- 1626 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
TEZEK MESELESİ.
Bir emekli öğretmen 24 Kasım Öğretmenler Gününde ne yapar? Normal bir öğretmenden bahsediyorsak en azından bir okul tarafından düzenlenen Öğretmenler Günü kutlama proğramına çağrılmıştır, dolayısıyla da o programa katılır ve biraz anılarını anlatır, biraz genç öğretmenlere öğüt ve nasihatlerde bulunur falan filan.
Normal olmayan, yani benim gibi anormal bir öğretmen emeklisi ne yapar peki?
Haydi bilin bakalım. Mümkünü yok bilemezsiniz. Durun ben açıklayayım:
Sabahleyin, bakmayın sabahleyin dediğime bir gece öncesinde neredeyse bilgisayar başında sabahladığından aslında öğleye doğru yataktan kalkar. Tuvalette def-i hacet olayını hallettikten sonra elini yüzünü yıkar. Sonra kendine bir kahvaltı hazırlar ki krallara layık. Yani çay peynir ve zeytinden mürekkep bir kahvaltı... ( Allah binbir bereket versin. Onu da bulamayan o kadar çok insan var ki.Çok şükür )
Sonra?
İlginçtir ki ben aşağı yukarı sekiz senedir neredeyse her Öğretmenler Gününde temizlik yaparım. Bildiğiniz köşe bucak ev temizliği. Hani ‘’ Bal dök yala ‘’ derler ya o türden.
Kahvaltıyı müteakip başladım evi köşe bucak temizlemeye. Gözüm ne bilgisayarı görüyor ne televizyonu. Kocasını aldatmış bir kadın gibi harıl harıl ev temizliği yapıyorum. Haa unutmadan söyleyeyim: Bir kadın eğer kocasını aldatmışsa ve bunu ilk kez yapmışsa ve de yaptığından pişmanlık ya da utanç duyuyorsa o gün evde müthiş bir hamaratlık içinde olurmuş. ( Psikologlar öyle diyor. Benim kabahatim değil )
Kısacası o gün akşama kadar temizlik, yemek, bulaşık vs işlerle uğraşıp akşamı ettim. Akşam benim kangallar eve geldiğinde onların mamalarını, sularını da önlerine koyup bir güzel besledikten sonra artık kıçımın üstüne oturma zamanı geldi. Saat 19.00 olmuştu. Televizyonu açtım. Bekliyorum bakalım bu öğretmenler gününde de daha öncekilerde olduğu gibi ‘’ Öğretmenlere müjde. Sayın Milli Eğitim Bakanımız tüm öğretmenlerimizin ve emekli öğretmenlerin maddi durumlarının daha iyi hale getirilmesi için bir takım düzenlemelerin yapılmasının düşünüldüğünü açıkladı’’ diye bir haber verecekler mi diye…( 1981 den beri hep düşünürler sağ olsunlar.Sadece düşünürler. ) Fakat o da ne? Aman Allah’ım…Flaş flaş flaşşş. Türk savaş uçakları bir Rus savaş uçağını vurmuş. Ne yalan söyleyeyim ilk tepkim ‘’ Ulan bula bula Öğretmenler Gününü mü buldunuz Rus uçağını vurmak için?’’ oldu. İyi kötü bir Öğretmenler Günümüz vardı artık bizim gün ‘’ Rus Uçağını Düşürdüğümüz Şanlı Günümüz’’ olacaktı bundan sonra.
Haberler devam etti. Cumhurbaşkanımız Öğretmenlere hitaben yaptığı konuşmada Rus uçağını vurduk dediği anda öğretmenler ayağa kalkıp alkışlamaya başladılar. Tam ‘’Allah Allah bunlar neyi alkışlıyorlar?’’ diye düşünmeye başlamıştım ki yine Cumhurbaşkanımız ‘’ Arkadaşlar bunun alkışlanacak bir tarafı yok’’ dedi.
Cumhurbaşkanımız her ne kadar ‘’ Böyle bir olayın alkışlanacak bir tarafı yok’’ dese de bizim vatandaşlarımızın büyük bir kısmı adeta göbek atıyor neredeyse Rusya ile bir savaş çıkma ihtimali karşısında.
Dedim ki sosyal medya üzerinden ‘’ Beyler ve bayanlar. Savaş bir internet oyunu değildir. Tamam Rus uçağını vurmakta haklıydık ama savaş olacak diye sevinmenin bir mantığı yok. Her halükarda savaş kötü bir şeydir. Hele de içinde yaşadığımız çağda bir savaşın asla bir galibi olmaz’’ Demesine dedim ama adımız ‘’Tırsık’’ a çıktı.
Sonra bir baktım bizim vatandaşlar her zaman olduğu gibi yine pare pare bölünmüşler. Bir kısmı ‘’ İnşallah Ruslar Türkiye’yi işgal ederler ve yönetimi bize bırakırlar’’ diyor ( Ki bunlar kendilerine Atatürkçü gençler diyor), Bir kısmı da ‘’ Ulan Putin..Bizi doğal gazı kesmekle korkutmaya çalışma. Biz Sarıkamış’ta soğuktan doksan bin şehit vermiş bir neslin soyundan geliyoruz’’ Ya da ‘’ Kes lan gazı. Biz de tezek yakarız’’ diye akıllara zarar şeyler söylüyorlar.
Elbette iktidar olma umudunu Putin’e bağlayan Yurtseverlere(!) diyecek bir sözüm yok. Hiç bir zaman aynı safta olmadığım ve olamayacağım Fransızlara ne söyleyebilirim ki. Saçmalamak ve hainlik onların genlerinde olan bir şey. Ama pek çok kez aynı saflarda olduğum insanlar da saçmalıyor bu sefer. İşte onlara bir iki çift laf edeyim:
Muhterem Beyler ve bayanlar !
Herşeyden önce 1915 yılında Sarıkamış’ta, Allahuekber Dağında 90 bin vatan evladını soğuk yüzünden şehit vermek öğünülecek, gurur duyulacak bir şey değildir. 90 Bin vatan evladını şehit verdik de bir zafer mi kazandık? Hayır. Ne demek yani ‘’ Biz Sarıkamış’ta soğuktan donarak ölen 90 Bin şehidin soyundan geliyoruz’’demek? Şununla mı öğünüyorsunuz?
Buyurun okuyun: Sarıkamış’ta yaşanan yüzlerce faciadan sadece biri:
Albay Aziz Samih, hasta sevkiyatındaki sıkıntılardan dolayı Erzurum Korucuk köyünde cesetlerle dolu evlerden şöyle bahsediyor hatıralarında:
“ (…) Hasankale’den Erzurum’a giderken Korucuk’ta Hilmi Bey isminde bir zat gördüm. Kaza Kaymakamı iken kazası Rus istilasına uğradığından buradan gelip geçecek hasta, yaralı, zayıf askerleri barındırmak ve onlara bir fincan çay, bir sıcak çorba vermeğe memur edilmiş… Vesait olmadığı için hiçbir şey yapamadığını mazur göstermek istiyordu. Kapısının önünde on ceset yatıyor… Köy evlerinden birisinin kapısı açıldı. Odun tomrukları gibi üst üste yığılmış, istif edilmiş cesetler gösterdi. Soğuktan taş heykeller gibi duran bu vücutlar bozulmuyor kokmuyor… Bunları niçin gömdürmediğini sordum. Soğuktan dedi, kazma işlemez. Evvela odun bulup bir gün mütemadiyen toprağı yumuşatmak, sonra kazdırmak icap eder” (Aziz Samih, 1934: 79).
Soğuktan donarak ölmüş şehidini toprağın kaskatı olması sebebiyle gömememek…Bu mudur öğündüğünüz şey?
Gelelim tezek meselesine.
Ben isterdim ki Putin’e ‘’ Kes lan doğal gazımızı. Biz de aslanlar gibi güneş enerjisi santrallerimizi kurarız. Dünyanın bor rezervlerinin %74 ü bizde. Kendi bor madenimizi işletir her türlü enerji ve ısınma problemimizi kendi kaynaklarımızla karşılarız. Senin doğal gazına muhtaç değiliz’’ diyelim. Oysa ne diyoruz: ‘’Kes lan doğal gazı, biz de tezek yakarız.’’
Muhteremler madem tezekle de ısınmamız mümkün o halde bu devletin düşmanı mısınız siz? Neden evinizde barkınızda bu güne kadar tezek yakmadınız da milyarlarca dolar çıktı devletin kasasından doğal gaz ithali için?
Türkiye’de hayvancılık mı kaldı ki tüm ülkeye yetecek kadar tezek üretimi yapabilelim? Artık kurban bayramlarında kesmek için bile Avustralya’dan Angus ineği ithal ettiğimizi ne çabuk unuttunuz? Tezeği de mi ithal edeceğiz yoksa?
Haydi onu da geçtim. Köylerde, kasabalarda iyi kötü yine tezek yakar ısınırız da mesela bizim mahalledeki sitelerde oturan vatandaşlar ne yapacak?
Düşünün bir kere: Oğullarımın güvenlik görevlisi olarak çalıştığı sitede her apartman 17 katlı. Toplamda 1100 daire var bir sitede. Mahallede sadece Soyakların 5 tane böyle sitesi var. Yani en aşağı 3500-4000 daire. Bunlar aynı anda tezek yakıyorlar ısınmak için. Durun daha bitmedi…Hemen yanıbaşımızda Ağaolu My World siteleri, Teknik Yapı siteleri, Nidaoğlu siteleri,Tahincioğlu siteleri, Dumankaya Siteleri, Akasya Garden siteleri…Daha sayayım mı? Bütün bunlar aynı anda tezek yakıyor?
Haa tabii ki tezek yakmak için bolca inek ve öküz de gerekli. Hoş bizim ülkede öküz gibi insan çok ama yine de tezek denilen nesne insan dışkısından elde edilemiyor. Yani kısaca her sitede en az on bin- yirmi bin inek, öküz, tosun, manda cinsinden büyükbaş hayvan beslemek lazım. Artık bizim sosyete başlar ineklerin kıçına tenekeyi dayayıp tezek hammaddesi toplamaya. Yayıkları da kurarız yüzme havuzlarına. Salla babam salla…Süt, yoğurt, ayran, tereyağı, peynir, ye babam ye. Doğal hayat…İlle velakin samanı da ithal ediyoruz. O kadar ineği besleyecek samanı depolayacağımız ahırlar da lazım sitelere. Eeee inek milleti bu. Hep ahırda tutmakla olmaz. Arasıra çayırlara çıkarıp taze ot da yedirmek lazım. Çırpıcı çayırı, Beykoz çayırı ve daha pek çok çayırın yerinde yeller estiğine göre sitelerin içinde çayırlar da kurmak lazım. Tabii ki sadece sitelerde yaşayanlar değil. Normal apartmanlarda yaşayanlar için de aynı durumlar söz konusu. Haaa ‘’ İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer büyük şehirlerde yaşayanlar da gebersin bize ne?’’ diyorsanız işte ona bir diyeceğim yok.
İstikbali ineğin kıçına bağlayıp sonra da Rusya’ya kafa tutmak?
Komiksiniz veselam.
Rusyadan korkmalı mıyız yani? Ya da ben Rusya’dan korktuğum için mi kaleme aldım bu tırsık yazıyı? Ne yani sınırlarımızı ihlal eden bir yabancı savaş uçağını düşürmemeli miydik? Rusya’nın Türkmen soydaşlarımıza yaptığı zulme sessiz mi kalmalıydık?
Konu Rusya’dan korkma konusu değil. Biz o Rusya’nın yanında İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, ABD, hatta Avustralya, Yenizelanda, Kanada varken ondan korkmamışız da şimdi sadece İran ve Suriye gibi iki kıytırık varken, artık süper güç değilken, Bizim sularımızdaki bir gemisine bile sahip çıkamayıp kendi insanlarını ölüme terk ederken mi korkacağız?
Evet konu Rusya’dan korkma konusu değil. Savaştan korkuyorum ben. Bir tek Mehmetçiğimin bile 1915 de olduğu gibi bit yüzünden derisini soya soya kaşınmasından, Tifüs gibi, veba gibi bir illetten ve donarak ölmesinden korkuyorum.
Yahu ne çabuk unuttunuz 31 Mart 2015 i ? Saedece bir gün. Evet sadece bir gün tüm yurtta elektrikler kesildi de ülke ne hale geldi. Ne çabuk unuttunuz.
Bazıları da tereciye tere satıp ‘’ Biiizzzz kırk çeri ile koskoca Çin sarayını basmış Kürşadların torunlarıyız’’ diyor. Bilmiyordum, sayenizde öğrendim muhteremler. Ben sayenizde Kürşad ve kırk çeri ile koskoca Çin sarayını bastığımızı öğrendim de siz bu gün Çin Sarayında Türklerin mi yoksa Çinlilerin mi oturduğunu öğrenemediniz.
‘’ Bizzz Kara Fatmaların, Havranlı Seyit’in soyuyuzzzzz’’
Evet canım. Biz Yunan’a dünyayı dar eden Kara Fatmaların torunlarıyız. 275 Kiloluk top mermisini sırtına alıp topun namlusuna tepen Seyit Çavuşun torunları olduğumuzu biliyorsunuz ama Kara Fatma’nın sefalet yuvası bir gecekonduda tek başına hayata gözlerini yumduğunu, Seyit Çavuşun ise dağdan kaçak olarak kestiği odunu satarak hayatını devam ettirmeye çalıştığını, hamallık yaptığını, yağ fabrikalarında kuru tahtalar üstünde yatmaktan zatüree olduğunu ve bu yüzden öldüğünü de biliyor musunuz?
Savaştan korkacak ve kaçacak bir millet değiliz. Hiç bir zaman da olmadık. Söz konusu Vatan ise gerisi teferruat oldu her zaman bizler için. Eyvallah. Amenna…Hiç bir zaman zulme sessiz kalamayız. Ona da amenna. Sınırlarımız bizim namusumuzdur. Namusumuza göz dikenin gözünü oyarız. Ona da eyvallah ve amenna. Ama olay o değil.
Muhteremler !
Şöyle düşünün: Bir insan diyelim ki sizin ehlinize tasallutta bulundu. Yani günümüz Türkçesiyle eşinize ya da kız çocuğunuza, namusunuza tecavüz etmeye kalktı. Ne yapıyorsunuz. Tabii ki o tecavüzcüyü gebertiyorsunuz. Bir kaç saniye için de olsa namusunuza göz koyduğu için ‘’ Aman yahu bir kaç saniyeden ne çıkar ‘’ demiyorsunuz. Buraya kadar haklısınız ve tecavüzcüyü gebertmeniz takdire şayan. İlle velakin ‘’ Aman ne güzel, benim namusuma da tecavüz etmeye kalkan oldu. Oh ne güzel tecavüzcü öldürmem için fırsat çıktı.’’ Diyerek sevinmek neyin nesi oluyor? Benim anlamadığım işte bu sevinç… Bunun nesini alkışlıyorsunuz?
Tabii ki doğal gaza karşı tezek gibi dahiyane bir alternatifi hiç hesaba katmıyorum. Tabii ki Sarıkamışta düşmana tek bir mermi atamadan soğuktan donan 90 bin şehitle öğünmek gibi bir gafletten de bahsetmiyorum.
Ve diyorum ki: Akıllı olun akıllı. Akıllı olun ki düşman, karşısında ciddi bir tehlike olduğunu anlasın. Küme küme yığılmış tezek dağlarıyla hiç kimseyi korkutamazsınız. Sadece komiklik yapmış olursunuz.
YORUMLAR
Bazen düşünüyorum da, hakikaten halimiz utanç verici. Rusya bizi doğalgazı kesmekle tehdit etse ne olacak. Kendi ilimizin belediye başkanı "öz yönetime geçeceğiz barajlara el koyacağız elektriksiz kalacaksınız" diye bizi tehdit ettikten sonra...
Eskiden kuru üzüm, incir buğday satıp çamaşır makinesi alırmışız ülkecek. Yani bir nevi tarım ülkesiymişiz. Şimdi o bile değiliz. Tüketim ülkesiyiz. Arafta bir yerdeyiz. Cenneti de görüyoruz, cehennemi de.
O değil de son zamanlarda 90000 şehidin Rus propagandası olduğu dillendirilmeye başlandı. Esas rakam 23000 miş. Bunu bilmek bize ne kazandıracaksa. Sen bu konuda ne düşünüyorsun? Bir de şehit askerlerimizin eldeki resimleri Rus arşivlerinden araklamaymış. Adamlar ölümüze resim çekip saklamışlar. Neresinden baksan büyük bir skandal, vahşet o askerlerin durumu. Ama dediğin gibi biz bununla övünüyoruz.
Vallahi hiç hümanist takılamayacağım, elin kızına oğluna öylesi bir kötülüğü reva gören ölümlerin en acılısını hakediyor. Ben yıllarca gözümden sakınacağım evladımı elin şerefsizi çıkacak bütün hayatını mahvedecek ya da onu öldürüp oraya buraya atacak. Allah kimseyi böyle bir durumda bırakmasın. Ama yaşamasın öyleleri. Yakalansın, beyni hariç işe yarar organları fakir fukaraya dağıtılsın sevabına. Cesedi de tıp fakültelerine bağışlansın, gömülmesinler mümkünse. Çok mu canice? Üç kız anası olarak hiç de canice değil.
Bir Trabzonlu olarak Rusları umursamıyorum bile. Onların alkolik başkanlarını ve alkolik askerlerini de. Bunlar zaten olacak şeylerdi, haksız mıyım? Beklenen şeydi bu savaşlar. Benim anlayamadığım devletinin yanında olması gereken şahısların düşman güçleri yanında kalem oynatması. Yahu lokantalarda bile "Memnuniyetinizi dostlarınıza, şikayetinizi bize bildirin" tabelası var. Bizdekiler Putin Reyiz diye bağırıyorlar. Bunlarla savaşa girecek ülkenin ordusu dünyanın en birincisi olsa ne yazar.
Neyse. Heyecanlı ülkeyiz vesselam. Dizi izlemeye de bayılırız. Olan biteni de Kurtlar Vadisi gibi izliyoruz. Lafı gelmişken Putin'nin sağ kolunun öldürülmesini işlemişti K.V. Ertesi hafta CIA adamı öldürmüş. Ne kadar tuhaf değil mi :)
Saygılarımla hocam.
SAMİ BEY;
Düşüncelerinize katılıyorum. farklı bir pencereden de şöyle diyorum: ülkede unutturulan tarımı belki yeniden öğrenebiliriz.10.000 TL vererek, tarlalar çayırlaştı. Göç büyük kentlere aktı. tarıma dayalı hayvancılık, besiciliğe dönüp hormonlaştı. Elbette zorunlu olunca tezek de yaktık yakılır. Sogan şu : HORMONLU TEZEKLER istemiyoruz.
Hoşça kal.
Hocam acı gerçeklere temas etmişsiniz ki neresine dokunsanız içimiz yanıyor,bizim olmayan bir satranç oyununda piyon rolüne büründürülmüş olmaktan korkuyorum,bu millet çileden kahırdan Korkmaz inşallah , ama mahallede okulda şurada burada kendince güçlü birine karşı gösterdiğimiz siyaset aklını milletler arası siyasette de görmek istiyor insan...
Rusya'nın tecavüz etmediği hava sahası kalmamış. İngiltere ve Kanada da buna dahil. Alışkanlık haline getirmiş ve keyfine göre gövde gösterisi yapıyor.
Soydaşlarımız olan Türkmen'leri kıyım yapmaya gitti oraya. İşid bahanesiyle ancak İşid'e tek füzesi, bombası yok nedense. Canımız yanıyor haliyle.
hava sahamıza giren uçak yolcu uçağı değil, savaş uçağı ve uyarılara aldırış etmeden, küstahça sınırımızı ihlal ediyor. Düşüreceğiz tabi.
Türk halkının canının yanmasına ilaç gibi gelmiştir bu olay ve doğal olarak da sevineceğiz tabi.
savaşa girmekten mi korkuyorsunuz? Hiçbirimiz istemeyiz bunu Hocam ancak bu savaş kaçınılmaz. Böyle demem istediğimden değil, gidişatı görmemdendir.
Sınırımızın hemen dibinde yapılan operasyonların asıl hedefi Türkiye'dir. Bunu gördüğünüze de eminim.
Köylümüzün doğal gazı keserse kessin, tezek yakarız yine de Ruslara mihnet etmeyiz demesi, kendi devletine güvenmesinden ve özgüveninden ileri gelir. Kuyruğu dik tutmak yiğitliğin şanındandır nitekim.
Elbette ciddi önlemler alacak olan millet değil, devlettir. Katar doğal gazı anlaşması gibi.
Bor meselesi de bugün yarın gündeme gelecektir.
Bizim yapmamız gereken toplum olarak kenetlenmek ancak içimizdeki hainleri temizlemeden olmayacak bu iş. Allah yar ve yardımcımız olsun.
İlgi ile okuduk yine yazınızı hocam.
Günü, oldukça güzel dile getirmişsiniz.
Siyasi çıkarların, ideolojik beklentilerin ülke huzurundan önde tutulduğu bu günlerde,
gerçekten tarihimize ibretle not düşülecek olaylar yaşıyoruz.
Vatan hainliği,
inanılmaz boyutlarda bu aralarda.
Kimsenin çekindiği de yok hani.
Ağzına geleni söylüyor, yazıyor millet.
Üstelik de,
kimler yakıştırmış, kimler vermişse adlarının önüne ''Aydın'' sıfatını,
onlar en çok havlamaktalar bu aralar.
Ne demeli?
Allah, yardımcımız olsun.
sami biberoğulları
Dediğin gibi: Allah yardımcımız olsun.
Selam ve sevgilerimle.
Hocam sözde Atatürkçü olup gerçekte ruscuların ağızları kulaklarına varıyor rusya türkiyeyi işgal edecek diye dahada önemlisi doğuya hiç bomba atmayacak olması vay memleketimin hline rusların işgal etmesine gerek kalmamış içimizdekiler çoktan işgal etmişler Uçak olayına gelince ben hiç sevinemedim uçak düşürd
üğümüze nedeni ise bütün oyunların bizim üzerimize oynandığı bu zor zamanda işimizin gittikçe zorlaşacağından Doğalgaza gelince ne yapalım adamlar gazı kesince onlara teslim olacak halimiz yok ya odun yakabilen odun kömür artık ne bulursa mecburen yakacak dışa bağımlı olmanın cilveleri bunlar ve bunlardan ders çıkarıp geleceğimizi ona göre hazrlamalıyız diyorum emeğinize sağlık saygılarımla
sami biberoğulları
Bizde bir laf vardır. Allah bir kapıyı kapatırsa bir başka kapıyı açar diye. Yani aslında Rus'un doğal gazına o kadar da mahkum değiliz. Aha da Katar ile bağlantıyı kurduk bile.
Mesele akıllı düşünme meselesi.
Bir şeyler gelince başımıza,
İçindekiler çıkıyor insanların.
Kimi gelsin diyor Putin,
Başımızdakiler gitsin.
Kimi de savaş olursa ben savaşmam,
Eskiden hipilerin dediği gibi..
İnsan alışır zor şeylere,
Tek gelmesin başımıza musibet..
Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
İş başa düşünce gereği neyse yaparız Allah'ın izniyle.
Tek yapmamız gereken şey akıllı düşünmek, akıllı çözümler üretmek.
Selam ve sevgilerimle.
uzun uzun yorum yapmayacağım hocam
"günümün yazısıydı" demem yeterli sanırım
saygı ile
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Demek ki...
İktidar olma umudunu Putin'e bağlayan...
Hiçbir zaman aynı safta olamayacağımız...
Saçmalamak ve hainlik genlerinde olan... Yutseverlerimizin(!) zor zamanda ellerinden gelecek olanı Türk'ün, Türkiye'nin lehine kullanmalarını bekleyemeyeceğiz!...
90 bin şehitten, tezek yakmaktan, sefalete mahkum edilen Seyit Çavuşun, Kara Fatma'nın kahredici sonlarından daha trajik bir durumumuz var...
Neyse...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.
kokusu çoktur.... kalorisi yoktur.... ham maddesi *oktur .......diyen hasan pulura rahmetler diliyorum yazın günceldi hocam saygılarımla
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.
Neticede öğretmenler "günlerinde" temizlik yapar.
Ve bu gidişle memleketin ısınması için hayvanların kıçına bakıp duracağız.
O da yetmez ise artık kendi tesislerimizi kurup işletiriz.
Dışa bağımlı değiliz aslında "iç" e bağımlı olmuşuz.
Bir de hocam "tecavüzcü" olmak kolay değil. Bir tecavüzcü kaç yılda yetişiyor biliyor musunuz?
Hele hele kaynaklarımıza,gelirlerimize hortumunu salan tecavüzcüler var ki....Allah yardımcıları olsun.
Onlar ki "kutsal" meslek erbabıdır ve memleketin üstün insanlarıdır...
Allah kuvvet versin.
Selam ve saygı ile.
sami biberoğulları
Özellikle tecavüzcülere dikkat. Dediğin gibi yetiştirilmeleri bir hayli zor ve masraflı.
Selam ve sevgilerimle.
değil mi hocam, olay "Türk'üm lan dünyaya yeterim" den ibaret değil. Türk'e geçmişte bu şanını veren akıllılığı, namusluluğu, değerlere bağlılığı idi. şimdi akıl google'dan, namus facebook'tan, değerler bayram mesajından ibaretken, Türk'ün içi boşken ne viyana kapısına dayanmakla övünülür, ne çin sarayını basmakla. elinize sağlık.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
bak şimdi
namusuma göz diken şerefsizi vururum gider
evet bunun haklılık derecesine baktığımda şüphesiz bu böyle EYVALLAH
lakiiiin iş sınır meselesiyse HELE Kİ RUSYA İSE
uçak meselesidir abi eh biraz da güç meselesidir koca yusuf rakibini yenince sevinmezmiydi
:))))
işte öyle
bizim ev doğalgazlı kombimiz var
lakin baktık soba deliği de var
ülen durulur mu yahu hemen bi odun sobası kurduk kiiiii deyme keyfimize
tezek değil araba lastiği bile yakar alimallah
:)
sami biberoğulları
Bol bol odun yakarsın gayrı. Orman bol bizde nasılsa. )))))
Selam ve sevgilerimle.
Kıymetli hocam
Bir arkadaşımdan öğrendiğim (ismini vermeyeyim çünkü ben okumadım arkadaşımdan duydum) Atatürkçülüğüyle öne çıkan ünlü bir tiyatro sanatçısı kendi facebook’ sayfasında Rusya ile Türkiye savaşacak olursa ben savaşa gitmem bu ülke dindarlara kalacağına Ruslar işgal etsin daha iyi diyen bir açıklamasını okumuş
Birlik beraberlik gerekecek öyle bir anda düşmandan yana olan ve böyle bir açıklama yapabilen zihniyetin milli mücadele yıllarında İslam’a ve Müslümanlara ve hatta Osmanlının siyasi ve kültürel mirasına neler yapmış olabileceklerini tahmin etmek çok zor değil. Başka bir deyişle bu tip açıklamaları duyunca bazı tarihçilerin resmi evrak olduğunu iddia ettikleri ve o yıllarda yaşamış insanların iddialarına ve söylemlerine dayanan belgelerin doğruluğu konusunda ki sorular, insanın kafasında dolaşıyor ister istemez.
Türkiye dirayetli bir devletin ortaya koyması gereken ve uluslar arası hukuktan doğan haklarını kullanarak sınırlarını korumak adına bir tavır koymuştur. Yani bir tür (nefsi müdafaa) durumudur ve olay budur.
Ama gel gör ki sizin yazınızda da geçtiği gibi toplumun (bir kesimi) öz güven eksikliğinden ve art niyetten kaynaklanarak hükumeti ve devlet adamlarının ulusal anlamda ki siyasi tavrını eleştirip yandık bittik petrolsüz gazsız kaldık deyip felaket senaryoları çizip ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar. O zaman da insanın dilinin ucuna, ''ulan oğlum velvele yapıp şimdiki devletin kararlarını eleştireceğinize en zengin petrol ve doğal gaz yatakları olan ve Türkmenlere ait Musul ve Kerkük bölgesini basiretsizliği yüzünden entrikalarla İngilizlere alenen teslim eden misak-i milli sınırlarımıza dahil edemeyen devlet adamlarını eleştirin. o topraklar bizim sınırlarımızda olsaydı bugün biz de Rusya’ya tezekle kafa tutmak gibi bir komikliğine düşmezdik demek geliyor.
Yorumumu yine klasik sözle bitireyim söylenecek çok şey var ama neyse!!!
Çok mantıklı çok doğru sözler içeren akılcı bir yazı kaleme almışsınız, elinize yüreğinize sağlık
Saygı sevgilerimle
sami biberoğulları
Özellikle böyle zamanlarda daha fazla sırt sırta, el ele vermemiz gerekirken şu durumdan bile bir hükumet devirme senaryosu çıkaranlara mı yanarsın, yoksa bir savaş olursa o bahsettiğin Misak-ı Milli sınırlarını geri alıp Osmanlı Devletini yeniden kurma hayallerine yatanlara mı yanarsın. Neye şaşıracağımı şaşırdım inan ki.
Selam ve sevgilerimle.