Gözüm yollarda kaldı 2...
UYARI: Okuyacağınız bu yazı, absürd öykümün 2. bölümüdür, isterseniz sırasıyla okuyunuz, istemezseniz de siz bilirsiniz, saygılar ve de iyi eğlenceler...
Arkası için reklam...
Lakin tanışamadı... Ne oldu da mı tanışamadı, peki ben gözüme kavuşabildim mi, kavuşmadıysam tek gözlü olarak nasıl bir hayat sürdüm, neden akp bu kadar yüksek oy alıyor, rüyalar gerçekleşebilir mi, boz ayıların soyu tükenirse bunun dünya ekolojisine etkisi ne olur??? İşte bütün bu soruların bir kısmının cevabını bu hikayede bulacaksınız...
(Reklamı okuyan birkaç arkadaşım üzerinde boz ayılar daha fazla merak uyandırdı, öyleyse bu sorunun cevabı için...)
Arkası...
Boz ayılar, bir araçtı. Amaç ise somon balığıydı ama yine de reklamın içinde yer aldılar ve anlatılmayı hak ettiler... Her yıl açık denizlerden alaskaya milyonlarca somon gelir, ne için mi, tabi ki üremek... Günümüzde insan yaşantısında ikincil-üçüncül hatta daha gerilerde bir amaç gibi görülse de üremek, yaşamın esas amacı olabilir... Neeeyseeee bu somonlar, alaskada yumurtalarını bıraktıktan sonra adeta yaşam amacı buymuş gibi vücutları tükenir ve ölmeye yüz tutarlar... Bu sırada birçok boz ayı da ziyafet için oradadır. Bilirsiniz ayılar, armutun iyisini yer, somonun ise beynini... Ortamda o kadar çok somon vardır ki ayılar, istedikleri kadar seçici davranabilirler, en güzel ve iri somonları seçtikleri yetmezmiş gibi somonun da en lezzetli ve besleyici kısmını seçerler... (Aranot: Lezzet, göreceli bir kavramdır.) Vücudunun geri kalanı atık haline gelen somonlar, ırmak ve akıntıların ötesine yelken açar. Devasa bir yaşam ağının tam ortasındadırlar. Pasifik somonlarının denizde ve nehirlerde geçen hayatları, gezegenin herhangi bir türünden daha fazla canlıya hayat verir... Aynı zamanda okyanus ve orman arasındaki yegane bağlantıdır. Tatlı suda doğar, denizlerde yaşarlar ve vücutlarını inşa eden elementleri toplarlar. Ayı ve kurtları besleyen bedenlerinden arta kalanları ise ormana sunarlar. Okyanus sularında toplanan nitrojen, karbon ve fosfor, ayrışan bedenlerinden serbest kalarak sitka ladini, kırmızı sedir ve batı köknarı gibi ağaçların muazzam boyutlara ulaşmasını sağlayan besinleri sağlar. Bu kıyı ormanlarında mevcut olan azotun yaklaşık %80’inin bu balıkların çürüyen bedenlerinden geldiği sanılıyor. Yani demem o ki; eğer somonlar tükenirse, ayılar tükenir (Veya ayılar somonların beynini yiyip vücudunu nehre fırlatmazsa), ağaçlar tükenir, atmosferdeki oksijen - topraktaki azot azalır ve evet, eko-sistem darmadağın olur...
Bu durumu nispeten açıklığa kavuşturduk belki ama unutmamamız gerekir ki her seçim, bir vazgeçiştir. Neden vazgeçtiğimize gelirsek; akp bilmecesinin çözümünü sunacaktım ve sorunun kaynağı o kadar basitti ki aranızdan tek kişi bile akp’yi yıkacak gücü kendinde bulabilecekti... Olan oldu, umarım seçiminizden mutlusunuzdur, hayatta yaptığınız hiçbir tercihin pişmanlık vermemesi temennisiyle hikayeme dönmek istiyorum... Ha, şunu da belirteyim; çoğu zaman yanlış seçimi yapacağız, ne de olsa koca evrende sahip olduğumuz bilginin seviyesi sıfıra yakınsıyor, öyleyse zararın neresinden dönülse kardır diyor ve bir özlü söz daha söylemek istiyorum; “Önemli olan karar vermek değil, verdiğin kararla yaşayabilmektir...”
Evet, ne diyordum; kız benimle tanışmak istiyordu lakin tanışamayacaktı...
Devamı gelecek...
Dipnot: Yorum yaparsanız sevinirim, yapmazsanız da üzülmem...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.