ANALAR AĞLAMASIN !
ANALAR AĞLAMASIN !
YAZAN: YAHYA AKSOY
Anaların ağladığını gördükçe yüreğim kan ağlıyor ve Anadolu’nun ağladığını gördükçe kanım duruyor ve neler oluyor, niçin oluyor,neler yapılmalı? diye düşünüyorum.
Ölen garip yoksul, öldüren şaşkın yoksul.Analar ağlıyor,Anadolu ağlıyor günlerce yıllarca.Ey şaşkınlar, ey garipler, ey ne yaptığını bilmeyenler düşünün biraz.Hepinizin anası bu yurdu ANADOLU yaptı.Atalarınızın kemikleri sızlıyor.Onlar birlikte yurdu beklediler ve kanlarıyla bu topakları yurt edindiler.Siz bu kutsal mirası korumak ve geliştirmekle yükümlüsünüz. Yurdu korumakla görevli asker kardeşlerinize nasıl kıyıyorsunuz? İradenizin dışında kimden ve neden emir alarak kime hizmet ettiğinizi sanıyorsunuz? Anaları ağlatanların anaları ağlar.Analar ağlıyor ve Anadolu ağlıyor. Durun ve kısaca başkalarından gelen sesleri değil vicdanınızın sessini dinleyerek, Anadolu’yu Anayurt yapan ve bu topraklarda yatan atalarınızın seslerine kulaklarınızı verip gönlünüzü açın.. Açın gönlünüzü atalarınızın sesine ki yürekleriniz, başkalarının pompalayarak doldurduğu kinlerden ve yanlışlıklarından kurtulsun. Ülkemiz karalar bağlamasın ve analar ağlamasın Şairlere ve ozanlara kulak verin .
OĞUL
“Bayramda seyranda bu anayurtta
İnsan birbirine sarılır oğul
Barışıp birleşir sevinçte dertte
Taş taşın üstüne örülür oğul .
……
Efendim tek elden çıkar mı seda
Şu Bayrak uğruna bu Millet feda
Olur olmaz deme işte şühedâ
Biri ölür bini dirilir oğul.
…..
Sahip çık kimseye verme bir karış
Bu toprak üstünde başlat bir yarış
Fikirle savaş yap fikirle yarış
Kılıç en sonunda vurulur oğul.
Şehitler ayakta bu bir nöbettir
Bu işi fikretmek bir marifettir
Ülkenin her yanı gizli mabettir
Bu kapıya şurdan girilir oğul.
Cumhuriyet denen hür idareyle
Seçip seçiliriz milletçe reyle
Bizde atalardan gelenek böyle
Seven sevmeyene darılır oğul.”
Malatya Darendeli âşık İbrahim Güleç-BEYANÎ, yapılması gerekenleri “OĞUL “ adlı şiirinde ne güzel dizelere dökmüş. Âşıklardan öğreneceğimiz çok şey bulunmakta.
“Ah oğul, bilir misin, bilir misin nereden geldiğini?
…
Öyle çok yerden geliyorsun ki,
Sudan v e topraktan,
Ateşten ve kardan,
Öyle çok uzaktan ki yolculuğun…”
“OĞUL” şiirinde, geçmişi ,bugünü ve geleceği anlatarak özetle böyle diyor Neruda…
Yurt içinden ve dışından oğullara seslenen şairlere kulak verenler doğruyu bulacaklar ve yanlış olanlardan çabuk kurtulacaklar…
Bu toprakların yetiştirdiği ve değeri her geçen gün daha iyi anlaşılan dünya şairi Nâzım Hikmet “Bu Vatana Nasıl Kıydılar” şiirinde şöyle demekte:
“ İnsan olan vatanını satar mı ?
Suyun içip ekmeğini yediniz.
Dünyada vatandan aziz şey var mı ?
Beyler bu vatana nasıl kıydınız…”
Vatan,toprak, insan sevgisini yapıtlarına aktarmış ünlü yazar ve şair Abbas Sayar, “Anadolu’nun mihnet dolu bağrında, yaşamlarını bir lokma ekmek için tüketen yağız çehreli Türk köylüsüne adıyorum,” dediği MEMET’İN ÖLÜMÜ şiirinde şunları yazıyor:
“Dağ yolu
Mazısı ,yolcusu inim inim inleyen bir kağnı
Hasta delikanlı
Ciğeri tutuşmuş ana…”
Yaman rüzgârların estiği,kuş uçmaz kervan geçmez dağ yollarının kesiştiği,buğulu gözler ve tren yollarının buluştuğu, kağnıların ve anaların inlediği Anadolu’yu dert edinmiş olan Abbas Ağabeyi ,Bozok çamlığı yamaçlarındaki mezarından kalk da bak , analar ağlıyor, Anadolu ağlıyor.Bu ağıtlar nasıl ve ne zaman duracak bir şiirle bildir ülkemize, insanımıza…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.