- 816 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
DERİN İZLER
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
DERİN İZLER
1962 yılında Anadolu’nun küçük bir köyünde yaşıyorduk. Soğuk bir kış günüydü. 7 yaşındaydım. O gün çok hastaydım ve ateşler içinde yatıyordum. Biz 10 kardeştik. Ben yedincisiydim kardeşlerimin. En büyük ablamız gelin olmuştu. 2 abim de astsubay okulunda okuyorlardı.
Babam evdeki abimi yanına çağırdı;- hemen atları arabaya koşmasını ve dağdan taş getirmesini söyledi. Abim ergenlik çağında 15-16 yaşlarındaydı. Hemen kabul etti. Çünkü o kendinin büyüdüğünü ispat etme çabasındaydı. Ama ne yazık ki annem buna karşı çıktı. O gün hava çok soğuktu. El ayak tutmuyordu. Her an kar tipi de olabilirdi. Abimin yaşının küçük olmasından dolayı, başına kötü bir şey gelir endişesi ile annem babamı ikna etmeye çalışıyordu. Bu çabanın sonu kavgaya dönüştü. Babam çok aksi geçimsiz, sinirli ve acıma duygusu çok az olan birisiydi. Belki de acıma duygusu hiç yoktu.
Babam anneme sen benim işime karışma diye bağırıp çağırmaya, çok çirkin küfürler etmeye başladı. Annemde abim kurda kuşa yem olmasın diye ana yüreği ile direniyordu. Babam hırsını öfkesini yenmesi için annemi dövmesi gerekiyordu ve dövdü de.
Annemi dövmeye başlayınca yataktan nasıl kalktığımı bilmiyorum. Hiç durmadan sesli bir şekilde ağlıyordum. Babamdan hepimiz çok korkuyorduk. Abim de annemi kurtaramadı. Babam annemi hem çok dövdü hem de evden kovdu. Annem, kuş gibi çırpınan yüreğini ve aklını bizde bırakarak, çaresiz babasının evine, dedemlere gitti. Ben ele avuca gelmiyordum. Aklımı yitirecek gibiydim, o kadar çok ağlıyordum ki ne yapıp edip anneme gitmek istiyordum. Babam hepimizi azarlayıp içeriye kapattı. Ama bizimle hiç ilgilenmedi. Üstelik ben çok hastaydım.
Köylerde tuvaletler dışarıda olur. Ben bir ara tuvaletim geldi bahanesiyle evden kaçtım ve annemi aramaya çıktım. Dedemlere gideceğim fakat her evin önünde bir köpek, hepsi çok yavuz. Ona rağmen her şeyi göze alarak sessiz sessiz -köpekler duymadan- dedemlerin avlu kapısına ulaştım ama ne çare; kapı kilitli ve onlarında köpekleri var. Kapının aralığından var gücümle anne, anne diye sesleniyor, durmadan ağlıyordum. Dedem, dayım, yengem, annem hepsi evdeydiler ve hiç birisi o kadar ağlamama rağmen kapıyı açmadılar.
Gözyaşlarında boğuluyordum ama annemi almadan gitmeye hiç niyetim yoktu. Belli ki annem geri gitsin diye, beni almıyorlar ve anneme yüz vermiyorlardı. Annem de kendisini sığdıramazken beni korkusundan içeriye alıp bağrına basamıyordu. Epeyce bekledikten sonra annem saklıca bahçe kapısının yanına geldi, kapıyı açmadı. Kapının aralığından bana eve gitmemi babamın öfkesi geçince geleceğini söyledi. Ama ben hiç inanmıyor, hep ağlıyordum, sonunda çaresiz, ümitle ümitsizlik arasında eve geldim.
Babam horul horul uyuyordu. Akşama doğru annem korka korka evimize geldi, babamdan saklı bizleri bağrına bastı. Babam nasıl olsa erkekliğini göstermişti ya, artık ses çıkarmadı anneme. Çünkü karnı acıkmıştı ve hepimiz aç ve perişandık. Annem hem on çocuğun anasıydı, hem hizmetçisiydi, hem kölesiydi, hem de döve döve nasıl seviliyorsa babamın karısıydı. Hem kır işlerinde, hem de evde çalışırdı. Annem çok asil bir insan, güzel öğütlü tertemiz, ahlaki güzelliği, herkes tarafından takdir edilen birisiydi ve ayrıca çok güzel bir kadındı. Ama kaderi hiç güzel olmadı, gül yüzü hiç gülmedi hayatı boyunca. Bu olay o küçücük yaşımda bende çok derin izler bıraktı. Babamı hiç sevemedim, ben onun annesinin adıydım, zaman zaman beni "anamın adı ağzımın tadı” diye severdi. Ona rağmen ben onu hiç sevemedim.
Babam eve geldiğinde ben hiç sevinmiyordum. Babanın anlamı benim için korkulacak bir şeydir.
ŞERİFE GÜNDOĞDU
YORUMLAR
Öncelikle günün seçkisini kutluyorum efendim.
Konunun açılımı ve duyguların insanda yarattığı baskı bazen o kadar ağır oluyor ki hüzün ve acı en derinde çöreklenip sızan duygu sağanağında, telaffuzu zor ne çok şey dile geliyor.
Ne yazık ki, hayatın bir gerçeği kaleme aldığınız ve kim bilir ne derin yaralarımız var da sesimizi çıkarmadan sadece susuyoruz bu bağlamda çok açık yürekli bir yazı kaleme almışsınız ki kim bilir neler saklı pek çoğumuzun içinde.
Yüreğinize sağlık.
Daha güzel bir hayat ve mutlu yarınlar diliyorum her birimiz için.
Sevgiler, saygılar...
Şerife GÜNDOĞDU
Canım babamla baba kız ilişkimiz aklıma düşününce, içim sızladı resmen.
Ben babamı 14 yaşında iken kaybetmiştim ve sık seyahatler yapan biri olduğu için sevgisine doyamamıştım. Uzun bir süre kır saçlı erkeklerin peşinden koşturup yüzlerine baktım içimdeki hasretle babam olabilir mi diye.
Bir çocuğun asla yaşamaması gereken durumlardan biri, babasının annesini hırpaladığını
görmek. Elbette ki bu büyük yaralar açacaktır o kişide. Acı bir anıydı aldığınız kaleme.
Gönülden sevgiler size,
Billur T. Phelps tarafından 12/2/2015 11:31:19 AM zamanında düzenlenmiştir.
Şerife GÜNDOĞDU
Şüphesiz,
kadına şiddet uygulamak kötü ve günah bir şey.
Benim babam da, anama çok eziyetler etmiş zamanın bir yerinde.
Küçük çocuğu ile kapı dışarı bile etmiş.
Anacığım, sabahın körüne kadar o kapı senin, bu kapı benim gezinmiş soğukta.
İki gecedir hastanede, hasta olan babama refakatçı olarak kalıyorum.
Sabahleyin de, nöbeti ağabeyime devrederek işe gidiyorum.
Yarı felçli annem,
ağlayıp duruyor eşi hastaneye yattı diye.
Çok önemli bir şeyi yok aslında.
Yaşı doksana dayanmış,
sağ kolunda hafif bir güç kaybı meydana gelmiş.
Doksan yıldır çalışıyor makine, yorulmuş artık biraz.
O da farkında durumun ve bunu kabulleniyor.
Demem o ki;
yazınızı çok beğenmedim.
İnsanımız,
cahil,
kötü,
düşünce kıtlığında olabilir.
Ama,
sonuçta babadır o.
İnsan babası için;
''Onu hiç sevmiyorum'' nasıl der?
Anlayamıyorum doğrusu.
Billur T. Phelps
Sanırım erkek ile kadın arasındaki bakış, görüş farkı bu
arkadaşım.
Maalesef erkekler kadınlar kadar duygusal ve incinebilir
değiller.
Sanki, babadır döver de, sever de mantığı var gibi sizde.
Dayak hiç bir canlıya yakışmaz. Ne olursa olsun, konuşarak
halletmek varken.
Sevgiler,
Şerife GÜNDOĞDU
Bir tutam hayat
yorumda vermek istediğimiz ana fikri anlayamamış galiba.
Ya da biz aktarmayı beceremedik.
Babamın durumuna en çok üzülen annemdi.
Onca çektiği çileye rağmen,
hiç bir zaman ''Benim kocam kötü'' demedi.
Yoldaş bildi, candaş bildi, olduğu gibi kabul etti.
Sanırım,
babam da pişman olmuştur yaptıklarına ömrünün bir noktasında.
Tüm sevimsizliklere rağmen,
birbirine sevgi ile tutunmuş,
hayatlarının som demlerini huzur içinde geçirmeye çalışmaktalar.
Yani,
bizlere asla babamızdan nefret etmemiz gerektiğini öğretmedi.
Tüm çileleri o göğüsledi ama,
çocuklarına nefret duygusunu aşılamadı.
Anlatmak istediğim buydu.
Şerife GÜNDOĞDU
Billur T. Phelps
Bakın siz de bir kadının yüreğinin büyüklüğüne ne güzel bir örnek verdiniz.
Anneniz çektiklerine rağmen babanıza düşmanlık beslememeniz için elinden geleni yapmış. Bugün babanızı hoş görebiliyorsanız, bu yine saygıdeğer anneciğiniz eseridir.
Bir tutam hayat
Anacığımın hakkını asla ödeyemeyiz.
Ne bizler, ne babamız.
Şerife Hanım,
kusuruma bakmayın.
Okuduğumdan anladığımı yorumladım.
Babanız kötü bir insan olabilir.
Ancak,
bir çocuğun, her ne hal olursa olsun, babamdan nefret ediyorum demesini aklım almıyor.
Ya da,
benim yaşadığım hayat öyle bir çerçeve çiziyor bana.
Kim bilir?
Belki de sizin hayatınız, babanızdan gördüğünnüz davranışlar çok başka, bizim tasavvur edemediğimiz bir ölçüde kötüdür.
Sonuçta,
olayı kendi görüşümüze göre yorumluyoruz biz.
Şerife GÜNDOĞDU
Bir tutam hayat
Beni engelleyebilirsiniz.
Siz, eleştiriye açık bir insan değilsiniz.
Sadece taktir edilmek istiyorsunuz.
Cümlelerimin son derece seviyeli ve medeni olduğunu düşünüyorum.
Bu yazdıklarımızı başkaları da okuyordur şüphesiz.
Şerife GÜNDOĞDU
Bir tutam hayat
Sadece,
''Babamı sevmiyorum'' cümlesine eleştiri getirmiştik.
Başka bir niyetimiz yoktu.
Şerife GÜNDOĞDU
Kanatsız karıncanın, kanatlı karıncadan hakkını alacağı gün,
"Sonsuz bir hayatın karşılığında , bir ömür çekilen çilenin ne önemi var" deyip,
şöyle bir bakıp geçmişe , tebessüm edecektir anneniz, eminim..
..
Duygusal.. Çok duygusal bir yazı..
Şerife GÜNDOĞDU
Anamın adı ağzımın tadı. Babam beni böyle severdi ama ben babamı sevemedim.
Sanki beni yazmışsınız.
Önceleri babamı çok severdim, çocukken. Annemi dövse de- böyle olacak sanırdım. Bu ikisi arasında bir şeydi. Babam beni ve kardeşlerimi seviyordu ya bu yetiyordu.
Neyse benim öykümü bırakayım.
Duygulanarak okuduğum bir anlatım, öykü.
Ne yazık ki pek çok kadın, aile yaşıyor bunları.
Ekonomik açıdan özgür olmayan kadın ister
istemez dönüyor koca evine.
Bunları ben de yaşadım.
tebrikler,
sevgilerimle..