- 1037 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLE KOFTİDEN DEĞİL, GERÇEK BİR AYDIN’IN DUYARLILIĞI
Efendim bizim memlekette ne zaman bir başka ülke ile sorunlar yaşarsak aklımıza ilk gelen dahiyane buluşlardan birisi hemen o ülkeyi boykot etmek olur.
Hemen bir iki örnek verelim: Mesela Ermenistan ile aramızda sorunlar mı yaşanır? Başlar birileri hemen ‘’ Ey ümmet-i Muhammed ‘’Ermeni mallarını kullanmıyoruz bundan böyle.’’ Hiç kimsenin de aklına gelmez ‘’ Ula gurban Ermenistan acından geberiyor. Adamların bize sattığı bir şey mi var ki Ermeni mallarını boykot edelim’’
Neyse…Ermeni örneği pek oturmadı galiba ama mesela Fransa…Parlamentolarında Ermeni Soykırımı ile ilgili karar alınır ve denir ki ‘’ Bundan böyle Fransa’da Ermeni Soykırımı olmamıştır demek zinhar suçtur.’’ Türkiye ayaklanır. ‘’Fransız mallarını boykot ediyoruz arkadaşlar. ‘’ Ünlemeleri başlar. Yani artık Paris’ten giyinmeyeceğiz, uçarken ‘’Air France ‘’ kullanmayacağız, ‘’Bundan kelli restoranlarımızda Fransız mutfağı asla ve kat’a olmeycek.’’ Sonuç: Fransız ekonomisi sayemizde mahv-ı perişan olacak; Fransızlar ‘’ Allah’ınızı severseniz bizi affedin, biz ettik siz eylemeyin’’ diye ayaklarımıza kapanacaklar.
Hele bir de İsrail’i boykot olayı var ki evlere şenlik.
-Öncelikle ve öncelikle Kaka Kola içmeyeceyüg.
-Yahu iyi de Coca Cola’nın İsrail ile ne alakası var? O Amerikan malı değil mi?
-Amerikan malı olmasına Amerikan malı ama İsrail’in arkasında kim var? Amerika. Biz eğer Kaka Kola içmezsek hem ABD ekonomisini hem de İsrail ekonomisini çökertmiş oluruz.
-Haaa anladım. Tüm İslam ülkelerine, Rusya’ya, hatta Çin ve Japonya’ya bile Coca Cola satan ABD veya İsrail, biz Coca Cola içmeyince hapı yutmuş olacak yani. Bravo…Süper zeka.
Ya tamam haydi Coca Cola içmeyelim. Zaten sağlığa zararlı bir içecek. Hem milli içeceğimiz ayranımız varken ne halt etmeye kola içeriz ki Haydi Algida dondurma da yemeyelim. Mis gibi Maraş dövme dondurmamız var.( Gerçi namussuzlar Algida-Maraş dövme dondurma da yapıyorlar ama biz yine de onlardan değil de bir külah dondurma alana kadar bizi zıp zıp zıplatan Maraşlılardan alabiliriz dondurmamızı ) Haydi Mc Donalds pizza da yemeyelim. At eti karıştırıyorlarmış zaten. Ulan mis gibi lahmacunumuz var. Haa unuttum kokoreçimiz var yahu. İnsan hiç olmazsa ne bok yediğini bile bile yiyor. Kokoreç yiyelim değil mi? İyi hoş da sebze olayını ne yapacağız? Sebze de mi yemeyelim yani?
Şimdi ‘’ sebze yememekle ne alaka?’’ diye soran olabilir. Hemen açıklayayım:
Muhteremler !
Kışın ortasında kıpkırmızı domatesler yiyorsunuz ya. Hah işte o domateslerin tohumları İsrail’den geliyor. Sadece domates değil. Patlıcan, biber, kabak daha pek çok sebzenin tohumu İsrail’den geliyor ve siz ürettiğiniz o domateslerin çekirdeğinden yeniden ürün elde edemiyorsunuz. Yani kışın ortasında domates yiyorsunuz ama o domatesin tohumu İsrail ürünü. Yerli tohumunuz yok. Olsa bile ondan senede sadece bir kez ürün alırsınız. Bu durumda da hiç kimse domates üretmez bu ülkede.
Az buçuk yaptık domates üreticiliği. Bir dönüm seradan bir sezonda en az on ton domates alamazsanız bir sene boyunca açlığa mahkumsunuz. Bir senede üç kez mahsul alamazsanız yine açlığa mahkumsunuz. Bir senede üç kez ve her seferinde on ton mahsül almak için de İsrail tohumuna mahkumsunuz. Sadece tohumuna da değil. Hormonuna da mahkumsunuz. Ha bu arada hemen söyleyeyim: ‘’ Hormonsuz domates, hormonsuz, kabak, hormonsuz patlıcan diye satın aldıklarınız var ya, çok özür dilerim naaahhh hormonsuz…
Neyse… Konuyu dağıtmaya başladım. Toparlayayım hemen.
Şimdi yine bir krizle karşı karşıyayız. Bu seferki krizimizin adı: ‘’ Uçak sorunu ‘’
Uzun uzun anlatmaya gerek yok. Herkes biliyor bu sorunu.
İşte bu sorun karşısında memleketimizin aydınları(!) çok dahiyane fikirler ürütmeye başladılar her zaman olduğu gibi.
Bu dahiyane buluşlardan biri olan tezek meselesine dünkü yazımda temas etmiştim. Lakin bizim aydınlarımız boş durmuyorlar. Devamlı yeni, aydın, pırıl pırıl fikirler üretiyorlar. Mesela onlardan biri:
‘’ Bundan böyle artık Rus Klasiklerini okumayacağuk’’
Vatandaşın biri ne güzel cevap vermiş bu aydınımıza(!) ‘’ Rusların da çok Dostoyevski’ndeydi ‘’ ))))))))
Aslında bunlar tabii ki ciddiyetten uzak ve de gerçek aydın olmayan insanların saçmalıkları. Şimdi gelin öyle koftiden aydın değil, tepeden tırnağa aydın olan bir vatandaşımızın, adı da soyadı da Aydın olan bir sanatçımızın, yani Hakkarili Türkücümüz Aydın Aydın’ın Ruslara karşı sanatçı duruşundan ve Rus keferesine karşı uyguladığı ambargodan söz edelim de gerçek bir aydın…Pardon, Aydın Aydın duruşu nasıl olurmuş görsün gözleriniz.
Efendim bizim çifte kavrulmuş Aydın, yani Aydın Aydın, bildiğiniz üzere türkü besteler. Ama tabii ki onun türküleri öyle ‘’Elma yanaklı yarim, kiraz dudaklı yarim’’ türünden türküler değildir. O daha anlamlı, daha bir derinliği olan ve toplumsal mesajlar içeren (!) türküler bestler.
İşte böyle ilhamlarla dolu olduğu bir dönemde de Muğla ilimizin Fethiye İlçesine gelerek çalışmalarına başlar. Niyeti ‘’ PIT-PET’’ adlı bir albüm çıkarmaktır. ‘’ Pıt-Pet’’ ne kadar anlamlı ve derinliği olan bir şey değil mi? Şey diyorum kusura bakmayın ne olduğu konusunda ben de tereddütteyim de ondan. Pet derken pet şişelerden mi bahsediyor yoksa kadın pedi mi hiç bir fikrim yok. E haliyle pet hakkında henüz bende bir kanaat oluşmadığına göre ‘’Pıt’’ ne? İşte o konuda hiç bir malumata sahip değilim. Benim torun Elif Nur şayet istem dışı yellenirse ‘’Pıt yaptım’’ derdi ama bu pıtın o pıtla bir ilgisi var mı bilemiyorum. Yine de olabilir elbette. ‘’ Kaldıramazsan kaldırırlar’’ bir şarkı olabildiğine göre ‘’Pıt’’ neden olmasın? Bu durumda ise pıt ile pet arasındaki bağıntıyı kurmakta zorlansak da neticede derinliği olan bir türkü işte…
Evet…Fethiye’de ‘’ Pıt-Pet’’ adlı albümüne konacak bir başka türkü daha besteler Aydın+Aydın… Bu türkü de müthiştir: ‘’SENİN NE MAL OLDUĞUNU BİR BEN BİLİRİM’’
‘’Senin ne mal olduğunu bir ben bilirim’’ adlı eser(!) bir saatte bestelenir. Eeee eser dedik boru değil. Elbette bunun bir de klibi olacak.
Klip çekimleri de iki günde tamamlanır. Kısacası 14 Kasım 2015 tarihinde Aydın Aydın’ın albümü tamamlanmıştır. Son rötuşlar yapılacak ve piyasaya sürülecektir amaaa…
Ama 24 Kasım’da Türkiye bir Rus savaş uçağını düşürür ve Rusya ile ilişkiler bozulur.
Yukarıda ne demiştik: Bir ülke ile ilişkilerimiz bozulunca bizim aydınlarımız hemen boykot çağrılarına başlarlar değil mi?
Aydın Aydın bakar birileri çıkmış doğal gazı boykot ediyor tezekle.Bir başkası ‘’ Yandex kullanmayacağız artık ‘’ diyor. Bir diğeri ‘’ Bundan böyle votka içersem anam avradım olsun’’ diyerek boykot ediyor.Hatta bomba ihbarı ve bomba patlaması ihtimaline karşı yolu trafiğe kapatmak için likit gaz tüpleri kullanarak Rusya’ya ne kadar cesur olduğumuzu gösteriyoruz. Falan filan… Bu ülkenin bir aydını olarak Aydın Aydın boş mu duracak? Olur mu hiç? Başlar kara kara düşünmeye ‘’ Ben ne yapayım ki Rusya hele de o Putin denilen herif korkusundan yatamaz olsun? Dudakları uçuklasın da bir daha konuşamaz olsun.’’
Sonunda bulur: Der ki ‘’ Ben, SENİN NE MAL OLDUĞUNU BİR BEN BİLİRİM
adlı sanat şahaseri türkümün klibinde kimleri oynatmıştım? Biri Fethiyeli bir Türk manken olan Esra Kapıcı. Öteki kimdi peki? Bir Rus manken olan Elena… Hah..şimdi oldu.’’
Sonuç olarak ne yapar bilir misiniz?
O caaanım klibin kopyalarını ateşe atarak yakar ve bundan böyle artık kliplerinde Rus manken oynatmayacağını ilanen başta Rusya olmak üzere tüm dünyaya duyurur.
Ben, aydın, pardon… Aydın Aydın bir sanatçı duruşu, bir sanatçı hıyarlığı..Ay pardon… Sanatçı duyarlığı diye işte buna derim.
Aldığım son havadislere göre Putin ‘’ Ula Aydın Aydın ! Göziyin çapagını yiyem… Ne olur bizim Rus kızlarını kliplerinde oynat. Vallah doğal gaz da verecegam siye’’ diyerek zırıl zırıl zırlıyormuş.
Sayın Putin !
Sana o kadar dedik ‘’ kaşınma’’ diye değil mi ? Haydi şimdi ayıkla pirincin taşını…
-----------------------------------------------------------------------------------------------
Resimler:
1-Rus klasiklerini okumama çağırısı ve cevabı.
2- Bomba ihtimaline karşı kahraman esnafımız tüplerle yolu trafiğe kapatarak ne kadar cesur olduğumuzu Rusya’ya gösteriyor.
3-Türkiye’mizin Medar-ı İftiharı en büyük aydınımız Aydın Aydın’ı Türk manken Esra ile görmekteniz. Arkadaki aşüfte ise…Pardon arkadaki afişte ise Rus mankeni Elana’nın da yer aldığı ‘’SENİN NE MAL OLDUĞUNU BİR BEN BİLİRİM’’ adlı klibin reklamını ve Elena aşüftesinin resmini görmektesiniz.
4- Şimdi siz inanmazsınız diye Aydın Aydın’ın kendi albümünün kopyalarını yaktığının resmini de yayınlayayım dedim.
YORUMLAR
Ne etsek de,
biz de protesto etsek olayı?
Ancak,
olayın ''Aydın'' kısmını nasıl kıvıracağız bilemedim.
sami biberoğulları
Aslında en kolay protestoyu sen yapabilirsin. Trabzonda yaşadığına göre topla üç beş kişi ''İlimizde Nataşa istemiyoruz'' yürüyüşü yapın...)))))))
Selam ve sevgilerimle.
Sami hocam, bugün Rus savaş gemisi Caesar Kunikov'un İstanbul Boğazı'ndan geçerken, sanki gemideki asker omzundaki taşıdığı füzeyle, manken kadınlarını fırlatmaya çalışıyordu. Kaleminize sağlık. Var olun.
sami biberoğulları
Anlaşılan o ki bu olayı da ele almam gerekiyor)))))))
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Hocam gülümsedim sadece ama birde biz ne zaman aklımızı başımıza aacağız demekten de kendimi alamadım saygılarımla
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle
sami biberoğulları
Ciddi meselelerle uğraşmaktan kofti meselelere bir türlü sıra gelmiyor. Şu sıralarda çok ciddiyiz hamdolsun ))))
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle
Eskiden yerli malı haftası kutlar, öğretmenimize de yerli mal yerine, yabancı marka diş fırçası falan götürme gafletine düşerdik.
Şimdi daha fena. Nereye el atsak yabancı malları. Yerli mallarımız da satış yapsın diye yabancı sanacağımız isimlerle ürün satıyorlar. İster istemez alıyoruz.
Boykota gelince: Ruslar hemen boykot ettiler Hocam. Azıcıkda bir iki onlara çıtlataydınız.
Hatta Kıbrıs Türk Devletin'in mallarına 40 yıldan fazladır boykot çeken Avrupa'ya da. Bekleriz.
Gönlünüze sağlık. Yine gülümsettiniz.
sami biberoğulları
İlk okulda Yerli Mallar haftası yapıyorduk. ( Erzurum-Pasinler ilçesinde) Öğretmen eline portakalı alarak sordu: Bu portakal nereden geliyor? Çocuğun biri atıldı: Washington öğretmenim. Ben başladım gülmeye..''Salak o portakal Washington değil, Yafa'dan geliyor.
Öğretmen derin bir hayal kırıklığı yaşamıştı. ))))))))))))
Evet dediğiniz gibi Avrupa'nın boykotlarını da ele almak lazım tabii ki. Bakalım artık. Yazacak o kadar mizah konusu varken böyle ciddi bir konuya sıra gelir mi?
Selam ve sevgilerimle.