- 353 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bu Günler De Demem o ki…
Bu Günler De Demem o ki…
Televizyonları açmak, gazetelere bakmak gelmiyor içimden. Ülkemin her tarafında olaylar ve özellikle Doğu’dan ölüm haberleri geliyor. Ateş çemberinde, ocaklara ateş düşüyor, analar ağlıyor, millet sokakta, sorumlular olan bitenden pay çıkarma telâşında.
Kimi konuşturursanız, herkes burnundan soluyor ve haykırıyor. Sokak hareketleriyle terörizmin daniskasını yapmaya çalışanlar; “yeter artık, ne/neler oluyor, ne yapılmak isteniliyor?” dedirtiyor.
Her tarafta kendisinden olmayanlara yönelen çeşitli Vandalizm tabloları sergileniyor.
Her an Şehit haberlerini duymaktan korkar olduk. Gerginlik, öfke, hüzün, endişe gözyaşı…
Önceleri, Sağcı-Solcu, sonra Komünist-Faşist, sonra Alevi-Sünni, şimdilerde Türk-Kürt ve yine Doğulu-Batılı olmak üzere şiddeti körükleyen, kontrolün kaybedilmesine sebep olan hareketli, kaotik bir ortam yaratılıyor.
Yıllar yılı sağduyu çağrıları yapılsa da bir türlü provokatörler rahat durmuyor.
Milli irade, halkın istekleri yok sayılmaya çalışılarak, meclise gönderileneler; kendi aralarında olmadık söz ve söylemlerle birbirlerine saldırıyorlar.
Parti binalarına saldırılıyor, yolcu otobüslerine saldırılıyor, insanlar birbirleriyle yakınlaşmalarından olmadık senaryolar üretilerek, birbirlerine kırdırılıyor. İnsanlar birbirlerine düşmanca tavırlar sergiliyor.
Vandalizm meraklıları bıyık altından gülüyorlar, yabancı menşeli güç odakları bir türlü rahat durmuyorlar. Arap baharı safsatasıyla onlarca ülkeyi birbirine düşürenler, şimdi de Türkiye’yi dâhil etmek istiyorlar.
Dolar, Avro, altın, Petrol fiyatları tavan yapıyor, ekonomi sekteye uğruyor, paramız değersizleşiyor.
İslam coğrafyasını bir türlü kabullenemeyenler, özellikle Türkiye’yi açlık, sefalet, halkta tedirginlik, kin, nefret, öfke, korku ve endişeye sevk ediyorlar. Komşularımızda ki mevcut kargaşadan kaçan mültecilerle bizi baş başa bırakarak; Türkiye’yi yıpratmaya, karıştırmaya, çaresiz bırakmaya ve olumsuzluklarla karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar.
Mevcut an itibariyle, ülkemin batısında ;“Kürt’üm”, Doğrusunda “Türk’üm” demeye korkar dolduk. Özel arabamızla yurt içinde gezemez olduk. Askere, polise saldırılar var. Yeraltından bombalar fışkırıyor, siviller ölüyor.
Her şeyden önemlisi de Şehit haberlerinin geldiği kaotik bir ortamda yapılacak olan seçimler var.
Ülkenin her tarafında Provokatörler cirit atıyor.
Hâlbuki hepimize yetecek kadar büyük olan cennet misali bir vatanımız var.
Memleket insanımız, küresel provokatör güçlere prim vermemeli artık.
Biz, tarih boyunca hep beraber yaşadık, omuz omuza savaştık, güldük, eğlendik, dertleştik, acılarımız, özlemlerimiz, sevinçlerimiz hep aynı oldu. Kirve olduk, kız alıp kız verdik.
Ancak son zamanlarda hissizleştik, halsiz düştük, yorgun bedenler haline geldik, umutlarımız yıkılıyor, geleceğimiz yakılıyor. Artık çocuklarımıza olan biteni anlatamıyoruz.
Ey Yarab!
Hz. Eyüp’ün derdini,
Hz. Yunus’un yalnızlığını,
Hz. Yakup’un gözyaşlarını…
Hz Yusuf’un metanetini,
Hz. Muhammed’in ümmetine duasını bilensin, görensin ve sonuçlandıransın.
Bizim de halimiz malumun, bizleri aziz eyle, zelil eyleme.
Ülkemizin karışmasında bombalar Almanya’dan!
Mayınlar İtalya’dan!
Ülkemde insanlarda gezen sayısız ajan ve provokatörler!
Stratejileri İngilizler ’den!
Ülkemize küresel güçlerin saldırıları var,
Aynı toprak, aynı bayrak ve aynı din için yaşayanlara birlik beraberlik gücü kuvveti feraseti ver. Birliğimizi ve dirliğimizi bozma yarab!
Herkesin Türkiye’ye karşı olduğu bir zamanda, bu konuyu ne güzel özetlemiş Necmettin Erbakan Hoca; “Kürt ile Türk’ü ayırırsanız, ne Türk kalır ne de Kürt, eğer birleştirirseniz Çanakkale misali ne İngiliz kalır ne Fransız”
Kerim BAYDAK
[email protected]