların (çok tanıyan yoktur zaten) bu kış günlerinde ‘’Köprü’’yü izlemelerini rica ediyorum. İzlemek dedik de… Amerikalılar bu diziyi de piç etmişler! Yani bu dizinin de Amerikan versiyonu çıkmış. Sakın yanlışlıkla onu izlemeyesiniz. Bu filmleri, Amerikalıların ‘’Harika’’, ‘’Hey dostum’’ vb. sözcüklerin yoğun olarak geçtiği çakma versiyonlarını piyasaya yayarak para kazanmasını kınıyorum ve ağlıyorum… Neden ağlıyorum, dersiniz şimdi. Ben adam filmi tavsiye ediyorum, o gidiyor çakmasını izliyor. Orijinali izleyen de nedendir bilinmez İngilizce dublajlı versiyonunu izliyor. Kimse bir türlü orijinal dildeki sürümü bulamıyor.
Bulamıyorsan bana telefon et, DVD’leri yollayayım! ‘’Gerçek İnsanlar’’ adlı İsveç dizini Adem adındaki arkadaşa söyledim. İzleyeceğim, dedi. Gitti, ‘’Real Humans’’ adlı Amerikan çakmasını izlemeye başladı. Sorun ne kardeşim, dedim. ‘’Sentetik robotların USB girişi’’ aklıma yatmadı, dedi. Tabi biliyorum ‘’Real Humans’’ın ABD çakmasındaki (bu adla da anılıyor İsveç dizisi), kızlar daha seksi… Manken gibi tiplemeler.
Neyden bahsettiğimi tam olarak ben de bilmiyorum ama bazı önyargılar insanın zoruna gidiyor. Ben de Amerikan filmlerine karşı önyargılıyım! Bu canımı sıkmıyor ama. ‘’Gerçek İnsanlar’’ın Amerikan çakması epey popüler olmuş. Ama orijinali Facebook’ta sadece 25 bin kişi tarafından beğen’ilmiş. ‘’Köprü’’ dizisi de 98 bin kişi tarafından beğen’ilmiş o kadar yılda.
‘’Gerçek İnsanlar’ın Amerikan çakması ‘’Peygamberi Seven 1 Milyon Kişi Arıyoruz!’’ adlı facebook sayfasında konu olmuş… Yani bir şey demiyorum. ‘’Yok Artık O Kadarda Değil!’’ (bağlaç olan ‘de’yi bitişik yazmışlar) adlı Facebook sayfasında da edebiyat defteri konu olmuştu…
Saga ile Martin bu Amerikalılar yüzünden kendilerine elbise bile alamamışlar. Bir sezon boyunca aynı elbiseleri giymişler. Hangi dizide on bölüm boyunca aynı elbise giymiş oyuncular? Hep Amerikalıların suçu. Diziyi piç etmeselerdi Saga ve Martin gayet şık şekilde kamera karşısına çıkacak, dün aldıkları elbiseleri yırtılmasın diye suçlu peşinde koşarken dikkat edeceklerdi (On bölüm boyunca giydikleri elbiseleri görmeniz için siteye fotoğraf eklemeye çalışacağım. Ama son zamanlarda bu siteye fotoğraf eklemek imkânsız oldu). Youtube’daki videoları belki milyonlarca kez izlenecekti.
Sonuç olarak bu kadar çabadan sonra bir arkadaşın bahsettiğim dizilerin orijinalini izleyip bana dönmesini bekliyorum (önceden izleyenler olmaz).
Diziler hangileriymiş?
1- Bron/Broen
2- Äkta människor
’Saga Noren lanskrim Malmö!’ diyorum son olarak. Ne demek istediğimi ‘’Köprü’’yü izleyince anlayacaksınız. Ya da hemen söyleyeyim. ‘’Saga Noren lanskrim Malmö!’’ demek ‘’Malmö emniyetinden Saga Noren!’’ Bu cümleyi hoş bir ses tonu ile ama asık bir suratla söyleyen Saga’ya hayran kalacaksınız.
YORUMLAR
İskandinav Saga'ları beni oldukça etkiliyor. Bu insanlara öylesine derin bir hayranlık duyuyorum ki, bazen bunun normal olmadığını düşünüyorum. Bu anormalliği benle paylaşan TC'liler beni normalin normlarına çekiyor. Bu diziyi biliyorum, izlemekten de derin haz duyuyorum.
Sinema dostlarına selam olsun. Böyle bir darbeyi de bekliyordum aslında.
Hoş geldin Cumali, seni tanımak bir zevk.
ccelayir
Bu arada üçüncü sezonu izlediniz mi?
nitemtran
3.sezonda oyuncular anlamında radikal değişiklikler var. Fakat Saga devam ediyor.
ccelayir
Yakında üçüncü sezonu izlerim.
nitemtran
Bu arada, Ruslar da Viking olduklarını söylüyorlar; Varyaglardan. Sagaları benziyor aslında :)